1
Hayatı bir gömlek gibi sıyırsam mı üstümden?
Yüreğimde, kuyruğunu bırakıp giden bir kertenkelenin tedirginliği
Ya da yollar, yollar, yollar boyunca
Bastırıp dursam mı yarama ellerimi?
O kadar kolay değil unutmak
Ölüm bile istemez olur adamı gün gelir
Son anda göze ilişen bir çiçek,
Uzaktan duyulan bir çocuk sesi...
Kan mı tutuyorum
Soğukta üşüyen bir serçe gibi kondum pencerene
Sıcağı sende görmüş veya seni güneş sanmış gibi
Avuçlarına al ısıt minicik bedenimi
Dünya yorgunluğundan ve insanların kötülüğünden kaçıp sana geldim
Özgürlüğe kanat çırpar gibi mutluluğa kanat çırptım
Yaralı parmağına değen tuz misalidir, ''Aşk''
O yüzdendir hasretliğinin böyle can yakması
Sen
TURUNCU
Soğuk bir kış gecesiydi. Doğa; yeni yılı beklemiş gibi biriktirdiği en sert ve soğuk rüzgarını üzerimize fırlatıyor, dişlerimizin gıcırdamasına yetecek kadar donuk bir hava dağıtıyordu. Rüzgarın uğuldayışı boşlukta süzülüp aceleyle yüzümü yalayarak geçiyor ve sırasını sonraki hava akımına bırakıyordu. Oldum olası bu sert ve kuru havadan
Kitabı az önce bitirmenin verdiği büyük şok ve bu psikopatlardan kurtulmanın verdiği rahatlık ile ellerim kafamda 'O neydi öyle?' diyerek kitaba bakıyorum. Yani vay be! Vallahi evlerden ırak.. Kitaba büyük bir heyecanla başladım ve bu heyecan bir an bile sönmedi. Öncelikle o kadaaar akıcıydı kii. İlk başta (hatta sayfasını bile
Resim yapmaya başlasam diyorum. Yaşlılık alameti diyorlar, sen andropoza mı girdin diyorlar, orta yaşı geçkin kadınların en büyük tutkusu diyorlar, aldırmıyorum. Alıyorum boyalarımı , tuvalimi, paletimi. Döküyorum renkleri üstüne paletin . Bir bilene soruyorum yeterli mi diye. Yeterli diyor bilen. Ayrı mı kullanmak lazım diyorum renkleri. Sen
Öncelikle hepinize iyi geceler dilerim sevgili dostlarım. Saat geç olduğu için şu an uyuyup da sabah bu satırları okuyacak olan dostlarıma da şimdiden günaydın :) Hadi gelin hep birlikte yaşamın ucuna kısa bir yolculuğa çıkalım ama bunu yapmadan önce "Türk edebiyatının gamlı prensesi"yle düzenlediği etkinlik sayesinde
Yokluğun buz gibi soğuk
Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... 'Üşüme' diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... 'Özledim' deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna,