Şekiller içinde bir anlam barındırmadıktan sonra bir manaları kalmaz. Göz alıcı etkilerini kaybedip sadece harfleri dağınık kelime yığınları ile anlatılabilen kavramlara evrilirler.
Size güzel gelen herhangi bir şey bir anlama sahip değilse o güzelliğin üstünü önce bir gölge alır, gölge karanlığa kavuşur ve en sonunda da güzel olarak tabir
"Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?"
Franz Kafka'nın dediği gibi bu kitap beni sarstı, beni fazlasıyla rahatsız etti.
Duyguların, kelimelerle damara enjekte edildiği kitaplardan bu.
Beton yolun iki yanı, birbirine dolaşmış kuru otlardan bir şilteyle kaplı
YouTube kitap kanalımda II. Dünya Savaşı hakkında harika kitaplar önerdim: ytbe.one/i39P66Sv65s
Bugüne kadar 482 tane kitap okumuşum ve 1000kitap sitesinde de 4 yıl boyunca iyisiyle kötüsüyle 254 adet kitap incelemesi yazmışım. Peki benim bu kadar kitabı okumamı sağlayan ve Auschwitz-Birkenau toplama kamplarını bizzat gördükten sonra
An itibariyle 4 yıl okuduğum, uğruna türlü eziyetler çektiğim, okul yollarında ağlayıp zamanında jüriler karşısında ezilip büzüldüğüm mimarlık mesleğimden resmen istifa ettim. Bu kararı almak hiç kolay olmadı.
Artık başka bir işim var ve 3 yıl süren işsizlik sürecime kendi ellerimle son verdim. 3 yıl içerisinde mimarlık mesleğinden kazandığım miktar "0 TL" oldu. Oysa benden talep edilen oda aidatı miktarı her yıl hiç sektirmeden 360 TL'ydi.
Bu yolda en büyük yardımcılarım
Albert Camus'nün bireysel başkaldırı üstüne söylediği fikirleri oldu. Geleceğimi başkalarının benim için belirlemesine izin vermeyeceğim, kendi geleceğimi artık sadece kendim belirleyeceğim.
Yazımın devamı için : twitter.com/oguzakturk/stat...
Hayatı boyunca kitap okumayı çok sevdi ve yaşadığı müddetçe 4.000’ne yakın kitap okudu Atatürk. Çocukken babasının yokluğunu dolduran ve çektiği yoksulluktan kurtaran şey yine kitaplardı. Durmadan tarih kitapları okur ve olayları anlamlandırmaya çalışırdı. Kız kardeşi Makbule Atadan hatıralarında