Merhaba,
Uzun zamandır beklediğim haber dün itibariyle geldi. Yaklaşık 1 yıldır içerisinde bulunduğumuz pandemi süreci sebebiyle okullar bir türlü açılamamıştı. Fakat artık köy okullarında 15 Şubat tarihinden itibaren yüz yüze eğitim öğretim başlıyor.
Bununla birlikte hem bu süreçte biriktirdiklerimle hem de YouTube kanalıma Katıl butonuyla
Fiziksel veya zihinsel engelli bir insanın herhangi bir başarı hikayesi ile karşılaştığımda kendime şu öğüdü veririm; 'Bu başarının normal olduğunu kabul et ama onu normalleştirme...'
İlk bakışta kendi içinde çelişkili gibi duran bu ifadeyi biraz daha açmakta fayda var. En kalabalık kişisel gelişim seminerlerinden tutun da mahalle kahvesindeki ya
Sahi nedir Oblomovluk?
Salt tembellik olarak adlandırabilir miyiz? Yoksa kurulu düzene karşı bilinçli olarak hiçbir şey yapmamaya odaklanarak bitip tükenene kadar kendi içine kapanmak mıdır?
Bu kitabı okuyup da oblomovluk kavramıyla meşgul olmayan, kendinde oblomovluk belirtisi var mı diye düşünmeyen yoktur sanırım. Biraz şakayla karışık, biraz
Yardımlarla ilgili akla gelmeyen bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum, ben orada tüm bu sıkıntıları yaşamış biri olarak, bir anne olarak ve bir öğretmen olarak bunu hatırlatmak istiyorum. Yardım gönderirken, biraz da oyuncak gönderir misiniz? Çünkü çocuklar için oyun bir ihtiyaç, bu olay çocukları çok sarstı, çok korkuyorlar ne yapacaklarını bilmiyorlar, oyunla kendilerini biraz olsun toparlamaya ihtiyaçları var.
Sandığa giderken şunları unutma.
Kaldığı tarikat yurdunda bunalıma girip intihar eden 20 yaşındaki tıp öğrencisi Enes'i unutma, bizden çaldıkları paraları ayakkabı kutularında biriktirenleri unutma, bir gecede 128 milyar doları çalan damadı unutma, sma hastası çocukları tedavi etkisi yok denilerek ilaçlardan mahrum bırakıp ölüme terk edenleri
Öyle üstün yetenekliyiz ki, kendimize uygun tarz bulmak için mutlaka dehaya ihtiyaç duyarız. Eh deha da pek bulunmaz bizde, zira genellikle nadir rastlanan bir şeydir dünyada.
Ahh Didem Ahh!!
Yazma konusundaki özrümü görmüyorum , şiirlerini okudukça , bağlılık, bağımlılık gibi bir şey işte burada yazmaya zorluyor beni.
‘’Bir zamanlar kendimi
Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım.
Kaç metredir benim yokluğum?
Benden daha çok var sanmıştım.
Benim yokluğumdan dünyaya
Bir elbise çıkar sanmıştım.
Dünyanın çıplaklığına