Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rahat görünmeye çalıştığı zamanlarda bile bu görünüşünün altında kuşkulu, güvensiz ve karanlık iç dünyasının katılığı olduğunu sanıyorum.
Geçmişinde hâlâ pek çok açık var; kapatılmamış hesaplar, asla ödenmemiş iç borçlar, suçluluk hisleri, kurban durumuna düşmek ve hepsinden öte, kir pas içindeki karanlık köşeler...
Sayfa 35 - Sinedie YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Reklam
Çocuk Ceza ve Islah evi.
Buraya düşmüş zavallı çocuğun yaşamak zorunda kaldığı insanlar ne canavarmış ki onun varlığına bu denli acımasızca, hayvanca davranmışlar! İnsanlığın, yurttaşlığın en ufak izini göremediğimiz bu karanlık ve korkutucu çocukların ne hale geldiklerine tanıklık etmektedir bu olay. Sonunda bu küçük yaban ruhun, insanlardan gördüğü canavarlıkla ve bir köşeye atılmakla neye dönüştüğü anlaşılıyor. Evet, bu küçük çocuklar hiçbir zaman unutamayacakları, karabasan gibi yaşamları boyu uykularına girecek bu iç karartıcı tabloları görmüşler ve bu güçlü etkilere alışmışlardır. Öyleyse bu çocukların eğitmenlerine ve doktorlarına büyük işler düşüyor, bu korkunç etkilenmelerin kökünü kurutmaları, yerine yenilerini koymaları, canla başla mücadele etmeleri gerekmektedir. Bu büyük bir görevdir. Kurum müdürü "Nasıl vahşi halde buraya geldiklerine inanamazsınız" dedi. "Kiminin kendisinden ve kendi sosyal konumundan haberi bile yok. Sadece serseri serseri dolaşmış, şu dünyada bildiği ve anladığı tek şey özgürlük, özgürce serserilik yapmak, açlıktan, soğuktan ölecekmiş, umurunda değil, yeter ki serserilik yapsın! Burada küçük bir çocuk var, on yaşlarında, daha büyük değil, hâlâ hırsızlık yapmadan duramıyor. Hiçbir yararı, amacı yokken, güdüsel olarak yapıyor bunu." "Bu tür çocukları eğitmeyi nasıl umuyorsunuz?" "Tam anlamıyla farklı bir yaşam biçimi olan çalışmayla; onlara dürüst ve adaletli davranmakla ve nihayet, üç yılda kendiliğinden, eski tutkularını ve alışkanlıklarını unutmaları umuduyla..."
Sayfa 200 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Gece ona, herhangi bir geceden daha karanlık göründü, sanki gece düşünmeyen düşüncenin bir yarasından çıkmış, ironik olarak düşünceden başka bir nesne gibi ortaya konmuş düşünce gibi."
Sayfa 129 - Maurice Blanchot
Akşam Ezgisi
Çalgı bir yürek gibi sızlar bu iç çekişte, Bir hınç ağar karanlık, dipsiz yokluğa kandan ! Gök bir tapınak gibi güzel, yaslı her yandan.. Güneş kendi kanında boğulmuş bekler işte.
Yarısı ışıklı yarısı karanlık Ay’ı kendi haline benzetti . İç alemi ne kadar çok ışıklı ve ne kadar karmaşıktı Hatice’nin .
Reklam
".. herhangi bir gün müthiş bir iç sıkıntısı seni boğar. Hayat sana karanlık, manasız gelir."
Sayfa 16 - Yapı Kredi Yayınları
Bilinsin ki, bir güzel sevgilinin güzelliğine bakılsa ve onun etrafına yüz binlerce ayna koyulsa o sevgili yüz binlerce görünür. Hâlbuki o bir sevgili ve bir tek yüzdür. Buna rağmen o aynaların kābiliyet ve isti‘dadlarına göre kimi parlak, kimi bulanık, kimi düzgün, kimi eğri büğrü gösterirler. O hâlde bir kimse sevgilinin bir aynada görünen yüzünü görüp diğer yüzleri inkâr etse ârif değildir. Ârif olan hepsini kabul eder. Ârif sevgiliyi ayna ile de görür ayna olmadan da. Beyit: Nice yüz bin göz gören bir sûret imiş âşikâr Kendi hüsnüne yine kendi imiş talebkâr Bu örneği açıklamaya gerek yoktur. Ârif ne kadar tetkik ve zevk ederse o kadar örnek getirir. Diğer örnek: Bu konuda bir örnek daha verelim. Bir kimse güneşin ışığını hiç görmemiş olsa ve karanlık bir yerde bulunsa... Aniden o evin içine rengârenk camları olan bir pencere açsalar ve sabah olup güneş doğduğunda ışığı cama vurunca çeşitli renkler görünse, adam o renkleri güneş ışığının sanıp "Güneşin ışığı yeşildir veya kızıldır" şeklinde inanır. Ancak ârif işin iç yüzünü bilir ki, suyun rengi kabının rengidir. İmdi, bütün eşyaya ışık veren Hakk’ın nurudur. Nitekim Kur’ân’da Allah Teâlâ "Allah göklerin ve yerin nurudur" (Nûr, 35) buyurur.
Birdenbire yalnızlık çöktü içine. Gözlerini kapadı. İç âleminin karanlık kapısı açıldı, içeri girdi. Grenouille ruh tiyatrosunun bir gösterisi daha başlamıştı.
Sayfa 141Kitabı okudu
Yalnız kalan İvan İlyiç, ağrısı dayanılmaz olmasına karşın ağrıdan değil, duyduğu iç sıkıntısından inledi. "Hep aynı şey.. Günler, geceler hep aynı.. Ah bir an önce bitse! Ne bir an önce bitse? Ölüm, karanlık. Yok, yok. Her şey ölümden daha iyidir!"
Sayfa 60 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.