Zamanlardan birinde bir derviş müritlerine sorar:
"Insanlar neden öfkelenince bağırırlar?"
Müritlerden biri,
"çünkü kızmış olurlar ve bunu kızdığı kişiye duyurmak isterler, "der.
Derviş tekrar sorar:
"İyi de kızdığı kişi yanındaysa,duyurmak için bağırmasına gerek var mı?
Müritler bir an saşırır ve gerçekten gerek olmadığını düşünür.
"Peki o zaman bağırmanın sebebi nedir," diye sorarlar dervişe..
Derviş derki:
İnsanlar kızınca kendilerini duyurmak için
bağırırlar, bedenen yanlarında olsada,kalben uzaktadır o an.
Bağırmanın amacı kalbin sesini kalbe duyurmaktır. Ama şunu unuturlar,kişi bağırdıkça kalp daha da uzaklaşır.
Kalpler uzaklaştıkça kişi daha da bağırır."
İşte bu yüzden,kalbi birbirine yakın olan insanlar bağırarak konuşmazlar.
Fısıltıyla, gözleriyle,bakışlarıyla anlaşırlar.
Bu bağlamda her annenin niyeti çocuğuna söz dinletmek değil,' göz dinletmek olmalıdır.