Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kitapta 103 o kere geçen o kelime...
Sonra başını ona doğru çevirip, Kör, sana söylemem gereken bir şey daha var, dedi, bu koskoca dağ silsilesinde ne bir tahıl ne de bir sıçan kaldı artık, üç gün içinde öyle bir aç kalacağız ki ağzımızdan tek bir kelime bile çıkarabilecek dermanımız kalmayacak, işte o zaman hayatta kalmak istiyorsan beni parçalara ayırarak yemek zorundasın, sonra da bu mısır sapını korumalısın, köylüler geri dönünce onlara yerini göster de mısır koçanını alsınlar; şu dört-beş aydır seni beslediğim için bana minnettarlığını göstermek ve benim şu dünyada yaşamaya devam etmemi istiyorsan seni ye meme izin vermelisin, böylece hasat zamanına kadar yaşa yabilirim. Kör, kararını ver, diye devam etti sonra ihtiyar konuşmasına, eğer yaşamak istiyorsan, bu gece buradan ayrılıp bir yerlerde saklanmalısın, ben üç beş gün içinde açlıktan ölürüm nasılsa. İhtiyar bunları söyledikten sonra, iki elini yüzüne kapatıp gözyaşlarını sildi, yanaklarından süzülen iki sıra gözyaşı avuç içlerini ıslattı.
Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar boştur boş! Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş! Şu durmadan kurulup dağılan evrende Bir nefestir alacağın, o da boştur boş!
Reklam
Gilliatt bazı geceler gözlerini açıyor ve karanlığa bakıyordu. Tuhaf bir heyecan hissediyordu. Karanlığa bakan açık gözler. İç karartıcı, endişe verici bir durum. Karanlığın baskısı diye bir şey vardır. ... karaltılarla maskelenmiş sonsuzluk, işte gece. Bu kadar yığın insana ağır gelir. Evrenin gizeminden ölümün gizemine kadar tüm gizemlerin
Sayfa 285 - 286, 4.Basım, Nisan 2021
Bir insana tavsiyeler
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece. 7.
Sayfa 261Kitabı okudu
“İki kör bıçak gibi birbirimize bilenmiş ama kesmeyi de becerememişiz.”
Sayfa 75 - hep kitapKitabı okuyor
kaptan 5
"hep aynı manzarayı kullanmaktan bıktım usandım bir yumruk vurdum dünden kalma bir şarkıyı dağıttım van gogh bana bakıyordu deli gözleriyle bakıyordu ellerim titriyordu bir dakar yolculuğu kuruyordum güya bir şilebin kıç güvertesinde durmuştum nabızlarım bir deniz fenerinin gözlerinde atıyordu asor adalarında on sekiz mısraımı unutmuşum onlar
Reklam
Ben onu tanıyorum. İki sevdalı hep aynı hisse kapılmazlarmı...
Çukur
Modern Kore edebiyatından Çukur! Biraz farklı kültürlerin edebiyatını tanımak hevesiyle önce Japon edebiyatına sardım. Haruki Murakami, Osamu Daza falan derken oradan Arap edebiyatına atladım. Necip Mahfuz, Nizâr Kabbani filan... Sıra geldi Kore edebiyatına. Aradığımı buldum mu, tartışılır. Adının hiç de önemli olmadığı bu çekik gözlü
Abide hanımlar
İbni A'la es-Sâdî buyurdu: "Benim bir amcam kızı vardı. Ona Büreyde adı veriliyordu. İbâdete dalıyor, Kur'ânı çokça okuyordu. Ne zaman ki, ateşten bahseden bir âyet okursa ağlardı. Durmadan iki gözü kör oluncaya kadar ağladı. Bu- nun üzerine amcazadeleri dediler ki: Gelin şu kadıncağıza varalım! Çok ağladığı için onu kınayalım! Böylece kadının huzuruna vardık ve dedik ki: - Ey Büreyde! Nasıl sabahladın? Cevab olarak dedi ki: - Biz garib bir yerde çadır kuran misafirler olarak sabah- ladık. Bekliyoruz!... Ne zaman çağıracağız ki, icabet edelim! Bu sözler üzerine ona dedik ki: - Bu ağlamak ne zamana kadar devam edecektir? Hål- buki iki gözün ağlamaktan kör oldu? - Eğer gözlerim için Allah katında hayır varsa, dünyada onlardan giden onlara zarar vermez. Eğer Allah katında on- lar için şer varsa, ağlamak, gelecekte, bundan daha uzununu -konların şerrine ekleyecektir. Sonra yüzünü bizden çevirdi. Bu manzara karşısında ge- lenler: - Haydi gidelim! Allah'a yemin olsun, bu kadıncağız bi- zim içinde bulunduğumuz halden başka bir hâl içinde bu- lunuyor! dediler."
Bilme, bilmeme ve az bilme tıpkı şuna benzer: Bir insanın iki gözü ve iki kulağının sağlam olması; bir gözünün kör ve bir kulağının sağır olması; iki gözünün de kör ve iki kulağının da sağır olmasından farklı bir şey değildir.
Reklam
İki sev­dalı hep aynı hisse kapılmazlar mı, birbirlerine önceden rasla­dıkları, aralarında esrarlı bağlar olduğu duygusuna kapılmaz­lar mı?
Sayfa 20 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
«Meydanın yakınlarında el ele tutuşmuş iki kız çocuğu gördüm. Farklı üniformalar giymiş iki kız kardeş. Yanlarından geçerken birinin kör olduğunu fark ettim. Daha küçük olan, yaklaşık yedi yaşlarındaki, diğerini elinden tutmuş ona gördüklerini tasvir ediyordu: ağaçlar, akmayan bir çeşme, koşan bir köpek. "Sence köpekçiğin adı nedir?" diye sordu ablası. "Köpekçik," diye cevap verdi kardeşi. Dünyayı kardeşinin anlatımıyla tanıyan bir kız. Gördüğüm sevgiden başka bir şey değildi. Sonuçta ses başkası duysun diye yok mu? Ve aramızdaki bağı oluşturan hikâyeler değil mi? Diğerinin göremediği şeyi anlatmaya çalışmak sevgi dolu bir eylem değil mi?»
Sayfa 62
Dünyada iki kör tanıdım biri beni görmeyen sen. Biri de senden başkasını görmeyen ben.
"Spor, futbol, satranç, siyaset, tarih ve daha birçok şeyi... hepsini bıraktım. Elbette yürüyüş, koşu ve benzeri sporları yapıyorum. Ancak izleme, dinleme ve benzeri gibi, aktif eylemlilik dışında kalanların hepsinin ekseriyasını bıraktım. F1, NBA, TBL, TSL, ŞL, AL'ler hiçbirini izlemiyorum artık. Ne TV'den ne de yerinden canlı.
Ben onu tanıyorum. İki sevdalı hep aynı hisse kapılmazlar mı, birbirine önceden rastladıkları, aralarında esrarlı bağlar olduğu duygusuna kapılmazlar mı?
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.