Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"EVLENMEK BİR mahâret DEĞİLDİR! "demişim
Üç yıl kadar önceydi. Yaşadığı bütün sıkıntıları ve evliliği devam etsin diye verdiği mücadeleyi bildiğim, çok sevdiğim bir arkadaşım boşanma aşamasındaydı. Tuzu kuru bazı kadınlar tarafından, boşanma kararına gelen eleştirileri anlatmıştı telefonda. Öyle çok öfkelenmiştim ki, üç beş takipçili, kendi kendime takıldığım tiwitter sayfamda bu yazıyı
Sait Köşk

Sait Köşk

@Aybebe
·
31 Temmuz 2022 13:33
Evlenmek bir maharet ya da beceri değildir. Nasiptir, kısmettir. Sen harika bir insan olduğunu için iyi bir eşe sahip değilsindir, o senin şükür imtihanındır. Çünkü nice harika insanlar nice ahlâksızla evlidir ve onun evliliği sabır imtihanıdır. Evlilik birileri için toz pembe bir hayat sunarken, bazı iyi insanlar için azaba dönüşebilir. Bu azab sadece kadının ya da adamın tek taraflı iyiliği, ciciliği, ya da çabasıyla bitmez. Evliliği biten her adam ya da kadın suçlu, beceriksiz de değildir. Bazen iki iyi insan da anlaşamaz. Ayşenur Kırcalı
Reklam
400 syf.
8/10 puan verdi
Right place, right time, right book, right persona. En çok ilk bölümünü okumaktan zevk aldım. Sanki sonsuzluğa doğru ilerliyormuş gibi akan kelimeler bana büyük bir zevk verdi. Adeta zamanımı durdurdular. Yazarın, özellikle gece uyumadan önce kafamızın içinde oradan oraya savrulan düşünceler gibi bir anlatıma sahip olması ne kadar zevkliydi
Swann'ların Tarafı
Swann'ların TarafıMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20214,216 okunma
Saadet
Her insan, her izan ve vicdan sahibi hatta en önemsiz bir hayvan bile bu fark ve yaratılış âleminde ihtiyaçları hissettiği andan itibaren saadet aramaya başlar. Bu öyle değişmez bir kuraldır ki tabiat kanunları içinde her kanun sapmış olsa bile bu kural her şekilde bu sapma kanunundan uzaktır. Hayvanlar yaratılışlarındaki kanaat etme duygusuyla çoğunlukla göreceli bir saadet bulur. Zira talepleri, zevki, düşüncesi sınırlıdır. Lakin insan- insanıkâmil müstesna olmak şartıyla- aradığı, istediği ve özlediği saadetin mahiyetini pek de bilmediği halde yine bilmediği bu meseleye bir had ve hudut tasavvur etmez ve tayin eylemez. Nice mesutlar vardır ki bu hırs ve tutku yüzünden mesut olmadığı zannında bulunur. Kendi kendine fani hayatını cehennemî bir hale getirir. Zaten en basit ve ilkel bir insanın, bir insan yavrusunun bile bitmez tükenmez bir emeli vardır. İnsan, işte şu devirde her şey oldukça anlaşılmışken, anlaşılmayan bir muamma. Nedense insan yaradılışça tuhaftır; birçok şeye sahip olur, oldukça hırsı artar. Acaba saadet nedir? İşte bunu bilen yoktur. En doğru tabirle dünyanın telaşesinden habersiz mecnunlar mesut sayılabilir.
Sayfa 171Kitabı okudu
... İnsan kesinlikle yaradılışın tacı falan değildir ; her varlık, onun yanında, eşit bir mükemmellik katındadır... Göreceli bakıldığında insan, en bozuk yapılı , içgüdülerinden en tehlikeli biçimde sapma olan en hastalıklı hayvandır...
Sayfa 32 - ALFAKitabı okuyor
Düşününce, kamuoyunun aslında kamuyu oluşturan kişilerin tamamının, hatta çoğunluğunun bile fikri olmadığı bariz olacaktır. Aslında, kamuoyu derken kastettiğimiz herhangi birinin fikri değildir. Toplumun genelinin eğilimlerinin birleşimini yansıtan bütünleşmiş bir fikirdir. öte yandan, parçası olduğu kamuyu oluşturan bireyler arasından fikirleri kamuoyuyla bire bir örtüşen kimseyi tanımasak bile kamuoyunun varlığını kabul ederiz. Yine de kamuoyu oluşturma sürecine katılan bir şahsın kişisel ve özel görüşleri çevredeki kişilerin görüşleri ve kamuoyu tarafından etkilenmektedir. Bu anlamda her görüş aslında kamuoyudur. Kamuoyu, oluşma biçimine ve varlığın biçimine göre -yani onu oluşturmak için birlikte davranan bireylerden görece bağımsız olarak- kolektif temsilin ana özelliklerine sahiptir. Kamuoyunun tarafsız olduğu anlamda kolektif temsiller de tarafsızdır ve tıpkı kamuoyunun yaptığı gibi tamamen değil ama göreceli olarak dış güçler gibi kişisel algıları istikrarlılaştırarak, standartlaştırarak, bilindikleştirerek ve aynı zamanda uyararak, genişleterek ve genelleştirerek kendilerini bireyler üzerine dayatırlar.
Reklam
“İnsan uygarlığı ne kadar egzotik hale gelirse gelsin, hayat ve toplum ne kadar gelişirse gelişsin ya da makine/insan arabirimi ne kadar karmaşıklaşırsa karmaşıklaşsın, insanlığın gidişatının, insanoğlunun kaderinin bireylerin göreceli olarak basit eylemleri tarafından belirlendiği tek güç dönemleri mutlaka olur.”
"Yaşamak için herhangi bir ahlaki değere ve kurala ihtiyacı olmadığını düșünen insanlar en nefret ettiğim insanlardır. Herşeyin göreceli olduğu insanlara göre ben benimdir, sen sensindir ve güzel olan her şey güzel biter. Kesinlikle unutmamamız gereken bir șey varsa, o da; insan hayatının değerli olduğudur. Bu bakış açısını kaybedersek hepimiz ölebiliriz."
Sayfa 158Kitabı okudu
“Bu alemde neyin büyük neyin küçük olduğu göreceli bir şeydir. Belki de asıl büyük olan şey, görülenler değil, küçük şeyleri görebilme, fark edebilme becerisidir.”
112 syf.
7/10 puan verdi
·
14 günde okudu
kitaba adını veren geçtiğimiz altı ayda çok şey oldu adlı şiir oldukça uzun ve güzel bir ahenkle ilerliyor. bu şiir dışında diğer şiirlerinden alıntı yaptığım birkaç bölüm oldu ama benim için en efsanesi kitaba da adını veren şiir oldu. şiir çok göreceli bir tür olduğu için kimseyi yanıltmak istemem. iyi okumalar.
Geçtiğimiz Altı Ayda Çok şey Oldu
Geçtiğimiz Altı Ayda Çok şey OlduSinem Sal · Karakarga Yayınları · 2019356 okunma
Reklam
herşey göreceli inan bana
En kötü günlerde bile insanın kendini göreceli mutlu hissettiği anlar vardı.
Sayfa 23 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Ben adaletsizliğe karşı göreceli bir başkaldırı istemiyorum. Yalnızca sonsuz başkaldırıyı kabul ediyorum, çünkü sonsuzdur insanoğlunun sefaleti.
İyilik ve kötülüğün göreceli olduğundan,ahlaklı bir yaşam sürdürebilmek için toplumun ahlak anlayışından kurtulmak gerektiğini, özgür düşünceye sahip birinin dininin ne olduğunu konuşurduk
foton denilen ışık partiküllerinden hareketle DNA'nın özelliklerini araştırmak istiyorlardı. Bu araştırmalarda, deney tüpünün içindeki tüm havayı çekerek bir boşluk oluşturdular. Tam anlamıyla bir boşluk meydana getirmenin mümkün olmadığını biliyoruz. Her yerde özel aletlerle göreceli olarak doğru bir şekilde ölçülebilecek fotonlar (ışık enerjisi) bulunur. Bu araştırmada da aynı fotonlar keşfedildi. Başta her şey beklentilere uygun olarak gelişi- yordu. Fotonlar boşlukta oldukça düzensiz bir şekilde dağılıyordu. Sonraki aşamada tüpün içine bir insandan alınan DNA örneği koyuldu ve son derece şaşırtıcı bir şey meydana gel- di: DNA eklendiğinde partiküller farklı bir dizilime geçti. DNA'nın fotonlar üzerinde doğrudan bir etkisi vardı. DNA, sanki görünmez bir güç gibi tüpteki fotonları düzenli bir şekle sokuyordu. Böylece insan DNA'sının dış dünyayı doğrudan etkilediği kesinleşmiş oldu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.