Bence, Tolstoy okumanın keyfi, uzun yazılmış bir kitabını okurken çok daha fazla hissediliyor. Daha önce bunu Savaş ve Barış'ı okurken yaşamıştım. Şimdi de Anna Karenina'da aynı duyguları yaşadım.
Oysa yıllar öncesinde filmini seyredip , olayların nasıl gelişeceğini ve konunun nasıl bir şekilde sonlanacağını bilmeme rağmen , sanki filmi hiç
Çoğu uzman kitap yorumcusunun da ortak noktası bir cümle var :
Stefan Zweig dan iyi bir romancı bulabilirsiniz, oyun yazarı da bulabilirsiniz, öykü yazarı da, ama biyografi yazarı bulamazsınız. Bence de bu söz doğru. Şöyle oturup bir düşünüyorum. Gerçekten aklıma bu konuya bu kadar yetkin başka bir kalem gelmiyor. Gerçekten tek.
Yahudi bir yazar olduğu
Okurken içim acıdı, yüreğim sızladı.
Sanki, sanki ruhum bedenimden ayrıldı.
Her genç kız gibi göz yaşlarıma hakim olamadım bir an ( pardon sanırım hala kitabın etkisindeyim )
Tabi ağladığım yalan
Ama duygulandigim ve gözlerimin dolduğu bir gerçek...
Insan bazen;
Bir başkasına karşı kalp atışlarına hakim olamaz
Yüzü kızarır,
Eli ayağı birbirine
Bir savaşcı hemde dile olan zararlı parazitlerin savaşçısı...
Bir savaşcı yanlış yapılan tercüme, dile olan hasaasiyetin savaşçısı...
Bir savaşçı fikir ve düşünme adına yollara koyulan bir savaşçı...
Bir savaşçı gerçeği en çıplak yüzüyle öne sürebilen bir savaşçı...
Bir savaşçı geleneğin ve kültürün unutulmasına karşı olan bir savaşçı...
Bir savaşçı fikir işçiliği yapan bir savaşçı...
Bir savaşçı kitaplarla beyni maya tutulmuş bir savaşçı...
Bir savaşçı azmin ve başarının savaşçısı...
Cemil Meriçe dair yapılan araştıtma ve inceleme kitabıdır. Bazı yerlerde çok sıkıcı geldi sanırım detaylı ve akademik uslüpla yapıldığından dolayı
Bu seri üç kitaptan oluşuyor bu okuduğum kitap ise daha çok yazarların yaptığı tercüme hatalarının Cemil Meriçin tarafından eleştirmesi ve onlara karşı bir savaşçı gibi durmasını anlatmıştır.
Iyi okumalar...
Ben Shakespeare okumanın ağır ve zahmet gerektiren bir iş olduğunu zannedenip, sıkıcı olacağı düşüncesi içindeyken, yabancı çeviri olmasına rağmen o kadar akıcı ve şiirsel dili ile olaylara kalite kattığına şahitlik ettiğim andan itibaren okumak adına bu kadar geç kaldığım için üzülüyorum.
Her insanın yazılı bir kaderi vardır.
Evet bu doğru ama
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki inceleme yazmayı pek becerebildiğimi düşünmüyorum.
Bu platformda öyle güzel araştırıp, yazan okurlar varken bu işi onlara bırakmak daha doğru gibi geliyor.
Amma velakin bu kitap bende öyle güzel duygular ve düşünceler uyandırdı ki bunları yazmadan ve burada paylaşmadan geçmek istemedim.
Hayatımda hepi topu 7
1200 sayfalık uzun ve yorucu bir yolculuğun daha sonuna geldik.
Trt 2'de yayınlanan bir edebiyat söyleşi programında tavsiye kitaplarda görüp hemen ilk girdiğim kitap sitesinden 80 tl'ye aldım kitabı. Kitap elime ilk ulaştığında dedim bu kitabı okumadan diğer kitaplarımın arasına koyarsam bir daha da okumam o yüzden açıp hemen okumaya
Herkese merhaba,
Yalan üçleme serisinin 2. kıtabını da bittirdik, iyikide bitti. Meraktan ve arkdaşlarım 3. kıtabı övmeseler asla devam etmezdim.
Neden mi? BAŞROLLER YÜZÜNDEN... Hem erkek karakter hemde kadın karakter, daha çok kadın başrolle sinirliyim. Birinci kitabın sonu gerçekten süpriz bir sonla baya merak içinde bitmişti, bende devam
Bu kitap hem adıyla hemde kapak tasarımıyla beni kendine hayran bıraktı. Sanırım bu geriye kalan tek #sarahjio kitabımdı. Hepsini tamamladım
Öncelikle kitabın adının anlamından bahsedelim.
AGAPİ : Özverili, fedakâr, koşulsuz, bencil olmayan aşktır. Kişi kendini sevdiğine adar, karşılığında hiçbir şey beklemeden verir. Onu ‘o’ olduğu için sever. Yani "Ölümsüz aşk".
.
Kitaptan alıntı seçerken zorlandım o kadar çok önemli sözler yer alıyor. Bu sözler bana günümüz aşklarını ve evliliklerini sorgulattı açıkçası. Bu kitap yazarımızın alıştığımız halinde biraz uzak, farklı bir tarz. Evet yine aşk var ama yaşananların tamamı günümüzde geçiyor. Ayrıca gizemli görevler aşktan daha ön planda tutulmuş.
Benim açımdan ilginç bir kitaptı. Başlarda beklediğimizden farklı olduğu için sıkıcı gelebilir ama kitap ilerledikçe seviyorsunuz. Sonlarında ise merakınız sizi tamamen ele geçirmiş oluyor.
Aşk kitaplarında boğulduysanız bir de bu açıdan bakın derim. Aşkın farklı halleriyle kendinizi arayacağınız bir kitap olacaktır. ♡
Herkese Merhaba,
Ölüm oyunları serisinin 2. Kitabıda bittirdik. Bitirmeseydım az kalsın kendimi bittirecektim.
Kitap birinci kitaptaki Logan kız kardeşi Madison ve onun ortağı olan Fbı ajanı Pierce hikayesiydi. Bu kadar sıkıcı bir çift daha yoktur herhalde. Bunlar ilk kıtapta sevgili oluyorlar sonra bu Madison kaşarı, evlilik korkusundan Pierce sevmediği söylerek terk ediyor. Aradan 8 ay geçtikten sonra başı belada olan Madison abisinin Pierce onu koruması için gönderdiği zamadan yeniden bir araya gelirler.İşte sonra esranrengiz olaylar olmaya başlar, spoi olur dersem demiyorum. Gereksiz bir gizem vermiş yazar ama olmamış, aşırı sıkıldım okurken hem polisiyesinden hemde ikisi arasında gel-git olan aşktan.Madison bence asla katlanacabilecek bir kadın değil,yazar resmen Pierce bu kadınla harçamış,yazık olmuş gerçekten. Ya seni acımasızca terk eden kadına bu kadar hoşgörülü olmak aşırı aptalca gelıyor bana, okurken anca böyle hikayelerde okuruz bu aptal adam ayaklarını... İşte yok eski kocası ilede böyel hızlı gelişmişte korkmuşta ondan kaçmışta ... gereksiz ve boş gelen kelimeler kendini savundu. Bitsin diye günümü verdim resmen... Polisiyesi çok aşırı sıkıcı olunda katlanmak zor geldi.Neyseki bitti.
Serinin 3. Kitap merak ettiğim Tessa hakkındaymış, bu kitapda Pierce olmasını çok istedim ama olmadı, onun erkek kardeşinin kısmetiymiş, seriye devam edeceğim. Ama bu kitabı beğenmedim.TAVSİYE ETMIYORUM.
Bu kadar çok okunmuş bir kitaba inceleme yazmak istemiyordum. Nasılsa en iyi incelemeler yazılmış ve herkesin de bildiği bir kitap diye. Ama kitabın tesirinde o kadar kaldım ki, kitap hakkında birkaç şey yazmak istedim.
Dün gece sahura kadar merak içerisinde okuyarak bitirdim kitabı. Ve bitirdiğimde içimde bir sızı vardı. Sanki Raif değil de ben