Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Se­ril­di mi önü­me düm­düz bir ova! Git git bit­mi­yor. Ha var­dım, ha va­ra­ca­ğım, di­yo­rum; bir de ba­kı­yo­rum, de­niz hep o uzak­lık­ta. Et­raf­ta ne in­san, ne de cin; kos­ko­ca ova­da bir ba­şı­ma­yım. Bir ara­lık, sa­ğım­da so­lum­da, aca­yip ot­lar, saz­lar, ka­mış­lar be­lir­me­ye baş­la­dı. Bit­ki de­ni­len şe­yin hiç de böy­le­si­ni gör­me­mi­şim o gü­ne ka­dar; içi­me bir kor­ku düş­tü. Önü­me ba­kı­yo­rum, kim­se yok; ar­dı­ma ba­kı­yo­rum, kim­se yok. Ne bom­boş bir dün­ya;
Galata Kulesi’ne kıvrılan merdivenli dar sokaklar ıssız, evlerin, odaların duvarları karanlıktı. Zincirli demir kapının önünde bekledim bir süre. Sonra Yüksekkaldırımdan aşağıya, Karaköy’e indim. Alana varır varmaz patladı kentin gürültüsü. Banco di Roma’nın önünden geçerek balık pazarının dibine iliştirilmiş birkaç tahta masadan ibaret bu kahveye
Reklam
İhsan: - Macide gökyüzüne bayılır... dedi. - Bulutlu olmamak şartıyla... Bulutlu olursa tahammül edemiyorum. O zaman hep içime bakıyorum.
Sayfa 242 - ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: SUATKitabı okudu
Hastane Duvarları
--Yüksek, çıplak, mavi, dümdüz, dimdik duvarlar. Gözümün hiçbir görüş köşesi yok ki içine bir duvar parçası girmesin. Hep ve yalnız onları görüyorum. Onlardan kaçan gözlerim onlarla karşılaşıyor. Bakıldıkçı uzuyorlar, yükseliyorlar; sertleşiyor ve korkak, yumuşak bakışlarıma kaskatı çarpıyorlar, gözlerimi ezecekler. Başım döndü. Deniz gibi yayılıyor ve beni çeviriyorlar. Serinliklerini hissediyorum. Denizde, çıplak vücudumu saran dalgaların birdenbire taş kesilmeleri gibi, duvarları giyiyorum. Hiç kımıldamıyorlar. Bütün bu hastahanenin sessiz, hareketsiz, soğuk, bomboş anlarını onlar doğuruyorlar. Gözlerim, onlardan kaçırmak için, yastığa da kapatamıyorum. Arkama uzanacaklarını, üstüme abanacaklarını sanıyorum. Ve onlara mütemadiyen bakıyorum. İçime serin mavilikler doluyor, ruhlarını iyice gizleyen korkunç ve tehditkar mahluklar. Şuurları varmış gibi duruyorlar ve her an büyük bir felaket yapmaya hazırlandıkları halde, avlarının korkusuyla eğlenmek için maksatlarının icrasını tehir ediyormuş gibi duruyorlar, Allah gibi, kuvvetini göstermeden kuvvetli duruyorlar. Onlarla mücadele ederek vakit geçiriyorum, fakat onlar donmuş avuçlarıyla zamanı da yakalıyorlar, durduruyorlar ve hayatımın serbest akışına mani oluyorlar. Kanım soğuyor. Kireçleniyorum.
Sayfa 99 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
Bitiriyorum burada Bütün silahlarımı içime akıtarak Beni bu hayata bağlayan halat, gitgide inceldi Ve gitgide soldu yüzüm Aramam gereken dostlarımın adreslerini unuttum. Ayışığı alnıma vurmuyor geceleri Yıldızlara artık bakamıyorum. Bitiriyorum burada Bütün işlerimi görmüş gibiyim Yazmış gibiyim bütün şiirlerimi Bakıyorum tamamlanmış bir
Sayfa 81
İhsan: Macide gökyüzüne bayılır... dedi. - Bulutlu olmamak şartıyla... Bulutlu olursa tahammül edemiyorum. O zaman hep içime bakıyorum.
Sayfa 243Kitabı okudu
Reklam
montaigne ve denemeler üzerine
İnsanlar hep başkasına bakıyorlar, ben kendi içime bakıyorum. Benim işim kendimle... Kendimi inceliyorum, kendimi denetliyorum. Onlar hep başka yere gidiyorlar... Kuşkudan kurtulmanın yolu, kendini ve başkalarını sevmeden geçer.
Duvarlar
Yüksek, çıplak, mavi, dümdüz, dimdik duvarlar. Gözümün hiçbir görüş köşesi yok ki içine bir duvar parçası girmesin. Hep ve yalnız onları görüyorum. Onlardan kaçan gözlerim onlarla karşılaşıyor. Bakıldıkça uzuyorlar, yükseliyorlar; sertleşiyor ve korkak, yumuşak bakışlarıma kaskatı çarpıyorlar, gözlerimi ezecekler. Başım döndü. Deniz gibi yayılıyor ve beni çeviriyorlar. Serinliklerini hissediyorum. Denizde, çıplak vücudumu saran dalgaların birdenbire taş kesilmeleri gibi duvarları giyiyorum. Hiç kımıldamıyorlar. Bütün bu hastanenin, sessiz, hareketsiz, soğuk, bomboş anlarını onlar doğuruyorlar. Gözlerimi, onlardan kaçırmak için, yastığa da kapatamıyorum. Arkama uzanacaklarını, üstüme abanacaklarını sanıyorum. Ve onlara mütemadiyen bakıyorum. İçime serin mavilikler doluyor, ruhlarını iyice gizleyen korkunç ve tehditkar mahluklar. Şuurları varmış gibi duruyorlar ve her an büyük bir felaket yapmaya hazırlandıkları yerde, avlarının korkusuyla eğlenmek için maksatlarına ulaşmayı tehdit ediyormuş gibi duruyorlar. Allah gibi, kuvvetini göstermeden kuvvetli duruyorlar. Onlarla mücadele ederek vakit geçiriyorum, fakat onlar donmuş avuçlarıyla zamanı da yakalıyorlar, durduruyorlar ve hayatımın serbest akışına mani oluyorlar. Kanım soğuyor. Kireçleniyorum
Sayfa 99 - ÖtükenKitabı okudu
“Yuvamda değilim. Hiçbir yerde değilim. Bana ait bir yer yok, okulda yok(…) Hep dışarıdayım, kendi içime bakıyorum, hep onlara göstermek istiyorum. "
Sayfa 110
Son Sayfa...
"İşte böyle, herkes neyse ben de o. Yaz akşamları balkonda öbür evlerin ışıklarının bir bir yansımasına bakıyorum. Ben balkonun ışığını açmıyorum. Derin, gerçekten derin nefesler almaya çalışarak herkesten biri olduğumu içime çekmeye, bunu anlamaya çalışıyorum...Sokaktan gelen sesler, artan eksilen ışıklar, karanlık nadiren yıldızlı gökyüzü hep, her gece benimle. Ben şu balkonda, herkes ne ise o olarak akşam sekiz buçuktan on ikiye, bire kadar duruyorum. Sonra sağa sola çarpmamaya dikkat ederek azalan hiddetimin yerini almış, içime yerleşmiş boşluk duygusu ile boşluk mu ağır, taş mı bilemeyerek, artık bilemeyerek gidip herkes gibi yatıyorum. Dışarıdan tek tük sesler gelmeye devam ediyor ve bu bana nedense, nedense dokunuyor."
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
İnsanlar hep başkalarına bakıyorlar, ben kendi içime bakıyorum. Benim işim kendimle…Kendimi inceliyorum, kendimi denetliyorum. Onlar hep başka yere gidiyorlar…Kuşkudan kurtulmanın yolu, kendini ve başkalarını sevmeden geçer.
-Macide gökyüzüne bayılır,dedi. -Bulutlu olmamak şartıyla…Bulutlu olursa tahammül edemiyorum. O zaman hep içime bakıyorum.
Sayfa 258Kitabı okudu
- Macide gökyüzüne bayılır, dedi. - Bulutlu olmamak şartıyla... Bulutlu olursa tahammül edemiyorum. O zaman hep içime bakıyorum.
Sayfa 258Kitabı okudu
101 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.