Büyük Defter / Kanıt / Üçüncü Yalan- Agota Kristof
Savaş, kimlik, göç, yıkım, şiddet, yoksulluk, ihmal, yas, ensest, taciz gibi bir çok yakıcı teması olan bir kitabın sizi çarpmaması olanaksız. Hele bu kitaba değer katan daha bir çok özelliği varsa. Örneğin; yazarın ana dili Macarca olmasına rağmen bu üçlemeyi yirmili yaşların ortasında öğrendiği
merhabalar, bazı kişisel nedenlerden dolayı esere uzun bir ara vermek durumunda kaldım ama eseri bitirdikten sonra genel değerlendirmemi rahatlıkla yapıyorum.
Sinekli Bakkal eserini okumuş ve hayli beğenmiştir. fakat aynı şeyi maalesef bu eser için söyleyemeyeceğim. öncelikle eserdeki eski kelimeler bana göre okuma keyfini çok fazla
İçsel Mühendislik
Doğru şeyler yapmazsak,başımıza doğru şeyler gelmez.
Sadhguru Hindistan'ın en etkili 50 kişisinden biri olarak adlandırılıyor.
Kitabı yazma amacını mutluluğu daima arkadaşın haline getirmek olduğunu söylemiş.
Bu kitap size bir yol sunuyor .
Kitap iki bölümden oluşmakta.
İlk bölüm daha çok otobiyografi ve örnekler , ikinci bölüm ise insanın manevi yönlerinden bahsediliyor.
Bizlere meditasyon, yaşam tarzı,yoga gibi konuları hikayeler ile anlatıyor.
Yoga tam olarak nedir?
Sorusuna cevap arıyorsanız,yoga ya merakınız varsa kitaba bir göz atın ..
Not :Kitabın sonunda birde sözlük bulunmakta.
İçsel MühendislikSadhguru Jaggi Vasudev · Libros Kitap · 202424 okunma
"Okumaya çalıştığımız ve içine bizlerin de
yazılmış olduğumuz bir kitaptır dünya" (s.92).
İçinde yaşadığımız dijital çağa rağmen iyi ya da kötü hemen herkesin kitaplarla ve kütüphanelerle bir ilişkisi vardır. Bir kitap tutkunu aşığın ilişkisini ise ancak bir kitap tutkunu aşığın anlayabileceğini düşünüyorum.
Gerçekten de bunu
Televizyon şakıyınca başını kaldırıp baktı. Alper'e okulunun yeşilliklerini anımsatan ormanlık bir alanda mavi gözlü bir siyah kuş... Arka vokallerde görünen ve görünmeyen sayısız canlının sesi... Mavi gözlü siyah kuşun diğer sesleri bastıran ötüşü... Doğanın sahnesinde doğanın şarkısını söyleyen rengârenk kuşlar... Alper'i öykündüren
Tursun Bey, Fatih'in Tarihi adlı bu çalışmasında 1442 – 1488 yılları arasını kapsayan 46 yıl anlatmaktadır. Ve gerçekten kısa, öz, abartısız, akıcı bir anlatımdır.
Fakat tabi Osmanlı tarihi demek hep kan, gözyaşı, yağma talan, işgaller, haksızlıklar, hukuksuzluklar tarihidir aynı zamanda.
Zaten yağma, talan dönemi sona erince de Osmanlı’nın
Fantastik ya da başka kültüre ait kitaplar yazan vasat yazarların çoğunun tutulduğu bir hastalık var. Adı da "Araştırdığım bütün yabancı kelimeleri ve karakterlerin yüzde yetmişini size ilk beş sayfada öğretip her şeyi karman çorman edeceğim. Kitaptan tiksinip okumak için kendinizle savaşacaksınız." Hele bir de bu kitaptaki gibi
Bu beyit, ilk Kürtçe sözlük olan Nubara piçukan kitabında geçer. Yani bu beyitte ne anlamamız gerekiyor? Şunu;
Kitabın,dilleri kıymetli olan milletler için yazılmadığı sadece küçük Kürt çocuklarının Arapçayı okuyup ezberleyip öğrenmesi için yazdığidir.
tam bir vakit kaybıydı. kitap neredeyse 20 sene önce yazılmış ve günümüz ilişkilerine dair hiçbir şey içermiyor. ninemden nasihatler dinliyor gibi hissettim. okudugum en sıkıcı kitaplardan biriydi. sırf bitirmiş olmak için devam ettim. hiçbir çözüm sunmuyor kitap size. kaldı ki kitabın sonunda kadının terapiye gelen hastası bile "tavsiyelerinizi dinleyip "iyi" bir erkekle çıkmaya başladım ama çok sıkıcı biri ve hiç sevişesim gelmiyor." diyor. kadın önceden herkesle ilk buluşmada sevişiyordu. aranızda arzu yoksa en fazla arkadaş olabilirsiniz, hala kadını zorluyor bir de. alakasız ve aptalca, zorlama yorumlar yapıyor. her şeyi alkolikliğe ve aile travmalarına bağlıyor ki türkiyede alkolikler bile baya az; kültürel, ekonomik ve dini sebeplerle. aile travmalarına her şeyi bağlamak tam bir psikoloji scami ve çağımızın dini... kitap bir fiyasko kısacası.
evet, elde edemediğimiz adamlar çok daha çekici geliyor ama zaten çok çekici oldukları için elde etmek de zor. onlar varken vasat erkeklere çekim duyamıyoruz. yapacak bir şey yok. onlar da tek kişiye bağlanmak istemiyor veya en fazla bir tane düzgün date falan yapıyorlar. olduğu kadar, olmadığı kader dese bile daha çok işe yarardı. kitap çağ dışı ve modası geçmiş maalesef. ekşi sözlük dinozorlarına inanıp almıştım, kafamı sikeyim. bunların önerdiği hiçbir filmi izlemeyin, kitabı okumayın. begenmedikleri şeyleri okuyup izleyebilirsiniz ama. ne söylüyorlarsa tam tersini yapın.
Not (1): Bu incelemenin temelleri 45 dakikalık bir antrenman esnasında müziğin yardımıyla aniden atılmıştır. Antrenman ne kadar verimliydi emin değilim ama bu inceleme oldukça verimli oldu ve iddialı söylemlerde bulundu.
Not (2): Cinsel uzuv imgelemine hassas olanların dikkatine. Çünkü birkaç yerde karşınıza çıkacak.
Not (3): Kitap bahane
TÜRK EDEBİYATINDA DİL VE MİLLİ EDEBİYATIN SEYRİ
Geçmişten günümüze edebiyatımızın seyrine kısaca göz atalım. 1299’da Osmanlı’nın kurulmasından bir süre sonra Divan edebiyatı başlamıştır. Bu edebiyatın zemini Arap, Fars ve Acem dilleri ve edebiyatları üzerine teşekkül ettirilmiştir. Edebiyat sahası, ecnebi ülkelerin milli değerlerini kullanarak
Sınırların olmadığı sınırlarda, zamanın ve mekânın, iradenin ve azmin, gücün ve kudretin, ruhun ve dinginliğin, ateş ve suyun, hava ve toprağın kişiye boyun eğdiği yerdi burası. Bilinen her şeyi yokluktan alıp varlığın tam ortasına dikebildiği yerdi. Bulutlara ekinlerin ekilebileceği ve yağmur diye meyvelerin yağabileceği, bakışlarla dağların