Şeriatta yüzde doksan dokuz ahlâk, ibadet, âhiret ve fazilete aittir. Yüzde bir nisbetinde siyasete mütealliktir, onu da ulü'l-emirlerimiz düşünsünler.
Bedîüzzaman Said Nursi 🌹
1)Anneye, Babaya iyi davranmak Şeriattır.
Onlardan birisi yahut her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına gelirse sakın onlara "Öf!" bile deme; onları
De ki: “SİZ ALLAH’A DİNİNİZİ Mİ ÖĞRETİYORSUNUZ? OYSA Kİ ALLAH, GÖKTE NE VAR, YER DE NE VAR HEPSİNİ BİLİR. ALLAH HER ŞEYİ ÇOK İYİ BİLMEKTEDİR.”
Kitabı elimde gören çoğu kişi bu nasıl kitap, ne biçim kitap ismi dediler, toplu taşımada da okurken birkaç kere sorgulayıcı bakışlara maruz kaldım. Kitap, ismini gördüğünüz üzere Hucurat Suresi 16.
"Rüşdüne erinceye kadar yetimin malına, onun yararına olmadıkça el sürmeyin. Ahde vefa gösterin; çünkü ahid sorumluluk doğurur."
(İsra suresi, 34. ayet)
➡ İsra suresinin 34. ayetinde Müslümanların iki önemli görevine yer verilmiştir. Bunlar yetim malı yememek ve verilen sözü tutmaktır. İslam'da yetimlerin hakkının korunması ve onların gözetilmesi konusuna oldukça önem verilmiştir.
Kendisi de yetim olarak büyüyen Peygamber Efendimiz (SAV), onların haklarının korunması hususunda son derece titiz davranırdı. Allah Resulü (SAV) bir hadis-i şeriflerinde, "Ben ve yetimi himaye eden kimse cennette şöylece beraber bulunacağız" (Buhârî, "Talâk", 25) buyurmuş ve işaret parmağıyla orta parmağını aralarını biraz aralayarak göstermiştir.
➡ Verilen sözde durmak müminin vasıflarından biridir. Ebû Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (SAV) şöyle demiştir: "Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman, ona hıyanet eder." (Buhârî, Îmân, 24; Müslim, Îmân, 107)
اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُۜ
Biz, yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz.
(Ayet, tevhid akidesinin amelî boyutunu anlatmaktadır. Zira tevhid; Allah’ın zatında, sıfatlarında ve fiillerinde bir olduğuna inanmak ve bu inanca uygun olarak yalnızca Allah’a (cc) kulluk etmektir. Başka bir ifadeyle uluhiyetinde,
“Gaza meydanındayız. Elinde kılıcı olan bir adam. Kafirle savaşıyor. Bakıyor ki akşam namazı yaklaşıyor, güneş batacak. İkindi namazı kaçmasın diye izin alıyor düşmanından, kafirden. İzni alıyor, ibadetini yapıyor, geri geliyor, bu sefer kafir ondan izin istiyor, o da gidecek putuna tapacak. Putuna taparken, zâtın aklına düşmanı kolayca öldürülebilmesi geliyor. Tam gidiyor, kılıcıyla kafasına vuracak, aklına İsra Suresi 34. ayet geliyor. “Verdiğin sözde dur, şüphe yok ki verdiğin sözün sorumluluğu vardır.” Gözleri doluyor, Kafir o sırada dönüyor, “Neden bu şekildesin ve neden gözlerin dolu?” “Seni öldürmek istiyordum, ama beni senin yüzünden azarladılar.” ve ayeti söyliyor. Düşmanın yani kafirin o an da aklına geliyor. Düşmanı için dostunu azarlayan böyle bir Allaha karşı çıkmak ve ona karşı savaşmak namertliktir, işte o düşmanı şehadete götüren zât:
Abdullah ibn-i Mubarek.”
Tevhid Ocağı / Doğunun ve Batının Eri
KUR'AN HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER
-Kur'an 610 tarihinde Hira mağarasında inmeye başladı.
-114 sure, 6666 ayet, 30 cüzden ibarettir.
-Dilimize çevirisine tercüme, açıklamasına tefsir denir.
-14 yerinde tilavat secdesi vardır.
-İlk sure Fatiha, son sure Nas suresidir.
-En uzun sure Bakara suresidir. En kısa sure kevser
Nisa suresi 34. ayeti gereği erkek, evin hâkimi olduğu için onun karısından istekleri hadisi şeriflerde emir olarak geçiyor.
Erkeğin "karıcığım bana bir çay verebilir misin?" sözü de emirdir, zira emirin yani beyin sözüdür.
Yoksa burada erkeğin "bana çay getir" gibi kaba bir cümle kullanılması kastedilmiyor. Çünkü Kuranı Kerim'de Yaradanımız, kadın ve erkeğe "sözün en güzelini söyleyin"* buyuruyor.
*İsra suresi 53.ayet
Kabalık zaten mümine yakışan bir davranış modeli değil. Peygamber efendimiz aleyhisselam, hiç kimseye yanında çalışanlara bile bunu niçin böyle yaptın, diye sert bir söz söylememiş, kadınlara, çocuklara, çalışanlara son derece şefkatli davranmıştır.
Sallallahu aleyhi ve sellem.
اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُۜ
Biz, yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz.
(1/Fâtiha Suresi, 5)
(Ayet, tevhid akidesinin amelî boyutunu anlatmaktadır. Zira tevhid; Allah’ın zatında, sıfatlarında ve fiillerinde bir olduğuna inanmak ve bu inanca uygun olarak yalnızca Allah’a (cc) kulluk etmektir. Başka bir ifadeyle
Seriyi karışık bir şekilde okuyorum. Ansiklopedisi hariç tüm eserlerini okudum. Tüm bu okumaları yaparken William McNeil'in Dünya tarihi kitabını, Mircea Eliade'nin Dini İnançlar Tarihi üçlemesini, Jared Diamond'ın antropoloji kitaplarını, Kur'an ve Tekvin okumalarını da yaptım. Öncelikle şunu belirtmek lazım. Turan Dursun