"Siyasî mahkumlar, yağlı kementle boğulurdu. İdamdan sonra 'şifre' adı verilen gayet keskin bir usturayla başı gövdesinden ayrılır; ibret-i âlem için ya bir taşın üstüne konulur ya da sarayın şehre açılan büyük kapısının (Bab-ı Hümayun) önüne atılırdı."
Sayfa 28 - Doğan Kitap, Türkiye