Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hz.Ali (ra) oğluna nasihatı; Ey oğul! İyi insanların izini takip et... Ecdadını örnek al... Allah'a sığın... Her şey Allah'ın elinde... Her şeyi Allah'tan bil... Peygamberi önder olarak al...
Vay arkadaş!
Âlem, üç şeyin mecmuundan ibarettir: Varlık, düşünce ve hareket. Bunların hepsini kendinde toplayan insan, üç şeyin peşinde olmak için yaratılmıştır: Hakikatın, hayrın ve güzelliğin. İnsan ruhunda bu üç şeye götüren üç yeti vardır: Zeka, duygu ve irade. Zeka üç yerde kullanılır: Kazanmada, hilede, ilimde. Duygunun üç dünyası vardır: Sanat,
Reklam
"Benim artık hiç yaşamaya arzum yok, dostum!" dedi. "Allah'tan dileğim bir an evvel canımı almasıdır. Benim dünyada artık hiçbir ümidim kalmadı." Ihtiyar cevap verdi: "Böyle şeyler söylemeye hakkın yok, Martin. Allah'ın yollarını ölçmeye kudretimiz yok. Karar bizim akıl ve mantığımıza değil, Allah'ın iradesine bağlıdır. Eğer Allah senin oğlunun ölmesini ve senin yaşamanı istediyse, hayırlısı bu olmalı. Senin ümitsiz ve kederli haline gelince, bu senin kendi saadetin için yaşamak istemenden ileri geliyor." Martin sordu: "Peki, insan başka ne için yaşamalı?" Ihtiyar: "Allah için" dedi. "Sana hayat veren Allah'tır ve sen onun için yaşamalısın. Onun için yaşamayı öğrendiğin zaman, artık kederlenmezsin ve her şey sana kolay görünür."
Kendilerine müslüman ismini veren bazı insanlar var ki, Allah (Subhabehu ve Tealâ)'nın hükmünü istemeyen, mal, mülk ve iktidar sahipleri karşısında hayata ve dünya malına olan düşkünlükleri ve korkuları yüzünden sus pus oluyorlar. Bu durum, her zaman ve mekanda, din adamlığını meslek edinen bazı insanlar için de geçerlidir. Bu adamlar, Allah'ın ayetlerini, hayat metodunu ve düsturunu düşük bir metâ karşılığında satıyorlar. "Ayetlerimizi az bir ücret karşılığı satmayın." (2 Bakara/41) Bunlar, bâtıldan korkarak susmayı yeğlerler. Ya da küçük bir rütbe, görev, ünvan ve fayda karşılığı Allah'ın dinini tahrif ederek zorbaların meşruluğunu gösteren fetvalar verirler. Allah'ın dinini satmak suretiyle cehennemi satın alırlar. Güvenilen birinin ihanetinden daha alçak ve koruyucu konumunda olan birinin, bozguncu olmasından daha çirkin bir şey yoktur. Din adamları unvanını taşıyan bu insanlar, korumaları gereken dine ihanet edip onun hakikatini gizliyorlar. Bunlar, Allah'ın indirdikleriyle hükmetmemek karşısında sustukları gibi Allah'ın kitabına rağmen, kelimelerin yerlerini değiştirerek iktidar sahiplerinin arzusuna uygun fetvalar çıkarıyorlar. Allah'ın dininin davetçileri, yüklendikleri mesajı sunarken mahlukatı hesaba katarak davranmamalıdırlar. Kendilerini tebliğ, amel ve uygulama için gönderen yüce Allah'tan başkasından korkmamalıdırlar. "Allah'ın risaletlerini tebliğ edenler, ondan korkarlar. Allah'tan başka hiç kimseden korkmazlar." (33 ahzap/39)
“Annelerin annesi...”
Minik ellerini öpüp kokladı okulun kapısında, telaşlı çocukların sırt çantalarından sırtına yediği darbeyi hissetmedi bile. “Allah zihin açıklığı versin,” dedi gülerek. Sel gibi akan çocuk kalabalığına karışmadan evladı. Şimdi avucunun içindeki minik eli biraz daha sıktı. “Hadi koştur Erhan'ım koştur, geç kaldık...” Beş yaşındaki Erhan'la
Kalbini dinle, o sana asla haram şey fısıldamaz. Her yaptığını önce Allah'ın rızası için yap. Unutma ki O'nu bulunca her şeyi bulur, O' nu kaybedince her şeyden olursun.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
• Deniliyor ki, "Resulullah (s.a.v.) bugün yaşasaydı ne yapardı, şunu yapar mıydı, söyle der miydi vs..." Gerek yok ki bu tarz yaklaşımlara...Allah Resulü (s.a.v.) söyleyeceği her şeyi zaten söyleyip gitti. Tıpkı bilgisayardaki bir zip dosyası gibi; sıkıştırılmış bir hayat var orada. Bu hayatı açtığınızda, son âdemoğluna lazım olabilecek her şeyin orada olduğunu görürsünüz. Yani Efendimiz'in (s.a.v.) hayatında eksik bir şey yok ki o eksikleri ben doldurayım. Benim yapacağım şey anlamaya çalışmak...
Ben seri malı insanlardan değilim...
Ben şehirleri, sokakları, kahveleri dolduran seri malı insanlardan değilim. Keşke onlardan olsaydım. Onlar sıhhatli, tabiî, mükemmel mahluklar. Benim en lazım tarafım sakat. Ben Allah'ın yalnız acı çeksin, yalnız kıvransın diye yarattığı bir aletim galiba. Kainatı dolduran her şey, her hadise, her hareket, benim için bir işkence vesilesi. Bir türlü rolümü ve rahatımı bulamıyorum. Tabiî zevkleriyle yaşayan hayvanlara bakıyorum da, ne güzel, ne emniyetli bir vasıtanın öksüzü olduğumu anlıyorum. Ben, içindeki hayvanı ürkütmüş, incitmiş bir hastayım.
Sayfa 74 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
O Allah'ın cezası pislik öyle huzursuz etti ki beni!!
Bir gün kalbine, o vakte kadar hiç düşünülmemiş bir şüphe düştü: Behlül!... Bu şüphe hiçbir olaydan kaynaklanmıyordu; onları bir gece yan yana, bir resimli dergiye bakarken görerek, kendi kendisine bu genç adamın bir tehlike olabileceğini itiraf etmişti. Fakat Behlül Bihter'den o kadar uzak görünüyor, Bihter Behlül hakkında her zaman öyle ilgisiz bir dil kullanıyordu ki ikisinin arasında bir tehlike olmasının ihtimalinden korkmak Adnan Bey'e, çirkin, utanmaksızın itirafı mümkün olmayan, kaba bir kıskançlıktan ileri gelen bir aşağılık his göründü. Kendi kendisine bir daha bunu düşünmemek için vaat etmişti. Fakat o sırada fark ederdi ki elinde olmaksızın bir his onu Bihter'le Behlül'ü görüp anlama merakına sürüklüyor. O zaman kendini ayıp bir iş yapmakla suçlayarak başka şey düşünmek isterdi.
Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla uçak örneğin uçurtma mesela altına konabilir bir ayağı ötekilerden kısa olduğu için sallanan bir masanın
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.