Saç biz kadınlar için ayrı bir öneme sahip… kimi zaman rengini, şeklini değiştirdiğimiz ruhumuzun ayrı bir yansıması sanki..Kadınlar ister zengin-fakir, ister okumuş- okumamış, ister gelişmiş ister gelişmemiş ülkelerde doğsunlar yüzyıllardır ezildiler ve hala bir şekilde eziliyorlar. Bunu ekonomik,siyasi,hukuki, toplumsal alanda; insanın ve erkeklerin olduğu her alanda görmek mümkün ve net. Bu kitapta yer alan ve kitabı en iyi anlatan açıklayan cümle şuydu: “Ayrımcılık; ‘Birine ırkı,cinsiyeti,ailevi durumu,kilosu, fiziksel görünüşü,ismi,sağlık durumu, sakatlığı,genetik özellikleri, adetleri,cinsel kimliği veya tercihi,yaşı, siyasi görüşü, sendikal faaliyetleri, ait olduğu veya olmadığı etnik kökeni, ülkesi, ırkı veya dini nedeniyle farklı muamele etmek’’ demekti.”
“….o ışıl ışıl parlayan gözlerinde adeta binlerce yıllık, sonsuz bir acı gördü.”
“Ben hayallere dalıyorum;
Yaşayamayacağım hayatların,
Asla çıkamadığım seyahatlerin,
Hiç görmediğim yüzlerin hayalini kuruyorum.
Zincirin bir halkasıyım sadece,
Önemsiz bir halka..”
“Gençliği, diriliği göklere çıkaran bu toplumda hastalara ve zayıflarda yer yoktu.”
“ Tıpkı gece söktüğünü Gündüz yeniden ören Penelope gibi, Benim de yeniden başlamam gerek”
Son söz...
"Eserimi büyük bir ruh ağı gibi,
Birbirlerine saçlarıyla bağlanan o kadınlara ithaf ediyorum.
Seven, doğuran, ümit eden,
Binlerce defa düşüp yeniden ayağa kalkan
Eğilen ancak yenik düşmeyen kadınlara.
Onların savaşını biliyorum.
Gözyaşlarını ve sevinçlerini paylaşıyorum.
Her biri biraz ben."