El falı: onyedinci yüzyıldan sonra çingenelerin geliştirdikleri bir fal şekli. Kadınlar için sol, erkekler için sağ el.
1. Ev-koç-baş parmak: ihtiras cesaret
2. Ev-boğa-venüs tepesi: (baş parmak hizasından elin bilekte bitimine kadar): aşk, dostluk.
3. Ev-ikizler-venüs tepesi: aşk, dostluk
4. Ev-yengeç-ay tepesi: (venüs tepesinin karşısında,
.....
Onu kırmış olmalı yaşamında birisi.
Dinledikçe susması, düşündükçe susması...
Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi,
Heykelini yontuyor yalnızlığın ustası.
Hayatta insanlar kendi gelecekleri için plan yaparlar ama hayatın da insanlar için başka planları vardır.Bu cümleyi ve iki kişi arasındaki dostluğu anlatan bir kitap
Felsefe ile ilgili iseniz kesinlikle hoşunuza gidecektir.Ama felsefi alıntılar ve hikayeler hoşunuza gitmiyor ise kitabı bitirmeniz zor olabilir.Zaman zaman çok sıkıldım kitabı bırakmak istedim ama normalde de kitapları yarım bırakmaktan hoşlanmayan biri olarak okumaya devam ettim.İyiki de okumuşum.Kitabı okurken sürekli sorguluyorsunuz.Neden? Niçin? ve genelde sorguladığım kişi de anne figürü oluyor.Her iki tarafa empati kurmaya çalıştım,kitapla çatıştım :) Zaman zaman üzüldüm.Okunmaya değer bir kitap.
Put ve Perest
Katliam yaptığım olay mahallindeyim
Alnımın pervazından görüntüler sızıyor
Kapının önündeki zümrüt yeşili çimenler
Tıpkı o gün gibi şakıyor meltem eşliğinde
Bir put ve bir perestin hikayesi bu
Rastgele açan sonbahar çiçeklerine karışan iki kişi
Bir çift meşeden tabut
İçinde uzanmış parlıyor iki yakut
Tanıştıklarında erkek
Cehenneme Kışı Getiren Cesur Ölü
Ah o kendi kendini hayattan çekenler yok mu
Ne büyük saygı duyarım her birine
Kendi kendinin celladı olup, intihar eden
Bunu bir seçim hakkı olarak kullanan
Varlıktan yokluğa geçenler
Eğer onun gözünde yoksam ne kadar yokum diye düşünmeye başladım. Bunun derecesini tayin etmeye çalıştım. Bütünüyle mi yoktum acaba, yoksa kısmi bir yokluk muydu benimki? Dünyada iki kişi kalsak mesela, arar mıydı? Aramazsa herhalde kati surette yok sayılırdım onun gözünde.
Richelle Mead'in vampir akademisi ve kan bağı serileri Stephenie Meyer'in Alacakaranlık serisinin ardından okuduğum en keyifli fantastik romanlardı. Kurguda herhangi bir çarpıklık/kopukluk olmadığı gibi kısa sürede sizi kahramanların dünyasına çekiveren bir üslupla yazılmışlar. Tabi bu alanda o kadar çok kişi vampir konulu roman yazdı ki haliyle biraz fark yaratabilmek adına türlerin de çeşitlenmesi icap eder hale geldi (kurt adamları alan dışında tutuyoruz haliyle). Ama yazar bu konuda da kendini sık boğaza düşürmeden hemen önümüze vampir ve insanların dışında Dhampir ve Strigoi adlı iki tür daha çıkararak olayları hem daha da çetrefilleştirmiş hem de heyecan dozajını arttırmış. Aa çok özür Simyacılarımızı unuttuk. İnsanlarla bu yukarıda saydığım türler arasında güya (!) dengeyi sağlamak üzere zaman içinde oluşmuş seçmece bir güruhumuz da var. Haliyle olaylar örgüsünde simyacıların da oldukça büyük bir etkisi var. Hatta serinin devamında başrolde de simaycı bir kızımızı görüyoruz. Böyle anlattım diye dalga geçtiğim düşünülmesin sakın. O kadar çok doğaüstü canlının baş rolde olduğu roman okuyup yorum yazdım ki biraz ti'ye almam anormal gelmesin. Aşk, heyecan, macera, ısırıklar, tür değişimleri, geri dönüşümler, türler arası savaş ve aşklar... Kısaca ne ararsanız Mead'in bu iki serisi içinde mevcut. Sıkılmama garantili roman serileri. Ciddiyim;)
ÖNSÖZ:
Argo ve Türkçede Argo Üzerine Genellemeler
(I)
ARGONUN TANIMLARI
Belli başlı kaynaklar tarandığında, argo tanımlarında hem farklar, hem eksiklikler görülür. Bu, bilimin ve dilbilimin yaşama zaman zaman yetişemeyen soğukkanlılığından doğduğu gibi,
– argonun zaten karmaşık olan yapısından, ele avuca sığmaz, değişken mi değişken
Güzel diyebileceğim bir casusluk romanı. MI5 elemanı olan Binbaşı Keen ve yardımcısı Coutts'a Dimetreus adındaki bir casus ile ilgili olarak bit ihbar gelir. Bu arada Almanya'dan uçağa binen kafiledeki iki kişi acımasızca öldürülür ve işi Keen'e verirler. Burada yolculardan Ridgeway'dan şüphelenilir ancak gerçek farklıdır. İşin içinde 12 milyon dolar vardır ve bu Nazi zamanında yapılmış sahte dolarlardır. Bu arada çete üyelerinden şarkıcı Hedy'ye aşık olan Keen acaba Dimetreus'u bulabilecek midir ve o adam gerçekten Dimetreus mudur? Zevkle okunan bir casusluk romanı.
Bir yerde söz biter... İki kişi karşılıklı kendini tekrarlamaya başlar. Yeni başlayan ilişkiler bile eskir böylece. Hemen kaçacaksın ki aklın orada kalsın...
Kitap, iklim değişikliğinin kavurucu sıcaklara neden olduğu ve insanların güneş kaskı ve soğutucu ünitesi olmadan dışarı çıkamadıkları bir gelecekte geçiyor. Aşırı nüfuslu insan topluluğu, Birleşmiş Milletler'in öncülüğünde şartların çok kötü olduğu Mars ve Ay gibi gezegenlerde koloniler kurmuş. Buraya gitmek zorunda kalan insanlar gerçeklikten kaçışı, yasal olmayan Can-D isimli uyuşturucuyla rüyalar görerek sağlıyorlar. New York merkezli Perky Pat (P. P. Layouts) Can-D'in tekelini elinde bulunduran bir şirket ve gelecek görücüleri sayesinde ileride moda olacak şeyleri önceden tahmin edebiliyorlar. Kitabın kahramanlarından Leo Bulero bu şirketin evrim geçirmiş yöneticisi ve Barney Mayerson da şirketteki moda görücülerinden biri. Her şey bu iki kişi için, Palmer Eldritch isimli sanayicinin yıldızlararası yolculuk dönüşü Chew-Z isimli yeni bir uyuşturucu getirmesiyle değişiyor ve Eldritch ve Bulero-Mayerson arasında bir nüfuz savaşı başlıyor.
Rüya içinde rüya, insanın evrimleşmesi, tanrı, uyuşturucu gibi kavramlar kitap içinde yer yer sorgulanıyor. Global ısınma kavramına kitap içinde daha fazla değinilebilir ve olayların gidişatı içinde yer verilebilirdi diye düşünüyorum. Bunların dışında, PKD severlerin kaçırmaması gereken kitaplardan biri. Ayrıca, kitabı okurken Inception isimli filmin aklınıza gelmesi de çok olası.
Doğru. Monsenyör'ün bu güzel çikolatayı ağzına götürebilmesi için, bizzat onun soylu ve nezih moda anlayışını yansıtan muhteşem nişanları ışıl ışıl parlayan dört adamla, cebinde en az iki altın saati olmadan nefes alamayan şeflerin yardımı gerekiyordu. Adamlardan biri çikolata kabını onun yüksek huzuruna getirir, ikincisi bu iş için yapılmış küçük bir aletle bunu karıştırıp köpürtür, üçüncüsü Monsenyör'ün özel peçetesini uzatır, dördüncüsü de (iki altın saati olan) çikolatayı ağzına götürürdü. Bu adamların biri bile olmadan Monsenyör'ün çikolatasını içmesi ve yüce onurunu koruması mümkün değildi. Çikolatası rezil gibi, yalnızca üç kişi tarafından servis edilecek olsa şerefi lekelenir; iki kişi tarafından edilecek olsa ölürdü.