Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Burak

Ölüler bir fotoğrafa hapsolup sonsuza kadar orada kalıyordu. Belki de bu yüzden artık sözler ve anılar çağında değil, görüntüler çağındaydık. Herkes elinde bir uzuv gibi taşıdığı telefonuyla yatıp kalkıyor, o anı yaşamak yerine her şeyi çabucak bir ekrana sığdırmaya çalışıyordu. Bütün babaların çocuklarını neden babacığım diye çağırdığını tam da o an anladım galiba. Günün birinde ister istemez yer değiştireceklerini, biri büyürken diğerinin küçüleceğini zamanın tersyüz olacağını bildikleri için.. Ölenler geride kalan herkesin kendileri gibi öldüğünü sanırmış. Yaşıyor muyum yoksa anımsıyor muyum bilmiyorum artık.. o yalnızca doğaya açmıştı içini sessizliğin peşine düşmüş, zamanın durgun aktığı bu dağ başlarını, bu serin suları aramış, sadece insanlardan değil, börtü böcekten ağaçlardan bin bir çiçekten türlü kokulardan rüzgarlardan da geçmişti bir ömür. Belki böyle böyle dinginleşmiş içindeki pişmanlıklardan arınmış sesindeki telaşla baş etmeyi öğrenmişti. Kaçtığımı düşünürken kendimle karşılaştım, eve giden en kısa yol, en uzun olandır. Adına dünya denen aslında koca bir sirki andıran bu sahnede herkes bu kadar mı yalnız ve çaresiz diye lavaboya koştum yine kusmak için. Yalnız bırakma beni bu paragrafın başında. Ben de mutlu sonla biten hikayeleri severim ama nasıl yazacağımı bilmiyorum. Bir zamanlar hayatımızın tamamını kaplayan insanların hikayelerinden bizi tanımlayan ifadelerinden günün birinde uzak kalıyorduk ve en acısı da buydu çünkü ayrılık sadece bir insandan değil artık içinde olmadığımız bir hikayeden de mahrum kalmak demekti.
Reklam
Yine de her oğul gibi, ne kadar direnirsem direneyim daha en başından babama karşı yeniktim. Zamanı tanrı yaşar, insanoğlu hep ölmek için. Uyumayı başaramıyorum, gözkapaklarımın arasında uykumu kaçıran bir kadın var. Eğer yapabilseydim ona gitmesini söylerdim; ama boğazında konuşmamı engelleyen bir kadın var.. Bir insanı son kez gördüğünü
Anadolu’nun bu son ağıtçısı her seferinde ölünün kapıdaki ayakkabılarına bakarak iç geçirdi, rahmetlinin henüz yorgan döşek gezen kokusunu içine çekti, mevtanın elbiselerini kucaklayıp bir yakınından hikayesini dinledi. Ölenin kim olduğunu, neler yaşadığını, hangi zorluklarla büyüdüğünü, neden öldüğünü, hangi muradını tamamlamadığını, içinde hangi

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sevme çünkü çeker giderler, güvenme yoksa ihanete uğrarsın, başını kaldırma yoksa ezerler. Ama o hala yüce buyrukları duyuyordu. Sev ve sevgine karşılık al, doğru yoldan ayrılma ve kurtuluşa ulaş, mücadele et ve bir şeyler değişsin.
İnsanlar artık yavaş büyüyen çam ağacı istemiyor, artık kalite istemiyor, yeni çağı kabul ettiler, yeni dönemin şarkısına inandılar, onu köyde buldular, ormanlar ve ağaçlar hakkında hiçbir şey bilmeyen genç taylar tarafından yönlendirildiler. Her şeyin her zaman olduğu gibi kalacağına inanıyorsun. Kırsalı hep çöplük olarak kullanırdık.
Reklam
Ama sonra aklına bir şey takıldı: Ya her şey bir yanlışlıktan ibaretse? Ya bu cesaret sadece bir tür sarhoşluksa? Ya o cesaret aslında yalnızca mis kokulu havaya, harika günbatımına fiziksel acıların bitimine ve alt kattaki şarkılara bağlıysa? Ya birkaç dakika ya da bir saat sonra eski zayıf ve yeni Drogo’ya dönüşürse? Drogo’nun ayı görmeye vakti olacak mı yoksa daha önce mi gitmesi gerekecek? Odanın kapısı hafifçe sarsılıp gıcırdar. Belki bir esinti ya da böyle bahar akşamları görülen türden hafif bir rüzgardır. Belki de sessiz adımlarla gelen ve şimdi Drogo’nun koltuğuna yanaşan O’dur. Giovanni bir gayretle dikilir, bir eliyle üniformasının yakasını düzeltir, camdan dışarısı son bir göz atar, yıldızları son kez görebilmek için fırlatılan küçük bir bakıştır bu. Sonra karanlıkta, hiç kimsenin kendisini göremeyeceğini bilmesine rağmen gülümser. Halbuki, birisi ona "Yaşadığın sürece bu hep böyle olacak, sonuna kadar hep aynı şey." demiş olsaydı, o da kendine gelirdi. "Olamaz." derdi."muhakkak farklı bir şeyler olagelmeli, öyle bir şey ki, insan, 'artık sonuna gelmiş olsam bile beklemeye değmiş, diyebilmeli". Sonuçta dünyadan yapayalnızdı ve onu kendisinden başka sevecek kimse yoktu.
İnsan yaradılışı tam bir eşitliğe razı olamaz. Ufak tefek imtiyazların teşvikine de muhtaçtır. Diyebilirim ki bizzat iyilik dahi ancak ceza görmesi ve ayıplanması icap eden bir kötülüğün bulunmasıyla kabildir. Günde iki defa Edirnekapı ile Fatih arasındaki yolu en uzun zaman içinde, her adımı ayrı ayrı hayaller peşinde atarak gider gelirdim.
Kitap sevgisi diye bir sevgi vardır sanırım. Ana sevgisi, kardeş sevgisi, yar sevgisi gibi bir sevgi. Bu sevgi insanın içinde doğuştan mıdır? Yoksa sonradan mı uyanır? Bunu bilmiyorum. Daha doğrusu şöyle inanıyorum: Kitap sevgisi de bütün öbür sevgiler gibi doğuştan vardır; ama uyuyordur. Onun zamanı gelince uyandırılması gerekir. Kitap sevgisinin bende nasıl uyandığını düşünüp bu kanıya varıyorum.. Halka ışık götürmek hiçbir yerde kolay değildir. Öyle dalmış ki yüzyıllar süren uykusuna, uyandırmazsan uyanacak değil.
Rüyalarda gördüklerimiz gerçek olmasa da var olduğu düşünülen hallerdir.
Hani insanın bütün çektiklerinin bir bir muhasebesini tuttuğu bunca acı karşısında savunmasız kaldığı o çok karanlık gecelerden biriydi. Doğa, herkese özellikle acı çekenlere mutluluk sunmaya hazırdır her zaman. Yeter ki benliğimizin kafesinden her bir yanı kapalı o daracık o kapkaranlık kafesten çıkabilelim. Derin bir nefes alıp çevremize şöyle bir bakabilelim, kör olmayalım sağır olmayalım doğaya. Küçük mutlulukların dışında, iki büyük mutluluk kaynağı vardır. Biri kitap okumak, öteki de deniz. Tanrım ne iyi yaptın da beni güzel İstanbul’umda dünyaya getirdin! Ne iyi yaptın da beni orada yaşatıyorsun! Diye dualar edecektim.. Bu dinozor öyle bir yaşa geldi ki artık bunca genç, bunca çocuk ölürken daha fazla yaşamak biraz ayıp gelmeye başladı ona.
Reklam
Muhteşem hikayeler iyilerle kötüler arasında değil, iyilerle daha iyiler arasında geçer. Olgunluk dediğin hadise nedir biliyor musun? Hudutları görebilmek…evet insan hayatın hudutlarını ne kadar vakitlice tanırsa o kadar çabuk bilge biri haline gelir. Bir insan senin için yalan söylüyorsa hele de bunu yaparken seni kandırmaya çalışmıyorsa, bir
Çünkü bizi derinden yaralayan olayları hiç anmamak, tümüyle unutmak, daha doğrusu unutmuş gibi davranmak zorundayız yaşamaya devam edebilmek için.. Gençliğin mutluluğu, gençlerin kendileri dışında nerdeyse herkesin inandığı koca bir yalandır, hiçbir gencin ‘’genç olduğum için aman ne mutluyum’’ dediği duyulmamıştır. Bernard Shaw, yaşını açıkça
Zamanın gözü kördür, insan ahmaktır. Babalarımızın taştan bir Paris’i vardı, çocuklarımızın ahşaptan bir Paris’i olacak. Anneler çocukları arasıında sıklıkla kendilerine en fazla acı çektireni sever. SPIRA, SPERA : nefes al, umut et. Tüm bunlar düşüncesinde iç içe geçmiş parçalanmış, dalgalanmış belli belirsiz dağılmış bir haldeydi. Artık hiçbir şey hissetmiyor, hiçbir şey bilmiyor hiçbir düşünmüyordu, en fazla hayal kuruyordu. Şimdiye kadar hiçbir canlı varlık hiçliğe bu kadar gömülmemişti. Dünyada çocuğun patiğini özellikle de pençesine kadar işlenmiş çocuğun henüz tek bir adım bile atmadığı bayramlık ya da vaftiz patiği ise gören bir annenin zihninde canlanan düşüncelerden daha hoş bir şey olabileceğini sanmıyorum.
Bu dünyada yalnızlığın mutlak bir yalnızlık olduğunu anlayamadığımız için acı çekeriz. Ölüm korkumuzun nedeni de herhalde budur. Hayat, çok büyük bir hayal kırıklığıdır dedim..
Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar, ölen her dürüst insanın yerini yeni bir dürüst insan alır. Hem her şey her zaman aynı kalır, hem de hiçbir şey bir günden bir güne aynı olmaz. Öğrendim ki kahraman dediğimiz insanlar bir şey yapılması gerektiğinde yapılması gerekeni şartlar ne olursa olsun yapanlar.. Dağınıklıkta yaşanmışlık vardır.. Dert ki hesab iken sıfırda kaldı, bin derdi tarh ettik, bire ulaştı, o bir dert cihan gümana saldı, gerçi bir dert amma binleri aştı.. Kafamız zayıftır, ancak yüreğimize güvenebiliriz.. Uzun bir yola geliyoruz seninle, yolu, geldikçe anlıyorum ki, bir, bu dünya üzerinde yürüyemiyoruz bile. Doğuyor ve ölüyoruz göğün ve toprağın bir toplamı olarak, sonsuzluk sadece düşteki ışıltımız, ve sadece sevdayla varılmış sevinçte balkıyor hayat.. Herkese dair bir hüzün için yerimiz vardır..
222 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.