Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Geçmişinde büyük hayal kırıklıkları olan insanlar, kendilerini ruhsal açıdan korumak için kalın ve yüksek duvarlar örerler. Bu duvarlar kişinin zarar görmesini engeller, ama kişinin sağlıklı ilişkiler geliştirmesini de engeller. Çünkü kişi korkar yakın olmaktan; zarar görmekten. Geçmişte hayal kırıklığı ne zaman yaşanmışsa, duvarlar ne zaman inşa edilmeye başlamışsa kişi o haldeki duygusal yaşıyla içeride kalır.
Sayfa 152Kitabı okudu
Ödünç Alınan Hayat
Evet, bir yıldan fazla emek verip yazdığım, kah - hüzünlendigim - kah mutlu oldugum bu romanım benim için çok kıymetli bir eser. Evet Roman yazmak 'zor dediginizi' duyar gibiyim :) zor demeyelim, ama uzun soluklu bir yolculuk olduğu için, bir çok insan pes ediyor diyelim. Elbette her yazar gibi romanımın herkes tarafından okunup. son kapağı kapattığında gözleri yaşlı bir şekilde, 'iyi ki bu romanı okudum' diye kendisiyle gurur duymasına vesile olduğum için kendimi şanslı bir insan olarak göreceğim ve öyle de devam ediyor. Oguz' elvin ve salih.. Bu insanları tanıdığınızda hayal gücünüz ve yüreğinizde ki sevgiyle onlar hep yaşayacak. Beni dinlediniginiz için, çok teşekkür ediyorum Kalın sağlıcakla.
Sayfa 1 - Dls yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ne kadar haklı
Geçmişinde büyük hayal kırıklıkları olan insanlar, kendilerini ruhsal açıdan korumak için kalın ve yüksek duvarlar örerler. Bu duvarlar kişinin zarar görmesini engeller,ama kişinin sağlıklı ilişkiler geliştirmesini de engeller. Çünkü kişi korkar yakın olmaktan; zarar görmekten.
-Ya Don Quijote? +Mühendis oldu. -Ölümsüz değil mi o? +Öyle. Ama değişir o. O zamanlar bir şövalyeydi. Eski değersiz kitapları okuyup paslı bir kılık kuşanıyor, bir berber leğenini miğfer olarak kafasına geçiriyor, kadidi çıkmış bir ata biniyor ve dünyayı kurtarmaya gidiyordu. Şimdiyse mühendistir. Politeknik okulunda okumuş, diploma almıştır;
Sayfa 2021 - Can YayınlarıKitabı okudu
Çok uzun evet ama çok güzel...
Sokak lambasının direğine yaslanmış duran sigaralı adamın bakışları benimle sokakta olanlar arasında gidip geliyordu. Dış görünümüm, bedenimin gururlu, hatta azametli duruşuna uymayan özgüvensiz kırılganlığını kesinlikle ele vermezdi. Kendimi onun bakışlarının içine yerleştirdim, o bakışı kendi içinde kurdum; ve o bakışın içinden kendi aksimi
Biz
Belki de biricik mesele bu. Dünyanın bizimle birlikte kurulduğunu zannedip, kendimiz için sonsuz bir yaşam hayal etmek… Bu yüzden, bu kadar kalınlaştı derimiz. Bu yüzden dipsiz bir kuyuya dönmüş içimiz. Gebeliğini kalın bir bez kuşakla sarıp saklayan küçük kadın gibi, gövdesinden başka sunacak hiçbir şeyi olmayan genç insanların çaresizliği üzerinden yapılan siyasetimiz, kızının kalbindeki değil, çarşafındaki kanına bakan adamlar gibi yaşayıp, komşusuna verdiği “ileri demokrasi” akıllarından kendi nasiplenmemiş riya dolu düzenimiz ve elbette meseleleri kökünden çözmek yerine, onun büyümesini seyrederek aldığımız ölümcül hazla sarhoş biz…
Sayfa 132 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İradesinin kuvveti ve talepkârlığı neredeyse elle tutulur bir güç alanı yaratıyordu. Yeterince yaklaştığında beni sarıp içine alıyordu bu alan. O balonun dışındaki her şey yok oluyor, içindeyse tüm bedenim onunkine ulaşmak için kıvranıyordu. Bir yandan bu kadar sinirime dokunurken, bir yandan üzerimde bu kadar büyük ve derin bir etki yaratması
Sayfa 54
Mağaranın koruyucuları, vaftizden önce kaçırılan, ilk doğan erkek bebeklerden brujolar tarafından oluşturulan istilacılar, korkunç varlıklardır. Bebeği bir invunche'ye dönüştürmenin yöntemi hem korkunç hem de olasılık dışıdır: Bacaklarından birini kırarlar, bükerler ve sırtının derisinin altına sokarlar, böylece sadece üç uzvuyla hareket edebilir. ve kaçmayacak; daha sonra, tekeninki gibi kalın bir deriye sahip olmasını sağlayan bir merhem sürüyorlar; dilini bir yılanınki gibi yarıyorlar ve onu bir kadın cesedinin çürümüş etiyle ve Hintli bir kadının sütüyle besliyorlar. Buna karşılık bir zombi kendini şanslı sayabilir. Hangi ahlaksız aklın böyle korkunç fikirlerle ortaya çıktığını merak ediyorum.
Elimde aşk konusu üzerinde kalın bir kitap, kalbimde de derin bir hayal kırıklığıyla çekip gidiyorum.
Sayfa 216Kitabı okudu
Dünyanın, sizin aklınızın öngördüğü şekilde işlemesini sağlamaya çalışmak bir hayli enerji gerektirir. Her bir ufak ayrıntıyı tek tek planlamaya çalışma külfetini bir yana bıra­ kın. İşlerin aksamamasını güvence altına almak için her şeyi her dakika kollayıp gözetmek zorunda değilsiniz. Sadece dikkat edin, içinizden aldığınız mesajlar yönünde hareket edin ve yüksek akımda kalın. Her şey sizin hayal ettiğinizden de daha iyi gelişecektir. Başkalarına hayırlı şeyler vermekle, siz kendi hayatını­za daha iyi şeylerin gelişi için izin verebilirsiniz. Verdiğiniz her şey size kat kat artmış olarak geri döner. Her gittiğiniz yerde bir gülümseme, sevgi ve iyi enerji verin. Ne almak istiyorsanız onu verin. Onu cömertçe verin, karşılığında bir şey almak niyetiyle değil. Daha çok sevgi istiyorsanız, sevgi verin. Daha çok saygı ve destek istiyorsanız, başkalarına onu verin, tüm bunların size geri döndüğünü göreceksiniz.
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
A'mak-ı Hayal
A'mak-ı Hayal'in kahramanı Raci, bütün bu ruh ve düşünce hercümercinin merkezinde yer alan ve kendine çıkış yolu arayan prototiptir. Dertlidir ama umutsuz değildir. Darbe yemiştir ama asaletinden bir şey kaybetmemiştir. Kafası karışıktır ama ışığı görmeye başlamıştır. Çok şey görüp geçirmiştir ama ne aklını yitirmiştir ne de vicdanını. Tıpkı ülkemiz, Türkiyemiz gibi...
Sayfa 361Kitabı okudu
Menim bamam bi dokto okumazsan sana iğne yapacasş
İlkeleri açısından sert, kişisel açıdan hoşgörülü ve bağışlayıcıydı. Atatürk hakkında anlatılanların vurguladığı bir başka gerçek, ilkelerinden ve özellikle devrimlerinden hiç ödün vermediği, buna karşılık, kişisel bakımdan hoşgörülü ve bağışlayıcı olduğuydu. Şu öykü gerek ilkeler, gerekse kişisel bağışlayıcılığı açısından ilginçtir: “Florya
Sayfa 171Kitabı okudu
Gök kubbemizi incitmeden ve kimsenin de incitmesine müsaade etmeden sorumluluk alabilir, yola çıkabilir ve manaya mülaki olabiliriz. Başkalarına sataşmadan kendi hikâyemizi anlatabiliriz. Ele güne kusur bulmadan kendi doğrumuzu yaşayabiliriz. Kötüyü iyilikle savıp düşmanı doğrularımızla utandırabiliriz. Kimseyi ötekileştirmeden kendimiz olabiliriz. Bunlara hayal, ütopya, entelektüel romantizm; saf olma... diyenlere iyi, doğru ve güzelin asli; kötü, yanlış ve çirkinin arızi olduğunu anlatabiliriz. Anlatmalıyız.
Geçmişinde büyük hayal kırıklıkları olan insanlar, kendilerini ruhsal açıdan korumak için kalın ve yüksek duvarlar örerler. Bu duvar kişinin zarar görmesini engeller, ama kişinin sağlıklı ilişkiler geliştirmesini de engeller. Çünkü kişi korkar yakın olmaktan; zarar görmekten.
Sayfa 152 - :/
Geçmişinde büyük hayal kırıklıkları olan insanlar, kendilerini ruhsal açıdan korumak için kalın ve yüksek duvarlar örerler. Bu duvar kişinin zarar görmesini engeller ama kişinin sağlıklı ilişkiler geliştirmesini de engeller. Çünkü kişi korkar yakın olmaktan, zarar görmekten.
Sayfa 152Kitabı okudu
339 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.