Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bilir misiniz, kurşunların da renkleri vardır. Gecenin karanlığında belli olan, dağın bir tarafından üzerimize doğru hızla uçan, rengarenk kurşunlar... Böyle anlatınca çok da güzel geliyor kulağa. Mavi, kırmızı, yeşil kurşunlar geceleri çok net görülen ışık oyunları gibi. Bazen sessizce oturduğum yerden kurşunları izlerdim. "Hangi rengin üzerinde, hangimizin ismi yazılı acaba?" diye düşünürdüm. Filmlerde gördüğümüz kurşunlar hiç renkli değildi... Ben de zaten filmde değildim.
Bilir misiniz, kurşunların da renkleri vardır. Gecenin karanlığında belli olan, dağın bir tarafından üzerimize doğru hızla uçan, rengarenk kurşunlar... Böyle anlatınca çok da güzel geliyor kulağa. Mavi, kırmızı, yeşil kurşunlar geceleri çok net görülen ışık oyunları gibi. Bazen sessizce oturduğum yerden kurşunları izlerdim. "Hangi rengin üzerinde, hangimizin ismi yazılı acaba?" diye düşünürdüm. Filmlerde gördüğümüz kurşunlar hiç renkli değildi... Ben de zaten filmde değildim.
Sayfa 23 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
*Hangimizin değildi :))*
“... çocukluğunda en büyük korkusu, annesinin düşüncelerini okuyabileceğiydi.”
Hangimizin hayali değildi ki :)
Dileğim kar yağıp, yarın okulların tatil olması...
Sayfa 25 - Yapı kredi Yayınları- 85.BaskıKitabı okudu
Artık hangimizin kurban olduğu açık değildi benim için. Belki de birbirimizin kurbanıydık.
Sayfa 90
Reklam
Hangimizin telefonu önce kapattığının farkında değilim; açıkçası bu mühim de değildi. Bir daha asla buluşamayacak olsak dahi, bu gün onunla çay için sohbet edecek durumda değildim.
Artık hangimizin kurban olduğu açık değildi benim için. Belki de birbirimizin kurbanıydık.
Olan olmuştur olacak olan da olmuştur.. ..saat kurarak güne başlayanların hikayeleri… Çaresiz insanlar son bir umut olarak son bir kurtulma arzusuyla toprağın altına girer gibi, karanlıkta bir okyanusun sularına dalar gibi gözlerini kapatırlar. Gözlerini kapamak çocukluktan kalma ilkel bir savunma silahıdır; hiçbir sorunu çözmez, sadece sen
Bilir misiniz kurşunlarında renkleri var Böyle anlatınca çok da güzel geliyor kulağa.Mavi, kırmızı,yeşil kurşunlar geceleri çok net görülen ışık oyunları gibi.Bazen sessizce oturduğum yerden kurşunları izlerdim."Hangi rengin üzerinde,hangimizin ismi yazılı acaba?"diye düşünürdüm.Filmlerde gördüğümüz kurşunlar hiç renkli değildi...Ben de zaten filmde değildim.
Reklam
Düşün gerçek olduğunun ortaya çıkabileceğinden korkuyordum ... Kızdaki birşey aldatılmayı ve dehşeti çağırıyordu, bu yüzden düşlerimi bozuyordu o, hiç keşfetmek arzusu duymadığım karanlık yerlere sürüyordu beni. Artık hangimizin kurban olduğu açık değildi benim için.
"Arın'ın vârisi..." Daren derin bir nefes alıp alaycı maskesini yüzüne iyice yerleștirdi. Artık orada değildi ama o yine de yürürken orada bir çember varmış gibi etrafında dolandı. "Yine de delilik konusunda Nova seninle yarışamaz." Arın onun ne yapmaya çalıştığını benden daha hızlı anladı. Ayakta duramadığımı biliyordu. Bunu anlamak hâlâ benim için güçtü, hâlâ kalp kırıcıydı ama biliyordu. Arın ona döndü. Yüzü aydınlandı. Üzerindeki rehavet yok olmadı ama bir anlığına onu paylaşacağı biri olduğunu gördü. Buna inandı. Tek başına boğulmayacaksın. Tek başımıza boğulmayacağız. Ama hangimizin ellerine zincir vuracağız?
Sayfa 508 - Martı YayınlarıKitabı okudu
Zaten hangimizin, gıyabımızdaki koruyucudan haberimiz vardır?
Dost, tanıdık tanımadık, herkesin, her şeyin dostu, koruyucusu ve hayrını talep edicisi değil miydi? Sıcak bir yaz günü dışarı bakarken, âdeta kendi kendine söyler gibi: “Gittiği yer dert görmesin!” dedi. Acaba bu temenni ne için ve kime söylenmişti? Kalkıp baktık. Yoldan geçen bir adamcağız, köşedeki sucunun önünde durmuş şerbet içiyordu. Kimdi? Bilmiyorduk. Dost da bilmiyordu. Ne ki, bir kimseye hayır temenni etmek için, onun aileden, akrabadan, yakınlardan, eş ve dosttan olması lâzım değildi. Zira Dost’un nazarında, “herkes” yoktu. O, bütün yaratılmışların dostu ve sevgilisi idi. Nihayet yolcu, canlı cansız, bildik bilmedik, cümle âleme dost olan tarafından okşanıp izzetlendiginden habersiz, bu bilinmeyen alışverişten sonra, çekilip gitti. Zaten hangimizin, gıyabımızdaki koruyucudan haberimiz vardır? Bilmiyoruz. Bildiklerimiz ise, bilmediklerimizin yanında bir toz zerresinden başka nedir?
Âişe (r.a.)' dan rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Bana ilk kavuşacak olanınız eli en uzun olanınızdır." Âişe (r.a.) anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.)'in vefatından sonra bir araya gelir, hangimizin kolu daha uzun diye kollarımızı uzatarak ölçerdik. Zeyneb bint Cahş (r.a.) vefat edince anladık ki Resûlullah'ın “eli uzun” sözüyle kastettiği şey çok sadaka veren imiş. Zira Zeyneb kısa boylu idi. İçimizde en uzun olan o değildi. Ama o el emeğiyle çalışır, kazandığını da Allah yolunda tasadduk ederdi. Hz. Zeyneb'in vefat haberi kendisine ulaştığında Âişe radıyallahu anh: “Hamdi bol, ibadeti çok, dul ve yetimlerin sığınağı Zeyneb gitti” demiştir.
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.