“Bu kitap daha önce hakkımda yazılanların tümünün hilafına benim söylediklerimin bir şeye taalluk ettiğini gösteriyor”
İsmet Özel
***
İlk kez İsmet Özel okuyanları ikiye ayırabiliriz. Onu okumaya denemeleriyle, düz yazılarıyla (nesri) başlayanlar ilk grubu oluştursun. Bu gruptakiler önlerine çıkan devrik cümlelerin, soru sorup kafa kurcalayan
Teknik tabiriyle Hermesçilik Eski Mısır’da Hermes’in ardından kurulmuş olan öğretiye denildiği gibi bu tâlîmin verildiği ezoterik ekollerin çalışma sistemlerine de verilen bir ad olmuştur. Bu öğretinin kalkış noktası hakikatin araştırılmasıdır. Akılları gelişmemiş ya da gelişmeye elverişli olmayan kimseler gerçekleri anlayamaz ve onun yükünü
"Bir ülkede kadınlar için gerçek özgürlük olmadığı sürece, o ülkede gerçek özgürlük yoktur."
Anaerkil ailenin yıkılmasıyla ev yönetimi toplumsal niteliğini yitirdi. Ev yönetimi artık toplumu ilgilendiren bir sorun değildi. "Özel hizmet oldu. Toplumsal üretime katılmaktan alıkonan kadın da baş hizmetçi oldu. " (Engels).
1984 eserinden 2.Bölümü bitirdim ve hemen kelime avcılığımı yapıp sizinle paylaşmak istedim. Anlamını bilmediğimiz veya da şöyle bi hatırlayalım dediğimiz kelimeleri topladım, kitaba özgü terimleri ve siyasete özgü sözcükleri de ayrı başlık altında toplayacağım💁🏼♀️ Hemen bakalım yeni kelimelerimize 👇🏼
-ÇALAKAŞIK: Durmadan
Modern bilim, gene onun özel bakış açısı nedeniyle, olayalar arasındaki özle ilgili, temel farkları görmekten acizdir. Bu yüzden, ister tarih, ister ”sosyoloji”, ”psikoloji” ya da adını şöyleyebileceğimiz herhangi başka bir inceleme dalı söz konugu olsun, modern bilimin öylesine büyük bir önem atfettiği ”istatistikler"in aldatıcı (fallacieux)
Yeni bir düşünce modasına geçen kişi, bir önceki moda akımını, kaç yıl benimsemiş ve sürdürmüş olursa olsun, kıyasıya tenkit ve yenisini kıyasıya takdir eder. Aslındaysa, ne bu tenkitte ve ne de bu takdirde gerçek bir düşünmenin payı vardır. Dil ve dudaklarla katılmadır bu. Yürekle beyin tam anlamıyla suskundur. Beynin zarı katılır da içi katılmaz âdeta. İçi hiçbir şeye katılmaz. Bu yüzden, hiç terk edilmez gibi görünen bir düşünce tutumu, hiçbir çile ve emek çekilmeden kısa bir dönemde hemeninden terkediliverir. Aslında, bu modalar, bir peşin hüküm yığınından yeni bir peşin hüküm yığınına geçişten başka bir şey değildir. Sanki arkadan biri "kış kış" etmiştir de, bizim horozumuz bir gübrelikten, hiçbir çile çekmeksizin öbür gübreliğin üstüne uçmuştur. Ve şimdi de başka bir sabahın türküsü adı altında ötüp durmaktadır. Aslında günler hep aynı günler, sabahlar hep aynı sabahlardır. İki peşin hüküm birikintisinin de temel arketipleri aynıdır. Düşünce muhtevasında en ufak bir değişiklik yoktur. İsimler ve renklerdir değişen. Eski muhteva yeni bir terminoloji ile yaşatılmakta, toplumdaki her türlü diriliş davranışları gelecekte vâdedilen bir kurtuluş adına boğazlanmaktadır.
Yıldız Ramazanoğlu son aylarda Roger Garaudy okumaları yapmakta idi. Okumalarının sonucunda Garaudy’nin Türkçedeki mütercimi Cemal Aydın ile uzun, dolu dolu bir söyleşi gerçekleştirdi. Garaudy üzerine yapılmış bu derinlikli ve ne yazık ki bir “ilk” olan önemli söyleşiyi sizlere sunuyoruz.
Cemal Aydın, 1948 Isparta, Şarkikaraağaç doğumlu. İstanbul
Değerli yazarımız Sinan Turanlı 'nın imzalayarak gönderdiği " Bozuk Elmalar " bitti. Kusura bakmayın ben geç yorum yazdım yoksa kitap bir nefeste okunuyor ve "Devamı yok mu ? " dedirtiyor.
Rahat okunma sebebi akıcı bir dil olması kadar terminoloji yağmuru olmaması ; bu nedir diye sözlük peşinde koşulmaması. Bozuk Elmalar deneme
_Türk savaşır, rus sevişir, yunan düşünür, arap da masal anlatır. Yunan
_Araplar kadar güzel masal uyduran, Farslar kadar güzel anlatan, Türkler kadar da bu masala inanan 2. bir millet yoktur. Azeri
_Bir yanlışı haklı çıkarmaya çalışmak, onu iki kat büyütür. Fransız
_Cahiller, okumuşların cevaplayamayacağı soruları sorarlar. İran
_Yılan
Ebü Hureyre’den nakledildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Zani zina ettiğinde mü’min olduğu halde zina etmez. Hırsız çaldığında mü’min olduğu halde çalmaz. İçki içen mü’min olduğu halde içki içmez”.221
Bu tür hadîslerin kelamda iman-amel tartışmalarına konu olduğu bilinmektedir. Tabii Allah Resulu bu sözü buyururken bir kelam
_Nevroz, anormalliktir.
_Nevrotik, anormal davranışlı, kültüründen sapmış, ruhsal bozukluğu olan kişidir. Nevrotikler, kültürün üvey evlatlarıdır.
_Nevrotik bir insan, kendini, kendi yoluna dikilen bir engel olarak görmektedir.
_Nevroz, kişinin normal gelişimini engeller ve baş edemediği çatışmaların içine düşürür.
_Anormal davranan herkes
Çoğu insan kendini sınırlı bir bedende tanımlar ama siz sınırlı bir beden değilsiniz. Bir mikroskobun altında bile görülebilen bir enerji alanısınız. Enerji hakkında bildiğimiz şey şu: Bir kuantum fizikçine gidip "Dünyayı ne yarattı?" derseniz, size "Enerji," diyecektir. Enerjiyi tanımla. "Pekala, o asla yaratılamaz ve yok edilemez, o her zaman vardı, her zaman olacak, eskiden beri varolan her şey her zaman varolur, form alır, formdan çıkar." Bir teoloğa gidip aynı soruyu sorun, "Evren'i ne yarattı?" "Tanrı, " diyecektir. Pekala, Tanrı'yı tanımla. "Hep vardı ve hep olacak, yaratılamaz veya yok edilemez, her zaman olacak, hep bir form alıp sonra o formdan çıkacak. "Görüyorsunuz, aynı tanım, sadece farklı terminoloji.
Kendinizi etrafta koşturan bir "et parçası" olarak görüyorsanız bir daha düşünün. Siz sipiritüel bir varlıksınız! Siz bir enerji alanısınız ve daha geniş bir enerji alanında çalışıyorsunuz.