Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu Bir Vicdan Muhasebesi!
José Saramago "İnsan olmanın ne demek olduğunu her geçen gün daha az bileceğiz." demişti. Cahiliye devrinden daha karanlık bir cahiliye devrindeyiz. -Cahiliye devrinde mahrum olunan bilgi acaba hangi türden bilgidir? -Hicretten bin dört yüz otuz beş sene sonra söyleyebilmeliyiz ki, burada bahsi geçen cehalet insan oluşun şartlarına dair cehalettir.
Dinlemek ve zehabına kapılmak
Oysa dinlemek demek, fiziksel olarak kulaklarıma ulaşan ses dalgalarını işlemden geçirmek değil, taşıdığı manayı anlamaktır. Zira konuşmanın amacı kulağıma bir ses dalgası göndermek değil, aklıma, zihnime ve kalbime bir şey bırakmaktır. Bu yüzden dinlemek kulakla değil; akıl, kalp ve duyguyla anlamak ve hissetmek demektir. "Söylediğimi duymuyor." dediğimizde kastedilen karşımızdakinin kulaklarının sağır olması değil, aklının ve kalbinin kapalı olmasıdır. Maalesef bugün kulağı sapasağlam ama derin bir sağırlık içinde olan ne çok insan var...
Sayfa 27 - Mecra yayınları,
Reklam
Özetle
Az her güne yeter, yeter ki her gün o az kazanılsın. Biteviye yinelenen çabaları gösterme sabrı inanılmaz sonuçlar verir: Demek ki öğrencinin edinmesi gereken, sürekli faaliyet içinde olma alışkanlığıdır. Bu sonuca varmak için, her akşam ertesi günün görevini saptamalı, için­deki tüm iyi atılım isteklerinden yararlanmalı, başladığı her işi bitirmeli, her seferinde sadece bir tek şey yapmalı ve zamanının hiçbir anını boşa harcamamalıdır.
Velhasılıkelam sükûnet bir zırhtır. Yerinde ve zamanında kullanıldığında insanı insanlığına yaklaştırır . İnsan kendi insanlığına yaklaşırken diğer her şeyle arasına bir mesafe koymak zorundadır . Demek ki sükûnet aynı zamanda dünyayla aramızda inşa etmemiz gereken bir mesafe sanatıdır.
İlgi ve bakım, sevginin bir başka unsurunu, sorum- luluğu açığa çıkarır. Bu gün birçok durumda sorumlu- luk, kişiye dışardan yüklenmiş olan bir görev olarak anlaşılmaktadır. Fakat gerçek anlamıyla sorumluluk, tamamiyle iradi bir edimdir. Benim başka insanların, ister belirgin, ister gizli olsun gereksinimlerine verdi- ğim yanıttır. «Sorumlu olmak
Sayfa 35
Doğu ile Batı arasındaki fark, Türkiye’dir. Hangisinden hangisini çıkarınca geriye Türkiye kalır bilmiyorum ama aralarındaki mesafe Türkiye’ye kadar, ondan eminim. Ve biz orada yaşıyorduk. Her gün politikacıların televizyonlara çıkıp jeopolitik öneminden söz ettiği bir ülkede. Önceleri çözemezdim ne anlama geldiğini. Meğer jeopolitik önem, içi
Reklam
Anlayacağınız, sürahi deyip geçmeyeceksiniz! Sürahi, suyun kaderidir. Sürahi bitene kadar su bitmez. Su, insanın kaderini söyler. Su bitene kadar insan bitmez.
Sayfa 153 - Ayrıntı Yayınları / Üçüncü Basım: 2022 / Kapak Resmi: Henri Matisse'e ait "Jeune fille aux anémones sur fond violet"isimli tablosuKitabı okuyor
72 syf.
·
Puan vermedi
“Öğretmenimiz tanrıdan korkun dedi Ama tanrı çocukları neden korkutsun ki” Merhabalar kitapsevenherkes ailesi bugün size kalemini çok sevdiğim Türk Edebiyatı’nın önemli kalemlerinden Şükrü Erbaş; yeni “Yalnızca Çocuklar Uzaklara Bakar” kitabı ile geldim. İnsan Bir Eksik Sözdür isimli kitabından bu yana salt şiir türünde eserlerini yayınlamayan
Yalnızca Çocuklar Uzaklara Bakar
Yalnızca Çocuklar Uzaklara BakarŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayın Evi · 2023287 okunma
Bir cümledir insan arşla ferş arasında ve hep haklı Vardım işte demek için ömür denen cisimde saklı.
İnsan, demek istediğim herkes, öyle doğalcasına baştan çıkmış ki evrensel onursuzluktan üzülmez de ussal bir düze­nin yerleşmesinden üzülür.
Sayfa 33
Reklam
Yasaları göz ardı etmenin günahı sizin boynunuza. İnsan doğasıyla uzlaşmayı reddetmek demek; kontrolünüz dışındaki kalıplara, kafa karışıklığına ve çaresizliğe teslim olmak demektir.
432 syf.
1/10 puan verdi
O HAYIN; ZALIM, VEFASIZ KİTAP.
Epeydir inceleme yazmıyordum, okuduğum kitapları kurcaladım ve kura çektim. Şanslı kitabımız Hercai imiş. Siz de hazırsanız başlayalım! Bu kitap, bir aşk hikayesini anlatıyormuş ama gel gör ki aşk kelimesini hak edecek tek bir sayfa bile bulamazsınız. İntikam ve aşkın iç içe geçtiği bir hikaye yaratmış yazarımız! Karakterlerin basitliği, o rollenmeleri, çekişmeleri ve aralarındaki ilişki, bir çöldeki kum tanesi kadar anlamsızdı. Mardin gibi büyüleyici bir mekânı bile harap etmişler. Bu muhteşem şehri, kitabın çirkin kurgusu ve karakterlerin sığlığı ile boğmuşlar. Mardin'in mistik atmosferini bertaraf etmiş pek kıymetli yazarımız. Dili zaten ayrı bir rezalet. Yazarın cümleleri birbirine düşman gibi, aralarında uyum yok. Sanki kelime dağarcığı bir ilkokul öğrencisinin seviyesindeymiş gibi. Kitabı okurken, insan kendini ortaokuldaki bir kompozisyon yarışmasını dinler gibi hissediyor. Sonuç olarak, bu kitap neden yazıldı bilmiyorum ama dizisi bile çekildi. Bu demek oluyor ki üzerinden çok fena para kazanıldı, yazık ki ne yazık... Eğer kıymetli vaktinizi harcamak ve okurken acı çekmek istiyorsanız, işte size mükemmel bir fırsat. Ama benim sizlere önerim; bu kitabı görmezden gelmek ve hayatınıza olduğu gibi devam etmek... Ha bu arada dizisi demişken, birkaç kez denk gelmiş ve bir göz atmıştım zamanında. Allah'ım ne kadar iğrenç bir diziydi böyle! E çünkü kaynağı ortada dizinin, iyi olma ihtimali var mı ki? Hele o erkek oyuncunun ortalıkta "Boboanne, boboanne!" diye gezinmesi, o ses tonu... Hatırladıkça içim geçiyor, neyse daha fazla uzatmayayım çünkü ben rahatsız oluyorum.
Hercai
HercaiSümeyye Koç · Epsilon Yayınları · 20172,943 okunma
Demek ki Simmias, ruhlar insan şekline bürünmeden önce de bedenden ayrı olarak vardılar ve düşünme yetisine sahibdirler.
Demek ki, mirketler kadar olamamış insan oğlu
“İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir. Bende bu fena cevher fazla miktarda mevcutmuş. Belki herkeste var... Fakat insan olan onu söküp atmasını yahut boğmasını biliyor... Dokunmadan bırakmak, bir gün başını kaldırmasına meydan vermek olur...”
Sayfa 249Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.