1. Schopenhauer - Say yayınları dizisi
2. Schopenhauer - İsteme ve Tasarım olarak dünya
3. Schopenhauer - Aşkın metafiziği
4. Rudiger Safranski - Felsefenin yaban yılları( Schopenhauer biyografisi)
5. Nietzsche - Böyle buyurdu zerdüşt
6, Nietzsche - Putların Alacakaranlığında
7. Nietzsche - İyinin ve kötünün ötesinde
8. Nietzsche - Ecce
‘İnsanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğrenmeden yüzmek istemez.' Ne anlamlı bir söz değil mi? Yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için yaratılmışlar, suda değil. Ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil! Evet kim düşünürse, kim düşünceyi kendisi için temel uğraş yaparsa, bunda ileri noktaya ulaşabilir, ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve bir gün gelir suda boğulur.
1000kitap'ta 3 yılım geçti, dile kolay. Çeşit çeşit insan tanıdım, tanıyabileceğim bazı en garip insanları da bu sitede tanıdım ama her şeye rağmen burada bulunması o kadar keyifli ki.
Bu 3 yıl bana pek çok konuda fayda sağladı. Pek çok değerli insan edinip, çok değerli kitap buluşmalarına katıldım. Şimdi ise amaçladığım şey aslında
"...Biz bir insandan nefret ettiğimizde, kendi içimizde yuvarlanıp bu insanın görüntüsüyle karşımıza çıkan birinden nefret ederiz. Bizim kendi içimizde olmayan şey, bizi kızdırmaz."
YouTube kitap kanalımdaki yeni videoyu izleyerek insanların neden böyle kitaplar okuduğunu öğrenebilirsiniz: ytbe.one/mDnTL7oeTLA
Cüneyt Özdemir, Acemi Cadı dizisi, eski Kekstra reklamı, Pokemon'daki Roket Takımı... İşte bunların hepsi 4N1K kitabı arkadaşlar.
İncelemeye başlamadan önce yine şunu söylemem gerek. Bu incelemenin
“Hep böyle durup bekleyecek misin sabah olana kadar, öğle olana kadar, akşam olana kadar?”
“Hep böyle durup bekleyeceğim.”
“Yorulacaksın, Siddhartha.”
“Yorulacağım.”
“Uyuyakalacaksın, Siddhartha.”
“Uyumayacağım.”
“Öleceksin, Siddhartha.”
“Öleceğim.”
"İnsanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğrenmeden yüzmek istemez." Ne anlamlı bir söz, değil mi? Yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için yaratılmışlar, suda değil. Ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil! Evet kim düşünürse, kim düşünceyi kendisi için temel uğraş yaparsa, bunda ileri noktaya ulaşabilir; ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve bir gün gelir suda boğulur.
Çocuklar için "baba" figürü çok önemlidir. Hatta baba demek, kahraman demektir. Çocuk bilir ki, başı ne zaman sıkışsa anında ona yardım edecek ve tüm sıkıntılarını giderecek biri vardır. O kişi babadır. Baba demek, her şeyden önce, güven demektir. Güvenle büyümek ve onun himayesi altında ne olacağını düşünmeden yaşayabilmek demektir.
Latif ve narin ne vardıysa içimde,
Hoyratça kırdı geçirdi dünya,
Memnunum, barışığım yine de,
Sabırla yeni yapraklar veririm
Yüzlerce kez kırılmış dallarımdan
Ve tüm acılara rağmen hala
Aşığım ben bu divane dünyaya.