Dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi iste bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir. İlk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllılık gibi görünen bu hal hakikatte aptallıktır. Çünkü dünyada bir insanın başka bir insanın yardım ve alakasına muhtaç olmadan yasaması mümkün olamayacağına, hatta en kötü hayvanlarda bile birbirlerine yardım hissi mevcut bulunduğuna göre, sadece kendini düşünmek ve başkalarının da böyle yapmasını istemek kendi kendisinin kuyusunu kazmaktır.
Sınırlarını tanımlayamadığımız bu Koskoca evrende var olan bunca güzellikler ve mucizeler görebilen merak eden fark eden ve anlayan Tek canlı insandır Biz insanlar olmasaydık her şeyi ne kadar anlamsız olurdu için düşün işte bu yüzden ben insanı hep çok güzel ve ilginç bulmuşumdur insan olarak dünyaya gelmene ve yaşamanın değerini fark edemeyenleriniz ise her zaman şaşarım
Reklam
İmgenin özünün kendini gerçek olarak yansıtabilmesi ölçüsünde, bunun karşılığı olarak gerçeğin de imgeyi taklit etmesi, kendini onunla aynı öze ve aynı anlam yüküne sa­hip olarak göstermesi söz konusudur. Algı sürtüşme olma­dan, kopuş olmadan düşü sürdürebilir, onun boşluklarını doldurabilir, onu en narin yanı itibariyle teyit edebilir ve tamamına erdirebilir. Eğer yanılsama algı kadar gerçek ola­rak gözükebilirse, algıda kendi hesabına yanılsamanın gö­rünür ve inkar edilmez gerçeği haline gelebilir. "Teatral gerçekleştirme" yoluyla tedavinin ilk anı işte böyledir: im­genin gerçekdışılığını algısal gerçekle bütünleştirmek ve bunu bu algısal gerçeği onunla zıtlaşma havasına sokma­dan, hatta onu inkar eder duruma getirmeden yapmak.
Karanlığa bir Işıkta sen yak
Eğitimde, Sporda, Siyasette, Kışlada, İşte ve hayatın her alanında Liyakat neden bu kadar önemli anla.
“İşte bir hayal kırıklığı daha, dedim içimden. Zaten hayatım boyunca hep bu duyguyu yaşadım ben.”
Hepimiz bir yolun yolcusuyuz bu hayatta sonsuz diye bir şey yok sevdiğimiz insanlar değer verdiğimiz ögeler veya o hepimizin hatırladığı bi pazar gecesi sobanın üstünde demlenen çay o çaydanlığın etrafına koku çıkarsın diye koyduğumuz portakal kabukları o kardeşimizle son kalan bisküvi için etiğimiz tatlı kavgalar hepsi son buldu şu an en son ne zaman bisküvi yedim onu bile hatırlamıyorum zaten tadı da pek eskisi gibi de değil çünkü bizim özlediğimiz o bi bisküvi değil o yaşanılan eski günlerdi çok insan kaybettik kimini yaşadığı halde kimini ağlayarak toprağa verdik her giden anı her giden insan bi yara bıraktı kalbimizde gün gelicek anemiz babamız dahi olmayacak yanımızda her geçen gün eskiyi hiraz daha özlüyorum eski aşklarımı eski anılarımı ama acımasızca geçerken zaman hayatın ne kadar boş olduğunu anlıyorum ve o yüzden yalan geliyor bana bu dünya işte o yüzfen hayattan zevk almuyorum biliyoröusun çünkü her yaşadığım mutluluğun geride bir anı olarak kalacak olmasını bilmek yoruyor yüreğimizi aslında ölmek çok güzel bir şey çünkü bütün dert ve tasalarımız bir anda yok olup gider insan oğlu doyumsuzdur ne kadar iyi olursa olsun hep bir parça daha koparmanın derdinde hepimiz öyleyiz ama artık bana giç bir şey eskisi gibi tad vermiyor okuldan kaçmakarımız lise anılarımızı çok özlüyoruz ama gün gelicek çoluğa çocuğa karşınca da bu günleri özleyeceğiz nasıl beraber iken doya doya eğlenip içimizden hiç bitmemesini istiyoruz ya o günlerde her şey gibi özlemlerin arasında kaybolacak özlemek kalbi çok yoruyor işte o yüzden bu kahır ve özlem dolu bu dünyanın bir an önce geçip gitmesi dileği ile
Reklam
160 syf.
10/10 puan verdi
çok şeyi unuttum, camilla! rüzgar aldı götürdü, fırlatılmış güller, gürültü ile üşüşen güller, dans ediyorum, solgun, yitik zambaklarını aklımdan silmek için. ama perişandım, ve eski bir tutku ile esrik, evet, sürekli, çünkü uzundu dans; sadıktım sana, camilla, kendi tarzımda. —arturo bandini “O denli yaraladılar ki beni,
Toza Sor
Toza SorJohn Fante · Parantez Yayınları · 20244,688 okunma
Lisztomania yükleniyor...
"Lisztomania," sürekli müzik dinleme ihtiyacı duyma hastalığı olarak bilinir. Bu hastalık; evde, işte, dışarıda yürürken, okulda, spor yaparken hatta ders çalışırken bile müzik dinleme ihtiyacı duyulmasıdır..
Bilakis Mart-Nisan 2024 2.sayı
Bilakis’in Mart-Nisan konusu “Kadın”dı. Malum kadın için kadın hakkında çok konuşulur, konuşuldu, konuşulacak da. Kadın dediğin derya deniz, yaralı kaplan, hayal gücü Kaf Dağını aşan bir acayip varlık. Belki ondandır asırlardan beri bastırıp sindirilmeye çalışılması. Eşit hakların esirgenmesi, yok sayılması, değişik dozlarda şiddete uğraması.. İşte biz de bu sayıda kadının kadına yurt/şifa olmaklığına değindik.. Potansiyelini ortaya çıkarmanın gücüne ve üzerindeki ölü toprağını kaldırmanın önemine… Kadın ve erkek yazarlarımız zihne ve kalbe dokunan, yeni bakış açıları sunan metinler kaleme aldı.. Keyifli okumalar dileriz… bilakisdergisi.com
Târık b. Şihâb anlatıyor: Bir gece, Selmân-ı Fârisî'nin (r.anh) yanında kalarak, onun gece nasıl ibadet ettiğini görmek istedim. Gecenin sonuna doğru kalktı, sadece namaz kıldı. Bu durumu yadırgadığım için, kendisine niyetimi açıkladım. Şu cevabı verdi: "Beş vakit namaz üzerinde titizlikle durun. Kişi öldürücü günahlar sahasına girmedikçe, bu namazlar onun küçük günahları için kefarettir. İnsanlar akşama eriştiklerinde, üç sınıfa ayrılırlar: Gece, kiminin tamamen lehine, kiminin tamamen aleyhine olur. Kiminin de ne lehine ne de aleyhine olur. Şöyle ki; kişi, gece karanlığını, insanların uykuda oluşunu fırsat bilerek kalkar, sabaha kadar namaz kılar. İşte; gece bu kimse için bütünüyle kâr zamanıdır. Kişi de vardır ki insanların uykuda oluşlarını gecenin karanlığını ganimet bilerek günahlara dalar. Bu kimse için de, gece tamamıyla hüsran vaktidir. Birisi de vardır ki, yatsıyı kıldığı gibi yatar, uyur. Gece, böylesinin ne aleyhine ne de lehinedir. Ey Târık! Yorucu yürüyüşlerden uzak dur, mutedil; fakat sürekli yürü!"
Reklam
sen yoksun deniz yok yıldızlar arkadaşım ya bu gece harikalı bir şeyler olsun yahut bir bomba gibi infilak edecek başım ağzımda eski mısralar uzanıp kalmışım istanbul minareler odamda gibi gökyüzü temiz ve parlak işte kol kola girmiş en mesut günlerimiz muhalif bir rüzgar karşı sahilden fosforlu ışıklarıyla gökyüzü bir deniz havada kanat sesleri ve çılgın kokular deniz yok yıldızlar uzaklaşıyor ben yine yalnız kalıyorum istanbul minareler kaybolmuş sen yoksun
KADINLARLA İLGİLİ HADİSLERDEN SEÇMELER-KADIN VE ŞEYTAN HİKAYESİ
Muhammed uzunca bir hadisinde, “Kadının gelişi de gidişi de şeytan şeklindedir” diyor. Onun kullandığı her sözün bir hikâyesi vardır. Yani durup dururken bu gibi sözleri söylememiştir. Bu sözün hikâyesi ise özetle şöyledir. Bir gün yolda giderken hoşuna giden bir kadın görüyor ve ondan etkileniyor. Hemen eve dönüp hanımlarından biriyle birlikte oluyor. Hatta o sırada eşi elinde bir deri parçası ile el işi yapıyormuş. Muhammed onu bıraktırıp kadınla birlikte olmuş. İşte yolda gördüğü ve etkilendiği kadın yüzünden az önceki ifadeyi kullanmıştır. Kaynak: Müslim, Nikah 2/1403. Ebu Davud, Nikah bab 42/2151 Tirmizi, Süt, bab 9/1158. ibni Mace, nikah 1985.
Her inanılan şey ve bağlanılan fikir, daha ilerisini, ötesine fethettirmek için insana bir basamak üstünün, bir ufuk sonrasının cezbesini aşılar ki, ideal işte budur! Bu cezbe kara sevdaya ve divaneliğe kadar gidebilir.
Sayfa 481 - Büyük DoğuKitabı okuyor
Keyfim için! Bu da cevap mı ya? Yorgunluk yüzünden! Ağlayan bir sesle söyleyebileceğim şey yok işte... Sen bir öküzsün, ikiyüzlü düğmeyi bir türlü öğrenemeyeceksin! Kanın kurumuş... Öyle ise beygir gibi içini çekmeliydin.
Sayfa 72 - Ötüken Neşriyat
CENNETE DAVETİYE
“Allah, esenlik yurduna çağırıyor ve dilediğini doğru yola iletiyor.” (Yûnus, 10/25) Bilgi: Rabbimiz, bir önceki ayette dünya hayatını gökten düşen yağmur damlasına benzeterek, onun geçiciliğini ve değersizliğini açıklamıştı. Bu ayet ise sırât-ı müstakim üzere olan kimseler için cennete açık bir davetiyedir. Cennette, maddî ve manevî sıkıntılar, hoşa gitmeyen durumlar, yokluk, zorluk, acı vb. hâller bulunmayacaktır. Müminler orada ebedî huzur ve mutluluk içinde yaşayıp meleklerle selamlaşacaklardır. İşte bu yüzden cennete “dârusselâm” ismi verilmiştir. Bu yurda bizi ulaştıracak yolun adı da sırât-ı müstakimdir.
Sayfa 14 - DİBKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.