“Bütün hayatların, her şeyin oradan dışarı aktığı ve her şeyin oraya geri döndüğü bir çekirdeği, merkezi, sıfır noktası vardır.”
Women’s Prize for Fiktion ödüllü bu kitap, Shakespeare’in Hamlet oyununa adını veren oğlu Hamnet’in vebadan öldüğü rivayeti üzerine kurgulanmış. Yazar, tıpkı Shakespeare gibi, oyun kurmuş, sone yazmış. Birinci perde
Adeta zincirlerimi kırmıştım, sanki bütün güney denizleri keşfedilmek üzere büyülü adalarını sermişti önüme. Bundan böyle gönül rahatlığıyla kendimi sanata verebilir, varlığımı zihinsel açıdan tamama erdirebilirdim.
Kuran’da birbirine karışmayan denizler olduğu bildirilir. Üstelik bu ayetlerden birinde ise bunlardın tatlı ve tuzlu su denizleri olduğu da bildirilir. Ayete bakalım
“İki denizi salıveren de O’dur. Biri tatlı, susuzluğu giderici; biri ise tuzlu, acıdır. Bununla berâber aralarına bir engel ve aşılmaz bir sınır koymuştur.” (Furkan,
Herman Melville'in psikolojik ve bilinçsel manada ne kadar etkili eserler bıraktığını her okuduğum eserinden sonra çok daha iyi anlıyorum. Bende birçok kişi gibi Melville'i Moby Dick eserinden tanımış bulundum. Aslında kitaptan sonra yazarı ile tanışmış oldum. Moby Dick ismi çocukluğumun sisli odalarından kalma bir isimdi; öyle ki, bunun bir kitap
“GÜNDÜZÜNÜ KAYBEDEN KUŞ”UN GÜNEŞE YAKTIĞI TÜRKÜ
“Miho hâlâ gündüzü arıyor, ama bulamıyordu. Kanatları ağırlaşıyordu. Kanatlarıyla aydınlığa varamayacağını anladı. İşte o zaman masum sesiyle mavi yükseklikleri yaratmaya kalkıştı. Türkü söyledi. Türküsüyle ve içinin ateşiyle zindan kesilen evreni apaydın edecek olan güneşi yaratmaya
“Kuzey ışığı, doğu rüzgarı
Güney denizleri
Günbatımı
Yasemin, zakkum, kara manolya
Başımızı koyduğumuz yılan yastığı
Efsane, zehirden sonra başlıyor.”
|
Neden öldün Nazım?
Senin türkülerinden yoksun ne yapacağız şimdi
Senin bizi karşılarkenki gülümseyişin gibi bir pınar bulabilecek miyiz bir daha?
Senin gururundan, sert sevecenliğinden yoksun ne yapacağız?
Bakışın gibi bir bakışı nereden bulmalı,
ateşle suyun birleştiği
Gerçeğe çağıran, acıyla ve gözüpek bir sevinçle dolu? Kardeşim benim,
"Büyük bir durgunluk.
Serilmişim
ay ışınlarının dibine,
içim yatışsın diye düşlere eğilmişim.
Bir güney plajında yatmışım desem yeri.
Ama daha bir uyuşuk, daha bir sersem.
Aşıp gidiyor her dem
beni okşayışlara gömerek
başımın üstünden sonsuzluk denizleri.''
Sayfa 106 - Varlık Yayınları, Çeviren: Sait Maden, İkinci Basım - Mart 1986Kitabı okudu
Büyük bir durgunluk.
Serilmişim
ay ışınlarının dibine,
içim yatışsın diye düşlere eğilmişim.
Bir güney plajında yatmışım desem yeri.
Ama daha bir uyuşuk, daha bir sersem.
Aşıp gidiyor her dem
beni okşayışlara gömerek
başımın üstünden sonsuzluk denizleri.
Niçin öldün Nâzım?
Ne yaparız şimdi biz
şarkılarından yoksun?
Nerde buluruz başka bir pınar ki
onda bizi karşıladığın gülümseme olsun?
Seninki gibi ateşle su karışık
acıyla sevinç dolu,
gerçeğe çağıran bakışı nerde bulalım?