Müzeyyen gitti. Odanın eşiğinde, badanalı ayna, aynadaki diğer Müzeyyen ihtimali ve oda ile
kaldım. “Git oğlum,” dedim kendi kendime, “çık git, uza.”
Salona döndüm, toparlanacaktım. Boş gözlerle çevreye baktım. Ufaklığın resim karalamalarını
gördüm. Birlikte bir resim çizmiştik. Resimde, desenlerinde güleç güneşler taşıyan palyaço giysileri
giymiş birileri, bir meydanda dans ediyorlardı. Dans edenler bizdik. Ufaklık ile Avustralya’ya
gidecektik. Ben meydanlarda klarnet çalacaktım, ufaklık beline inen saçları ile dans edecekti. Para
toplayıp eve dönecektik. Müzeyyen’e günün muhabbetlerini anlatacaktık. Ufaklık okula gitmeyecekti.
Eğer, “ister gel, ister gelme” okulu var ise, oraya gidecekti. Sorusu olan ve cevap arayanlar bu
okula gidecekti. Biz ufaklık ile gidip, “Hocam bir sorumuz var,” diyecektik. Hoca bize, “Haydi sor
sor!” diyecekti. Biz de, “Hocam, yılanbalığı yılan mıdır, yoksa balık mıdır?” diyecektik. “Eğer yılan
ise niye balık ya da tam tersi?”
Günün on puanlık uzman sorusu Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'ndan. Bir kutu kolada kaç küp şeker vardır? Siz tahmininizi söyleyin daha sonra gerçek cevap için bu haberi okuyun... 15 Mayıs 2007
"Sana iltifat edenler, seni iyi sananlardır. Sadece sanır onlar. Sanmaksa aldanmaktır. Onların aldanışıyla aldanma. Kendi gözlerinde ara iyiliğini. Bulabiliyor musun? İyi bak!'
1929 yılında Yakup Kadri'nin (Karaosmanoğlu) Milliyet gazetesinin bir anketine kendi köşesinden verdiği cevap; Gazetenin sorusu basittir: "Gazi'nin en büyük eseri hangisidir?" Yakup Kadri de soruya benzer basitlikle cevap verir: "Kemalizm". Yakup Kadri'nin yazısındaki Kemalizm tanımı ve kavramdan beklentisi
“….”senin de yüreğin çarpıyor mu? Diye sordum.
Herkesinki çarparmış. Ama kiminki aydınlık olurmuş, kiminki karanlık. Dışarıdan hangisinin karanlık, hangisinin aydınlık olduğunu nasıl anlaşılır?”
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar.
_Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım.
_Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini