Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir’den çıkan feyzin kesintisizliği düşüncesi sufilerin İslam filozoflarıyla hemfikir oldukları bir konudur.
Sayfa 246 - Alfa Yayınları - Alıntı değil, not.Kitabı okudu
Ahlâkî müeyyide denilince akla ilk gelen durum, ahlâkın dini yorumu ya da dini ahlâk anlayışıdır. İslam düşüncesi içinde de din ile ahlâkı birbirlerine çok yakın anlamlarda kullanan düşünürler bulunmaktadir. Bir değer sistemi olarak ahlâkın, diğer bir değer sistemi olarak dinle birlikte anılmasının birçok nedeni vardır. Öncelikle, kişilerden beklenilen doğru eylemlerin çok büyük bir bölümü hem din hem de ahlâk açısından benimsemektedir. Ahlâkın temel ilkesi olan zarar vermemek ve yardım yapmak, belli şartlarla, inançlarda da içkindir. Ahlâkın, kişilerin birbirlerine zarar vermemelerini sağlamak için geliştirdiği düşünceler dinlerde de bulunmaktadır. Dini eylemde ahlâkî değerler içkinken ahlâkî eylemde de dini değerler vardır. Her bir eylem türünü yalıtılmış bir şekilde gerçekleştirmek mümkün değildir. Dolayısıyla inanç ve ahlâk birbirlerine çok yakın anlamlarda kullanılabilmektedir. Kur'an’da konuların iç içe verilmeleri, ahlâkî konulara ilişkin çok sayıda ayetin olması, ahlâkın, inancın bir bölümü gibi yorumlanmasına neden olmaktadır. Kur’an’daki temel tavır, inancın anlaşılması ve güçlenmesi için ilgili bütün değer sistemlerini kullanarak insanı uyarmaktır. Bu bağlamda, iktisat, hukuk ve diğer sosyal değerleri kullandığı gibi ahlâkî değerleri de kullanmaktadır.
Reklam
İttihad-ı İslam Takip Edilmeli Ama...
İdeolojik karalamaya karşı çıkmalı, Abdülhamid'in hangi nedenle olursa olsun uyguladığı ittihad-ı İslam düşüncesi ve siyaseti bugünlere aktarılmalı. Ancak ona kutsiyet atfeden abartılı yaklaşımlar da onun ve döneminin, Osmanlı hanedanının anlaşılması önünde engeldir. Kızıl Sultan'a karşı çıkarken yeşil Sultan icat etmeye gerek yok..
Avrupa ve Amerikalıların büyük çoğunluğu ''İslami köktenciliği son derece önemli bir tehdit'' olarak algılarken, yarıdan fazlası İslam'ın değerlerinin demokrasiyle bağdaşmadığını düşünüyor. Burada ''İslam'' ile kastedilenin sadece teolojik manada din olmadığını; Türkiye dahil, halkı müslüman ülkelerin temel dini-kültürel değerleri olduğunu görmek zor değil. Zira ortalama bir Avrupalı yahut Amerikalı'nın İslam düşüncesi, felsefesi, hukuku vb. hakkında hüküm verebilecek kadar bilgili olmasını beklemek naiflik olur.
Sayfa 162Kitabı okudu
368 syf.
·
Puan vermedi
Batının bilim adı altında bize empoze ettigi, 'insanın topluma hizmet ettiği' düşüncesinin altında yatan nedir? İnsanin hayvandan evrimleştigi ve evrenin tek bir hücreden oluşarak canlanıp mükemmel işleyiş haline dönüştüğü gibi düşünceler aslında neye hizmet eder?  Öncelikle 'insan topluma hizmet etmez' der Izzetbegovic, toplum insana hizmet eder
Doğu ve Batı Arasında İslam
Doğu ve Batı Arasında İslamAliya İzzetbegoviç · Klasik Yayınları · 20153,488 okunma
Daha kötü sözler de söylediler. "Aslında gerçek Kuran, İmam-ı Zaman'ın elindedir. Zuhur ettiğinde kendisiyle beraber getirecektir. Mevcut Kuran gerçek Kuran değil!! Bozulmuştur!! Bazı ayetler ondan çıkartılmıştır!?" Bu söz her şeyi altüst etmektedir. İslâm düşmanları çok uyanık. İşi kökten halletmek istiyorlar. Bu konuda epey çabaladılar da. Tüm atraksiyonlarıyla, hileleriyle, Kur'an'ı, halkın arasında kapatılmış, sesi kısılmış, düşüncesi, hedef ve mesajı belirsizleşmiş ve terkedilmiş kılarlarken, cildini cismini yaygınlaştırdılar.
Ben SoruyorumKitabı okudu
Reklam
Tasavvuf
Tasavvuf dışı İslâm bilginleri, Kur'an'ın şu deyimini ele alırlar: Tanrı, gökte oturur. (Allah arş üzerine üstüva etti) Gökte oturunca da yerde bulunamaz elbet... Buradaki 'üstüva' sözcüğü 'üstüne çıkıp oturmak' anlamına mı yoksa 'kapsamak' anlamına mı gelir? Bu tartışma yüzyıllarca sürmüştür.
536 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Dine olan bağımlılığımız ya da bağlılığımız tarih içerisinde bilimsel ilerlemeyi hep bastırmıştır. Bastırmıştan kastım din, her zaman baskın olmuştur. Örneğin 8.yy’da Bağdat şehri; tüm dinleri, felsefeyi ve bilimi, üniversiteleri ile kütüphanelerine kabul eden yeryüzündeki en büyük eğitim merkeziydi. O zamanın Bağdat’ındaki çalışmalar bugün dahi
Başlangıç
BaşlangıçDan Brown · Altın Kitaplar · 201722,3bin okunma
Ferd ve cemiyetin menfaatlerini te'lif bakımından İslâm kadar hukûkî, siyâsî iktisâdî ve bilcümle içtimâî hâdi- selerde kılı kırk yarmış bir sistem mevcud değildir. Cemi- yetin kaderini alâkadar eden her husustan herkesi birinci derecede ve münhasıran kendisi mes'ulmüş gibi muhatap almaktadır. Âmme menfaatinin korunmasından her ferdi mes'ul kılmıştır. "Hepiniz çobansınız ve çobanlığınızdan mesulsünüz!" diyerek mesûliyeti şümüllendirmiştir. "Nasılsanız öyle idare olunursunuz!" demek suretiyle de şikâyetlerin, önce nefislerimize tevcihini te'min etmiştir. İslâm düşüncesi, her gün beş kere tekrarlanan namazın cemaatle kılınanını ferden kılınanına üstün tutmuş, bütün duâ âyetlerini "Biz, biz" diye cemi' (çoğul) sîgasiyle beyân buyurmuştur.
Vahiy Algısına Dair
İslam'ın kendisi hakkında kabul ettiği görüşler arasında, vahiy üzerine temellenen bir cemaat ve Şeriat'i yerine getiren bir cemaate dair olanlar da vardır. İslam dini hareketi, Muhammed tarafından alınan vahiyden doğduğu için, İslam'ın vahye dayanan bir cemaat olduğu doğrudur; ancak eğer o, bütün İslami cemaat hayatında olan her
Sayfa 80-82
Reklam
160 syf.
8/10 puan verdi
Hz. Peygamber'in Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi Değerini Anlamaya Doğru
Şaban Öz Hoca'nın yüksek lisans tezi olan "Hz. Peygamber'in Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi Değeri" başlıklı kitabı bazı siyer konuları ve Hadis ilmine ilgi duyanların okumaları gereken kitaplardan. Üç bölümden müteşekkil olan söz konusu kitabın bölüm başlıkları şöyle: Mevzu Haber, Hz. Peygamber'in Siretiyle İlgili Mevzu
Hz. Peygamberin Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi Değeri
Hz. Peygamberin Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi DeğeriŞaban Öz · Endülüs Yayınları · 202027 okunma
İslâm ülkelerinde, yeni bir idealist gençlik, bu aksiyoncu düşünürleri okuyarak, en küçük hareketlerini izleyerek gün gün yetişiyor, olgunlaşıyor, artıyor ve İslâmın entelektüeller kadrosunu kuruyor. Bu düşünürler, düşünceye, ayrıca, umut, şevk ve gerçek aşkını katmış, hayatlarını islâma adamış ve İslâm uğruna harcamış bulunuyorlar. Türkiye'de Necip Fazıl Kısakürek, Mısır'da Seyyid Kutub ve arkadaşları, Pakistan'da Mevdudi, Nedevi ve arkadaşları, Kuzey Afrika'da Malik Bin Nebi ve daha bir çok yazar, düşünür ve şair bu çağın ikinci İslâm düşüncesi hareketini yürütmüşler ve İslâm insanının kültür, siyaset ve ekonomide batı köleliğinden kurtulması için bir düşünce cihadına yer yer, ülke ülke girişmişlerdir. Bu uğurda hapislere atılmış, suikastlere uğramışlar, hatta can verip şehit olmuşlardır. İslâmın, geçirilen mahkûmluk yıllarından sonra tekrar ayağa kalkması için ileri atılmışlar ve müslüman halkları uyarmaya var güçleriyle çalışmışlardır. Bu, bu çağın en büyük destanıdır. Bir düşüncenin diriliş destanıdır.
Sayfa 35 - DİRİLİŞ YAYINLARI / İSLÂMIN DİRİLİŞİ / İNANIŞTA DİRİLİŞKitabı okudu
Bir fıkıh ekolünün kurucusu olarak İmam Azâm Ebu Ha-nife’nin İsmi Ehl-l Sünnet görüşü içinde çok önemli bir yere sahiptir. Tam İsmi Ebu Hanife Nu'mân bin Sâblt’- tir. H. 80/M. 699 yılında Kûfe'de doğdu. Gerçi konuyla ilgili çok tuhaf ve anlamsızca tartışmalar ve araştırmalar yapılmak­ la birlikte Arap olmadığı kesin bir bilgidir. Türk, İran köken­li olduğu tartışılır bir konudur. Ehl-l Sünnet düşüncesi içinde İlk defa ciddi ve sistemli bir fıkıh ekolünün başlatıcısı olmuş ve oluşturduğu fıkıh sisteminin başarısı Ehl-l Sünnet mensu­ bu olanların büyük çoğunluğu tarafından kabul edilmek sure­ tiyle kendisini göstermiştir.
Sayfa 70 - Pınar Yayınları
Rasullerin de insan oluşu, imanî tasavvurun kaidelerinden bir kaidedir. Bu kaide bütün insan türünü, putperest ve cahili düşünüşlerin sandığının aksine alabildiğine yükseltir. Bütün Rasüllerin risâleti birdir.
226 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu Üstadın üç günlük konferans konuşmalarıdır. İdeolocya Örgüsü'ne giden yolda ilmek ilmek örülen fikrin inşasıdır belki de bu kitap. Necip Fâzıl bu eseri için şunları söylüyor: "Bu eser İdeolocya Örgüsü'ne bağlı olarak benim en başa alınması gereken verimlerimden biri..." Kaba hatlarıyla Batı'nın felsefe anlayışı, antik düşünceden günümüze felsefi anlayışları vurucu noktalarıyla ve anlaşılır biçimde anlatıyor. İslam Tasavvufu diğer bir deyişle "hikmet"i de kendi deyimiyle -ince ve mahrem çizgileriyle- inceliyor. Tasavvufa farklı soluk getiren üstat aklın bir yerden sonra devre dışı oluşunu cümleleriyle anlatıyor. "Aklı hakimiyeti yoktur İslamda. Akıl teslim olur. 'Ben teslimim!' der ve ondan sonradır ki hakikate erer. Akıl teslimiyette aranır." Şahsi kanaatimce Necip Fâzıl Kısakürek Düşüncesi'ni anlamak, kavramak ve fikirlerimizi sağlam zemine oturtmak için Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu bilinmeli ve okunmalıdır.
Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu
Batı Tefekkürü ve İslam TasavvufuNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 19991,790 okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.