Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Akılcılık
Din insanlığa tıpkı çocukluk elbiseleri gibi küçük geliyor; onu durdurmanın yolu yoktur elbiseler sökülüp patlamaktadır. Aynı kafada inanç ve bilgi birbiriyle uyuşmaz onlar tıpkı bir sürü içindeki kurt ve koyun gibidir ve kuşkusuz bilgi komşusunu yemekle tehdit eden kurttur. Dinin can çekişirken kendisini anası olarak göstermek istediği ahlakı sıkı sıkıya tutunduğunu görüyoruz; fakat bunun da faydası olmayacaktır. Hakiki ahlak ve ahlaklılık dine bağlı bir şey değildir, her ne kadar her din bunları yaptırım gücüyle pekiştirip güçlendiriyorsa da
Sayfa 149 - SayKitabı okuyor
Engelsiz genişlik. Fakat bu durumun sonu da doğal olarak çok geçmeden katlanılmazlığa varıyor. Her şeyin sonu katlanılmazlığa varıyor. İnsan katlanamıyor, ölüyor. Aslında çok basit: İnsan dayanamıyor ve böylece bir sonu oluyor. Her şeyin. Var olan tek güç, siz de biliyorsunuz ki kafada kurma gücü. Her şey kafada kuruluyor. Fakat kafada kurmak zorlayıcı, ölümcül.
Sayfa 144
Reklam
Realist bakınca İster Polyana, ister hayalperest, ister hangi kafada yaşıyorsunuz ya!? deyin. Aldığımız o temiz hava nasıl ki bünyemize zarar vermiyorsa “umut” da zarar vermez. Hem azı da fazlası da zarar değildir :) bazı şeyler gerçekleşmese de en azından insan kazandırır, bina inşa eder. Belki bu çiçekli yol baltalarla sınanacak, koparılacak, tarumar edilecek, yok olacak, belki bu düş yarı kalacak? ki “yazık olur bu düş yarı kalırsa” diyor şair. Bu düş yarı kalmasın, her şey inançla başlar. Sende de öyle başlasın.
Derya Oric

Derya Oric

@vegasirius
·
14 Nisan 04:42
Savaşlar, soykırımlar, işgaller olacak, olmaya da devam edecek yüzyıllardır olduğu gibi. Faşizm, güç yarışları, farklılıklar, gövde gösterileri, acı, göz yaşı ve kan bunların hepsi olacak ; ama biz hep barış, sevgi ve özgürlük için sahada olacağız. Barış çığlıklarımız yeryüzünü inletene kadar haykırmaya devam edeceğiz! Sevgimiz kalplere şifa oluncaya kadar koşturacağız! Dilimizden sevgi sözcükleri, kalbimizden umut hiç eksik olmayacak. Çocuklara ninniler, ezgiler, söyleyeceğiz, şiirler okuyacağız tüm dünyanın kulağına. Mavi kelebekler, mezarları değil baharı gösterecek bize. Dünyaya küsen çocuklar dönecek arkalarını. Çikolata gezegeninde yaşayıp, çikolatanın tadını bilmeyenlere çikolata şelalesi akıtacağız. Bomba sesine değil, anne sesine uyanacak çocuklar. Baş uçlarına şeker bırakacağız. Ayakkabılarına umut tozu serperecek, kalplerine sevgi tılsımı koyacağız. Bu dünyayı yaşanılabilir bir dünya haline getireceğiz. Kimsenin kimseyi incitmediği, ezmediği, katletmediği, şiirlerin, şarkıların, barışın sokaklarda kol gezdiği bir dünya inşa edeceğiz. Mümkün mü? bence mümkün. Sanki biraz da geç kaldık ha ne diyorsun? ama o günler gelecek ve hepimizi otuz iki diş gülümsetecek. Melih Cevdet de diyor ya hani: “o gün gelsin neşemiz tazelensin de gör, dünyayı hele sen bir barış olsun da gör.” Derya 🪶
Derya Oric
Derya Oric
Hayatımızda keskin bir dönüşüm yaratan felaketlerin temelinde hep aynı şey vardır: birini kaybetmek. Birini kaybettiğimizde eskiyi geri getirmeye çalışmak boşunadır, doğru olan açılan büyük boşluğu yeni bir şeyle doldurmaya çalışmaktır. Teorik olarak her kayıpta bir hayır vardır; pratikte ise kayıplar insana Tanrı'nın varlığını sorgulatır ve kafada bir soru doğurur: Bunu hak ettim mi?
Sayfa 25
253 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bu kitapta somut olan tek bir şey var: Aşk... Geri kalan her şey soyut... Günlerin Köpüğü'nün kapağında yazan çağdaş aşk romanlarının en çarpıcısı yazısına ithafen duygusal bir aşk hikayesi okuyacağınızı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Zira burada aşktan daha fantastik bir kurgu yer alıyor. Göğsünde açan nülüfer hastalığına tutulan Chloe, ona tutkun bir Colin, Jean-Sol Partre hayranı Chick, Chick'in Partre'sinin önüne bir türlü geçemeyen umutsuz Alice, değişik yemekler aşçısı Nicolas ve Isis. Hepsinin gözünden ayrı ayrı tat aldığımız fantasya dünyası... Chloe'nin hastalığının ilerlemesiyle evin daralması, kararması, ve başka çiçeklerin bu hastalığı öldürme ihtimaline sarılış. Bence aşk en soyut ve güzel biçimde böyle anlatılırdı. Bu eserde daha ne mi var? Konuşan fare, insan sıcaklığıyla oluşan silahlar, içki kokteyli hazırlayan piyano, atık sularından kan, irin akan bir hastane, ev ev dolaşan felaket tellalı ve birçokları. Boris Vian, kuralların dışına çıkmış tüm anlatımı alt üst etmiş, soyutluk bulutu içerisinde bir gezintiye çıkarmış. Kitapta geçen yer ve mekan isimleri caz ve bluesa adanmış, her biri bu müzik türüne ithaf edilmiş. Değişik bir kafada toplumu, aşkı, davranışları, hastalıkları ve meslekleri merak ediyorsanız, kalıpları kıralım derseniz, okuyun derim :)
Günlerin Köpüğü
Günlerin KöpüğüBoris Vian · E Yayınları · 20111,774 okunma
Her şeyin sonu katlanılmazlığa varıyor. İnsan katlanamıyor, ölüyor. Aslında çok basit: İnsan dayanamıyor ve böylece bir sonu oluyor. Her şeyin. Var olan tek güç, siz de biliyorsunuz ki kafada kurma gücü. Her şey kafada kuruluyor. Fakat kafada kurmak zorlayıcı, ölümcül.
Sayfa 144Kitabı okudu
Reklam
Her şey kafada bitiyor ama kafa da bitiyor.
400 syf.
10/10 puan verdi
Savur Küllerini Anka Selam yıldızlarım! Bugün uzun zamandır çıkmasını beklediğim Savur Küllerini Serisi’nin ikinci ve son kitabı olan “Anka” ile geldim. Kapak kesinlikle muazzam ve çok anlam dolu, en az ismi kadar. İlk kitabın sonundan sonra, elbette böyle bir başlangıç bekliyorsunuz. Erda’yı o kadar anlıyorum ve ona o kadar çok hak veriyorum bu
Savur Küllerini 2
Savur Küllerini 2Gülsüm Bilgin · Otantik Kitap Yayınları · 20246 okunma
Genellikle yazma işini kafamın içinde yapıyorum. Daha kolay oluyor. Kafada her şey sorunsuzca işliyor. Ama yazmaya başlanıldığı an düşünceler dönüşüyor, şekil değiştiriyor ve her şey yanlış oluyor. Sözcükler yüzünden.
Oysa ben, kendi kendime, her şeyi yazabileceğime inanıyorum, olanaksız olsa da gerçek olmasa da. Genellikle yazma işini kafamın içinde yapıyorum. Daha kolay oluyor. Kafada her şey sorunsuzca işliyor. Ama yazmaya başlanıldığı an düşünceler dönüşüyor, şekil değiştiriyor ve her şey yanlış oluyor. Sözcükler yüzünden.
Reklam
-Öyle Günler Gördüm Ki...- syf. 61-62
Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu, Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp, Hayaller alev alev beynimi yakar oldu. Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu. Her sabah ilk ışiklar gözlerimi oyardı, Uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı. Öyle günler gördum ki,
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
576 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Düşünce ve İnsan
Yazar, dil ve insan doğası inceliyor. Zihnin nasıl çalıştığını, fikirlemizin nelerin etkilideğine değiniyor. Yazar, insan yaşamında düşüncelerin hangi aşamalardan geçtiğine değiniyor. Her şey kafada başlar...
Düşüncenin Maddesi
Düşüncenin MaddesiSteven Pinker · Alfa Yayıncılık · 201840 okunma
Öyle Günler Gördüm Ki
Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu, Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp, Hayaller alev alev beynimi yakar oldu. Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu. Her sabah ilk ışıklar gözlerimi oyardı, Uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı. Öyle günler gördüm ki,
264 syf.
3/10 puan verdi
Neva Altaj
Neva Altaj
’ın kaleme aldığı Kusursuzca Kusurlu serisinin üçüncü kitabı olan
Saklı Gerçekler
Saklı Gerçekler
Sergie’nin hikayesini ele alan bir romandır. Daha önce serinin ikinci kitabı olan
Kırgın Fısıltılar
Kırgın Fısıltılar
’ı okumuştum.
Kırgın Fısıltılar
Kırgın Fısıltılar
için yaptığım incelemede söylediğim gibi ilk kitabını okumadan direkt ikinci kitabı okumuş bulunsam da serinin her bir kitabında ayrı kişilerin
Saklı Gerçekler
Saklı GerçeklerNeva Altaj · Artemis Yayınları · 2024669 okunma
903 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.