Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Bilgelik nedir? Bilgelik her zaman aynı şeyi istemek ya da istememektir. İstediğin şeyin doğru olması koşuluyla, bunda en ufak bir kısıntı yapmamalısın artık. Çünkü doğru olandan başkası, bir insanın hep hoşuna gitmez. O halde insanlar tam istediklerini sandıkları anda, ne istediklerini bilmiyorlar aslında. İstemek ya da istememek kesin olarak kimse için kararlaştırılmış değildir: Kararlarımız değişir her gün, tersine döner, bir çokları için yaşam bir oyun gibidir. Başladığın işi devam ettir o halde, belki sonuna ulaşırsın ya da daha sona varmadığını yalnız senin bileceğin bir yere kadar ulaşabilirsin.
Sayfa 89 - Jaguar KitapKitabı okuyor
Reklam
... Tam ortasındayım yağmurun Karın soğuğun ortasındayım Nasıl da paylaşıyor insan isterse Nasıl da birmiş meğer hasretler Nasıl da mecburmuşuz Sabretmeye, sevmeye, öğrenmeye Tam ortasındayım yolun Koşunun ortasındayım Tam ortasındayım yolun Koşunun ortasındayım Tam varıyorum ki hedefe Bir yenisi başlıyor Bu oyun hep aynı, değişmiyor.. 'Gözyaşlarımızı bitti mi sandın.' - MFÖ
Büyük aşkları, küçük hatalar yüzünden kaçırdık. Aynı oyun, hep aynı oyun!
Ona öfkeleniyordum. Beni büyük bir rahatlıkla hayatına almış, sonra aynı rahatlıkla hayatından çıkarmıştı. Onun için bu hep bir oyun olmuştu.
Sayfa 205
Peters: Hep aynı şey. Sadece laf! Bindiğimiz gemiyi el birliğiyle batırıyoruz.
Sayfa 34 - Om Yayınevi ~ PdfKitabı okudu
Reklam
Yalnız kendi sesime gömülüyüm: Yaşayacağım;ayaklarımın ucunda varlık Aynını buldum ölümle eşyanın ; Bu oyun benim için değil artık ..
Sayfa 492 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Seviyor sanmışım, aldanmışım. Çok defa ikimiz de birbirimizi sevmediğimiz hâlde seviyor görünmüşüz. Neden? Bilmiyorum! Bu bir oyun ki yıllarca bıkılmadan, usanmadan tekrar edilmiş. Daima oyuncular değişmiş, roller değişmiş, fakat oyun, gene hep aynı oyun…
Sayfa 21 - Karbon kitaplar
Seviyor sanmışım, aldanmışım. Çok defa ikimiz de birbirimizi sevmediğimiz hâlde seviyor görünmüşüz. Neden? Bilmiyorum! Bu bir oyun ki yıllarca bıkılmadan, usanmadan tekrar edilmiş. Daima oyuncular değişmiş, roller değişmiş, fakat oyun, gene hep aynı oyun…
Sayfa 20 - Karbon kitaplar
GECEYE KARŞI MÜDAFAA I Hayır, ben varım, yalnız ben, İster dursun, ister aksın suları. Bana başka başka şekiller gösteriyor, Vücudumun sonsuz arzuları.
Sayfa 241Kitabı okudu
Reklam
Beni büyük bir rahatlıkla hayatına almış, sonra aynı rahatlıkla hayatından çıkarmıştı. Onun için bu hep bir oyun olmuştu. Beni tuzağa düşürmüştü.
Sayfa 205 - Everest Yayınları - Pdf
Bu hazlar, sevdiğim kız tarafından, onu seven benliğime verilmiyordu; birlikte oyun oynadığım öteki kız, öbür benliğime veriyordu bu hazları; öbür benliğimse, ne gerçek Gilberte'in hatırasını taşıyordu içinde, ne de, bir saadeti yalnızca kendisi arzuladığı için, o saadetin değerini bilebilecek yegâne varlık olan sahiplenilmiş kalbi barındırıyordu. Hatta eve döndükten sonra bile yaşayamıyordum bu hazları, çünkü beni hep ertesi günü beklemekle, ertesi gün Gilberte'i ayrıntılı, huzurlu ve mutlu bir şekilde seyredebileceğimi, Gilberte'in bana nihayet aşkını itiraf edeceğini ve o güne kadar duygularını niçin gizlediğini açıklayacağını ummakla yükümü kılan zorunluluk, aynı zamanda geçmişi de hiçe saymaya, sadece ileriye bakmaya, Gilberte'in bana gösterdiği ufak tefek lütufları, kendi içlerinde, kendine yeterli birer bütün olarak değil, bir adım daha atmamı ve henüz bulamadığım mutluluğa nihayet ulaşmamı sağlayacak birer basamak olarak değerlendirmeye de mecbur ediyordu beni.
*Biri sizi en azından dinliyorsa,durum o kadar da kötü sayılmaz.s.162 *..hep, büyük bir çavdar tarlasında oyun oynayan çocuklar getiriyorum gözümün önüne. Binlerce çocuk, başka kimse yok ortalıkta -yetişkin hiç kimse, yani-benden başka. Ve çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum. Ne yapıyorum, uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum; nereye gittiklerine hiç bakmadan koşarlarken, ben bir yerlerden çıkıyor, onları yakalıyorum. Bütün gün yalnızca bu işi yapıyorum. Ben, çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim. Çılgın bir şey bu, biliyorum, ama ben yalnızca böyle biri olmak isterdim.s.162 *Onunla saygınızı filan yitirmeden şakalaşabilirdiniz.s.164 *Çoğu şeyi kendi kendine öğrendi.Bir insana gerçekten nasıl iyi dans edebileceğini öğretemezsiniz.s.165 *Bence birisi bir şey hakkında en azından ilginç bir şey söylüyor ve bunu heyecanla yapıyorsa,bırakacaksınız,anlatsın.Bu güzel bir şey.s.173 *”Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.”s.176 *Aynı senin şimdiki durumunda, pek çok, pek çok insan ahlaksal ve ruhsal sorunlarla karşılaşmış. Ne mutlu ki, bazıları bu sorunları yazmışlar. Onlardan öğreneceksin bunları; eğer istersen. Aynı biçimde, bir gün senin önereceğin bazı şeyleri başka birinin gelip senden öğrenmesi gibi. Ne güzel bir düzen bu, sırayla, karşılıklı. Ve, eğitim de değil bu. Tarih bu. Şiir bu..s.177 *..Ama hemen.Bir dakika bile kaybedecek zamanın yok. Yok senin zamanın.s.177
Yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
3.cilt
2. “Onlara dünya hayatının neye benzediğini söyle! Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir suya benzer ki, onunla yeryüzünün bitkileri gelişip birbirine karışır ve sonunda rüzgarların savurup uçurduğu kuru bir çöp kırıntısı haline döner. Allah, her şeyi meydana getirmeye gücü yetendir. Mal ve oğullar dünya hayatının süsüdür. Ebedî kalacak iyi işler
Fakat onun dünyasında paranın yeri yoktu, daha hiç kimse onu üzerindeki o hep aynı, eski ceket dışında bir giysiyle görmemişti; sabahları, öğleden sonraları ve akşamları iki somun ekmek yer, sütünü içerdi, öğlenleri lokantadan getirilen az bir şey yerdi. Sigara içmez, oyun oynamazdı, evet hatta yaşamadığı söylenebilirdi, yalnızca gözlüğünün ardındaki iki gözü yaşardı ve o gizemli beynini sürekli kelimeler, başlıklar ve isimlerle beslerdi.
705 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.