Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Çocukluğumuzun ne kadar muhteşem olduğunu hiç fark etmemiştim. İnsanlar bizden o tuhaf Hathawayler diye bahsetmemeleri için hep sıradan olmamızı istemiştim.” üzüntüyle Amelia’ya baktı “Asla sıradan olamayacağız değil mi?” “Hayır canım. Gerçi neden sıradan bir hayat arzu ettiğini hiçbir zaman anlayamadığımı itiraf etmeliyim. Benim için bu kelime yavanlığı işaret ediyor.”
Hayat ne tuhaf, değil mi Mösyö Antipov? İki büyük anlı şanlı imparatorluğun yıkılışının birebir tanıklarıyız...
mutluluğa dair:
— Çok eskiden mutlu bir insan en nihayetinde kendi mutluluğundan korkmuş (yani o kadar büyükmüş mutluluğu!) ve tanrıların kendisine merhamet etmesi için onlara en sevdiği yüzüğünü adamak istemiş.* Biliyor musun? Mutluluk beni de Polykrates gibi bir parça endişelendiriyor artık. Sabahtan geceye kadar sadece sevinç duyuyor olmam, bu sevincin benliğimi tümüyle esir alması ve tüm diğer hisleri bastırması bana tuhaf geliyor. Üzüntü, keder ya da sıkıntı nedir bilmiyorum artık. İşte uyumadım yine, uykusuzluktan mustaribim, ama sıkılmıyorum. Cidden söylüyorum: Tereddüt etmeye başladım. — Ama neden? -diye şaşırdı keşiş.- Sevinç doğaüstü bir his mi? İnsanın normal hali bu olamaz mı yani? İnsanın akli ve ahlaki gelişimi ne kadar yüksekse, ne kadar özgürse, hayat ona o kadar keyif verir. Sokrates, Diogenes ve Marcus Aurelius keder değil, sevinç duyarlardı. Havari de demişti ki: "Her zaman sevinin." Sevin ve mutlu ol. — Peki ya tanrılar birden öfkeye kapılırsa? -diye şaka yaptı Kovrin ve güldü.- Sahip olduğum konforu elimden alıp beni aç ve açıkta bırakırlarsa, bu pek de hoşuma gitmez. * Efsaneye göre Samos tiranı Polykrates'in çok başarılı olduğunu düşünen dostları ona en kıymet verdiği şeyi tanrılara adak adamasını tavsiye eder. O da en sevdiği yüzüğünü adak niyetine denize atar. Ancak yüzük bir balık tarafından yutulur ve bir balıkçı yüzüğü Polykrates'e geri getirir. Bunun üzerine Polykrates kaderden kaçış olmadığını anlar. Efsane psikolojide cezalandırılma arzusunu ifade eden bir komplekse adını vermiştir.
Sayfa 30 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ben ve elimdeki plastik torbalarım, bu dünyanın içinde, kendi halimizde duruyorduk. Kendimizin ve bu dünyada olduğumuzun hiç mi hiç farkında değildik ki, birden asansörün kapısı açıldı. Hani olur ya, kendi kendinizeydiniz, asansörün içindeydiniz, birden kapı açılınca şaşırdınız. Güzel bir kadın. Güzel bir kadın mı? Bundan bile emin değilsiniz.
Reklam
"Ne tuhaf değil mi? En yakınlarımıza kalbimizi açamıyoruz, sonra gidip bir yabancıya içimizi döküyoruz..."
"Benim düşüncem, dünya kuruldu kurulalı birbiriyle çarpışmakta olan öteki düşünce ve teorilerden hangi bakımdan,hangi bakımdan aptalca, daha budalaca? Olaya gündelik hayat açısından değil, özgürce ve geniş bir açıdan bakılacak olursa,benim düşüncelerimin hiç de o kadar...tuhaf olmadığı görülecektir. Ey inkârcılar,ey beş paralık bilgiler,ne diye yan yolda duruyorsunuz! Ve benim davranışım hangi bakımdan onlara böylesine çirkin görünüyor? Bir cinayet olduğu için mi? Ne demek, cinayet? Benim vicdanım rahat. Hiç kuşkusuz ortada ağır bir suç var ve yine de hiç kuşkusuz yasalar çiğnenmiş ve kan dökülmüştür...Madem öyle, çiğnenen yasalarınıza karşılık siz de benim başımı alın, olsun bitsin! Ama o zaman saltanat yoluyla değil de,iktidarı zorla ele geçirerek insanlığa iyilikte bulunanların da,hem de daha ilk adımlarında,kafalarını kesmek gerekmez miydi? "
Sayfa 679Kitabı okudu
GÜN OLUR ASRA BEDEL [ ALINTILAR]
En işe yaramaz ama hayatta olan bir baba, en ünlü ama ölmüş bir babadan bin kere daha iyidir. “ Eğer ölümün onlar için hiçbir önemi yoksa, yaşamanın da yoktur. Öyleyse niçin ve nasıl yaşıyor bu insanlar?” “Toplumları öfke ve umutsuzluğa sürükleyen, bazı ülkelerin atom bombasına sarılma durumuna getiren son yılların enerji bunalımı, aslında büyük
Yuvadaki Şeytan Neden bütün ya da hemen hemen bütün modern evliliklerin mutsuz olduğu sorusu (sanki sadece modern evlilikler mutsuzmuş ve modern olmayanlar mutluymuş gibi), bütün edebiyatın -ciddiyetle- ve her beş çayı sohbetinin -ciddiyetten uzak bir biçimde- etrafında döndüğü, son moda sorulardan biri. Dünya üzerindeki her soru, toplumun
Reklam
Herkes bir şekilde gideceği yere varıyor ya hep, Ve hep birileri de geride kalıyor, Hayat böyle işte, ne tuhaf değil mi?
Biri ınsan ruhunun Tanrının kendi özünün, öbürü de büyük bütünün bir parçası olduğunu; bir üçüncüsü ilksiz olarak yaratılmış; bir dördüncüsü yaratılmış değil. yapılmış olduğunu söyler; baş­ kalan da Tanrının onlara gerektikçe biçim ver­ diğini, çiftleşme anında geldiklerini temin ederler. Biri: ..Sperma hayvancıklannda yerleşir'' diye
"Bir sihir var beni sana doğru çekip alan günahı duygularımda arındıran......" "Çözemedim ne yapsam seni ve sana olan sevginin sihrini.....," Dokunmadan bakmak istiyorum gözlerinin içine.Bu benim arzularım.Dokunmadan sevmek ne tuhaf bir sevda değil mi?...
Sayfa 130Kitabı okudu
423 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.