Değil yıllar, günler bile birbirinden farklı! Nedendir bu? Bugün dün gibi, dün de yarın gibi olsa ne iyi olurdu!.. Düşündükçe fena oluyor insanın içi…”
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, Günler şu heyulayı da er geç silecektir, Rahmetle anılmak ebediyet budur amma, Sessiz yaşadım kim beni nereden bilecektir...
Ey eski günler artık bana yaklaşmayınız,
Ey hayaller, vurmayın kalbimin sert taşına.
Bütün bir hayat bile değmez bir gözyaşına,
Ruhumun dalgaları, köpürüp taşmayınız.
Sabahattin Ali'nin Giritli Ahmet Cevat Emre'ye imzaladığı Antigone çevirisi. Geçen bir sahaf satışa çıkardı bunu. Tarihten emin olamıyorum VII yani Temmuz mu XII yani Aralık mı? Ya tarih? 1941 mi yoksa 1944 mü? İlk okuduğum zaman 26 Temmuz 1944 diye okudum fakat hemen bu nasıl olabilir diye düşündüm. Atsız'la İlk duruşmasından 3 ay geçmiş ve Emre ile buluşup çevirisini mi imzalamış? Hem de Rıza Şah Pehlevinin öldüğü ve Normandiya'da kanın oluk gibi aktığı günlerde? Zor ama imkansız değil. Ama yine olasılıklar içinden 26 Aralık 1941 en akla yatkın olanı. Gerçi o zaman da Japon kamikazeleri Amerikan donanmalarını yok etmiş ve dünya soluğunu tutmuş Amerika'nın ne yapacağını bekliyordu ve Sovyetler Nazileri Kerçte durdurmak için karşı saldırıya geçiyorlardı. Türkiye o günlerde bekle ve gör politikasıyla karartma geceleri uygulamalarıyla bir nebze sakin günler geçiriyordu. Hem bir kitap çevrildikten 3 yıl sonra imzalanmaz herhalde. Yine de emin olamıyorum. Sabahattin Ali'nin el yazılarına bir göz gezdirmeden tarih hakkında net bir şey söylemek zor olacak galiba.
Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.
Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni.
Yaşayacaksın gözlerimde.
Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı.
Uyuyacak, uyanacaksın.
Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.
Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır.
Harcayacaksın.
Seni yaşayacağım, anlatılmaz.
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.
Bir gün, tam anlatmaya…
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım…
Anlayacaksın.
Bugün 29 Nisan yani doğum günün. Tam şu anda kim bilir kimlerlesin. Geçmiş doğum günlerini hatırlıyorum da yanında olamasam bile uzun uzun yazardım sana. Şimdi sadece burdan yazabiliyorum bi gün okursun umuduyla..
Günler geçiyor, hatta konuşmayalı dört ay bile oldu. Her şey çok zor sen yokken. Sana tutunma umudu, sana sığınma ihtiyacı.. sana sımsıkı sarılmayı özledim. Kokunu, gülüşünü.. haftasonu beraber gittiğimiz yollardan geçtim. Kocatepe’de metro çıkışında oturduğumuz, Sezen Aksu dinlediğimiz yere gittim. Oturdum sensiz. Canım ne kadar yanabilirse o kadar yandı. Seni deli gibi özledim. Seni deli gibi..
"Hayat değişir.
Aşkı kaybederiz.
Arkadaşlarımızı kaybederiz.
Hiç kaybetmeyeceğimizi sandığımız parçalarımızı kaybederiz.
Sonra, biz farkına bile varmadan bu parçalar geri gelir.
Yeni bir aşk başlar.
Daha iyi arkadaşlar ediniriz.
Ve aynaya daha güçlü, daha bilge bir versiyonumuz bakar.
Bir şeyler ne kadar kötüye giderse gitsin iyi günler de gelecektir.
Güzel günler yaşayacağınızı ummak ve hayatta karşınıza çıkan gülümsemeleri, neşeleri kabul etmek hayatta ihtiyacınız olan şeydir."