249 syf.
6/10 puan verdi
Dünya tarihinin ilk sosyalisti 
Thomas More
Dünya klasikleri arasında olan Ütopia'yı 1516' da kaleme almıştır.
Reformasyona karşı çıkmış ve idam edilmiştir.
Kralı kilisenin başı olarak görmez.
Dindar ve hukukçu olan yazarımızın Hristiyan rahiplik olma isteği hayatında hep söz konusu olmuştur.
Dönemin İngiltere'sinin bozuk düzenine bir
Güzel bir alıntıyla başlayan inceleme (Bir Eylül Klasiği) :)
"Sahiden de sevginin iyileştirici bir gücü vardı. Elbette yalansız olanın, çıkarsız olanın, hakiki sevginin. Eğer sizi samimiyetle seven bir kadın varsa, mutlu olmanız için yeterince sebebiniz var demekti. Bu sevgiyi ne kadar hak ettiğim çok su götürürdü ama o şanslı erkeklerden biriydim ben."
Ve Polisiyeseverlerin göz nuru, bir Ahmet Ümit kitabı Sonu yine ilginç yerlerden vuruyor. Ki Ahmet Ümit (Nevzat Başkomiser) severler buna şaşırmaz :) Ben sevdim. Sadece Nevzat başkomiserin özel hayatından da kesitler verilirken biraz bölük pörçük hissettirdi bana yer yer. Kimin kim neyin ne olduğunu anlamadan okudum o kısımları gibi. Tabi sonra belli bir fikriniz oluyor ama öyle hissettirdi işte :) Ee neyse fazla söze gerek yok, arkanıza yaslanın ve Ahmet Ümit'in (Nevzat başkomiserin) bilinen bilinmeyen nasıl hayatlara derinlerden bir yolculuk ettirdiği hissinin keyfini sürün, keyifli okumalar
Ahmet Ümit
·
Puan vermedi
Evveeet, değerli Ahmet hocamızın "Aşk Medeniyetine Yolculuk" kitabını okurken gerçekten kendi düşüncelerimi buldum. Tabi ki geliştirmem gereken düşüncelerimi.
Bu kadar mı güzel anlatılır bu hayat yolu?..
Bu kadar mı içten,gerçekçi anlatılır mutluluğun iki dünya içinde formülü?..
Gerçekten okurken iyi geldi ve bir Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak bu kitabı okurken o kadar zevk aldım ki. Darısı hocamın diğer kitaplarının başına inşaallah.
* Psikolojik hastalığı olmayan, depresyona girmeyen kaç kişi var günümüzde? Mutlu olmanın sırları nelerdir? Her iki dünyada mutlu olabilmek için Müslümanca inanmak,düşünmek ve hayatın gayesini bilerek, fıtrata uygun şuurlu yaşamaktır. Bir "aşk medeniyeti eri" olarak "yürek fethi" ni gerçekleştirip hakiki "yürek devleti" ni kurabilmektir.
Mutluluk; dertsiz ve sıkıntısız olmak değildir. Dert olmadan sevincin anlamı anlaşılamaz ki. Enderunlu Vasıf'ın ifadesiyle:
"Mihneti kendine zevk etmedir alemde hüner." Acı çekmemek değil. Bu dünyada dertsiz hayat olamayacağına göre net, pürüzsüz mutluluk da olamaz. İnsan, dertlerin imtihan olduğunu unutmayıp sabrederek, güzel bakarak iç huzuru yakalayamaz mı? Bediüzzaman, bu hakikati ne kadar da güzel ifade etmiş: "Güzel gören güzel düşünür;güzel düşünen,hayattan lezzet alır. " 
Ahmet Sezgin
361 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle yazımının gayet açık ve akıcı olduğunu belirtmek istiyorum. 
İskender Pala tam da kalemine yakışır şekilde yazmış. Okumak isteyen herkese tavsiye ederim.
•
Kendi düşüncelerime gelecek olursam,
Her kitabın tam da o ân'ıma hitap ettiğine, Rabbimin rast getirdiğine inanan biriyim. OD da tam olarak böyleydi.
Zahir-Batın, Mecazi-Hakiki, Nur-Ateş gibi çokça kavram üstüne düşündüğüm sıralarda tevafuk ettim OD'a. Çok konuştuğumu, susmam gerektiğini fark ettim. Benim susmaktan anladığım ile sükût'un aynı olmadığını idrak ettim sonra.
Binlerce beyitle sükûtu tatmış, belki coşkunluğu o sükutun içinde bulmuş Bizim Yunus, tüm bildim zannettiklerimi ters düz etti. "Bilenlerden değilsin Nisa..!' dedi.
•
Öyle bir yolculuk oldu ki benim için OD, şunca yazılan tüm satırlar dahi hem hiç hükmünde hem hep.
...
Sanki ne Zahir ne Batın, ne Mecazi ne Hakiki, ne Siyah ne Beyaz...
Sadece O.
Sadece Nûr..
Sanki her zerresi nâr olunca kulun, o kul Elif gibi bir Nûr..
Od İskender Pala
