Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
194 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Akademi yolculuğunda en önemli hususlardan biri, öğrencinin yöntem bilemesidir. Kanaatimce okuyamamak veya yazamamak buradan kaynaklanıyor. Öğrenci neyi nasıl yapacağını bilmediği için tökezliyor. Bu kitap, işte tam da bu noktada öğrenciye yol gösterecek çok önemli bir kaynak… dili hafif ve gayet anlaşılır, meseleyi en baştan ele alıp sonuna kadar devam ettiriyor. Nerdeyse herkesin ortak akademik problemlerini tespit etmezler kalmıyor aynı zamanda çözüm önerisi de sunuyor. Netice itibarıyla lisansüstü araştırmaya başlayan bütün öğrencilerin kesinlikle okuması gereken bir kaynak olduğunu düşünüyorum.
Araştırmanın Alfabesi
Araştırmanın AlfabesiYasin Ramazan · Babil Kitap · 202163 okunma
reşit galip..
Türk aydınlanmasının Kuvvacı fedaisiydi. Rodos doğumluydu. İtalyanlar Trablus Savaşı sırasında oldu bittiye getirip Rodos’u işgal edince, henüz 17 yaşındayken doğduğu toprakları kaybetmenin acısını yaşadı. Kayıkla Marmaris’e geçti, İzmir’e geldi. Bugün Swissotel Büyük Efes’in hemen karşısında yeralan ve Ticaret Lisesi olarak eğitim veren Fransız
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Tanrı yalnızca bir kavramdır. İnsan için birçok işlevi vardır ve çok kullanışlıdır. Tam da bu sebepten dolayı -kendiliğinden bir şekilde- gerçek olmasına ihtimal verilmiş ve inanılmıştır. İnsan beyni işte; kusurları bol ve bir şeyleri birbirine karıştırır durur. Daha çok uzun süreler boyunca insanlığın çoğu tarafından da inanılacaktır. Tanrının yokluğunu kanıtlayamazsınız (zaten ahmakça bir beklenti) ama işlevlerini yetine getirecek yeni "tanrılar" icat ederseniz onu (kavramı) yok edersiniz ve var olmadığını kanıtlamanıza gerek dahi kalmaz.
Doğadaki bütün avcılar; hasta, yavru, çaresiz hayvanların peşine düşer ve onları avlarlar. Sürünün dışına düşmüşleri... İrem işte tam da bu hayvandı...
Sayfa 176 - Mona RomanKitabı okuyor
Düzene tam ayak uydurmuşlara (1935 yılında Moskova Radyosu'ndaki konuşma)
Baskının sürekli arttığı dönemde Günlük ekmeğini yitirmek istemeyen kimileri Ne halkını sömüren rejimin İşlediği suçlardan söz eder, Ne de onun yalanlarından. Bu gibiler ne gerçeği Açığa vurur, ne de yalanların üzerini örter. Böyle davranan kişi baskıların arttığı dönemde de İtibarını yitirmemek için her şeyi göze almış gibi yapar, Gerçekteyse tek amacı günlük ekmeğini yitirmemektir. ... Günlük ekmeğini yitirmemek isteğine abuk sabuk Şeyleri başkalarına anlatabilmek isteği de karışır. Bunun ötesinde baskı altindakileri diğerlerinden çok Övme sanatını da başarmak zorundadır, çünkü o Bir zamanlar üstekilerin baskısına karşı çıkmış bir kişidir. İşte böylece gerçeği bilenler zamanla en tehlikeli yalancılar olur. ...
Sayfa 25 - Afrika yayınları, Kasım 2019.Kitabı okudu
Reklam
Sofistler az veya çok safsatayla sundukları gösteriler için para alırdı.Tarih boyunca gelip geçmiş daha nice "Sofist" vardır. Azıcık bilgilerinden dolayı çok memnun olan ya da aslında hiç bir şeyden haberleri olmayan ama yine de çok şey biliyormuş gibi yapıp böbürlenip duran o öğretmenleri ve ukalalari kastediyorum. Bu türden "Sofistlere" şu genç yaşında sen de rastlamışsindir. Oysa gerçek bir filozof Sofie, çok farklı bir şeydir, hatta bunun tam tersidir. Filozof aslında çok az şey bildiğinin farkındadır. İşte bu yüzden hep gerçek bilgiye ulaşmak için uğraşıp durur.
CENÂB-I HAK NEFSE DEMİŞ Kİ...
"Hadisin rivayetlerinde var ki: Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, sen sensin" Azab vermiş, cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: "ENE ENE; ENTE ENTE". Hangi nevi azabı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlık ile azab vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş:
Sayfa 294 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
159 syf.
·
Puan vermedi
İsmi her ne kadar aldatıcı olsa da, bunun dikkat çekmek adına tasarlanmış olması ve okuyucuya söylemsel içerik noktasında bambaşka bir dünya sunuyor olması oldukça hoş. Kitap, seks nasıl yapılır? sorusuna değil neden yaparız? sorusu üzerinde ciddi analizler barındırıyor. primatlardan tutun avcı toplayıcı toplumlara oradan da günümüz insanına uzanan geniş bir irdeleme altında insan cinselliğini ve cinsel reflekslerimiz altında yatan sebepleri anlatıyor. Cinsellik ve üreme noktasında kadının ve erkeğin ayrı ayrı fizyolojik gelişimlerinin; menopozu, erkeklikliğin işlevini, emzirme özelliğinin neden kadına ait olduğuna kadar hatta psikososyal bir eylemlilik olan aldatma konusunu da fizyolojik gelişim süreci içerisinde inceliyor. oldukça etkili ve isabetli analizler mevcut. Özellikle erkeğin de emzirme özelliklerine (fizyolojik olarak) sahip olduğu bilgisi oldukça şaşırttı beni. Döllenmenin elverişsiz olduğu dönemleri vardır insanların. Bu evrelerde bile insan sürekli sevişmiş ve bu eylemi vazgeçmeden sürdüregelmiştir. Keza dünya üzerindeki diğer canlı türlerinden farklı olarak bir çok eylemsel, davranışsal ve ussal farklılılar katmıştır farklı fizyolojisinin yanına. neden bunu yapmıştır/yapmaktadır insan kitap işte tam olarak bu soruya hücum ediyor. Okumanızı tavsiye ederim
Seks Neden Keyiflidir?
Seks Neden Keyiflidir?Jared Diamond · Varlık Yayınları · 2016726 okunma
Dikkat edilirse, Atatürk değil, hep Mustafa Kemal diyorum. Çünkü altmış yıldır Atatürk diye diye, bayağının bayağısı hamasi sözler söylendi, berbat bir edebiyat yapıldı. Atatürk adı bir yığın çıkarcı politikanın ağzında kirlendi, gerçek Mustafa Kemal ile uzaktan yakından ilgisi olmayan nerdeyse gerici bir kavrama dönüştü. Oysa gerçek Mustafa Kemal tam anlamıyla bir devrimciydi. 1789 Fransız ihtilali kadar radikal bir değişim yaptı memlekette. Giydiğimiz kılıktan tutun da okuyup yazdığımız harflere kadar her şeyi kökten değiştirdi. İşte bu yüzdendir ki, onun devrimci kişiliğine inananların, kendilerine Atatürkçü değil de, Kemalist demelerini daha yerinde buluyorum.
Reklam
Öncelikle merhabalar ben bugün yeni bir karar aldım ve bu kararı anlatmak istiyorum öncelikle bize ne diyebilirsiniz anlıyorum ama benim tek içimdeki her şeyi yazıp hiç tanımadığım insanların okuyup belki de bir nebze olsa beni anladığını düşündüğüm tek yer burası. Ben kendimi bu birkaç aydır çok kötü hissediyorum yani belki de yaşadıklarımın payı
Yıllar önce bir arkadaşım bana "Sende gizli depresyon var," demişti. Haklıydı da ama artık yok. Artık sadece depresyon var. Açık seçik depresyon. Ayan beyan depresyon. Cam gibi depresyon. Ama depresyonumu yaşatacak kadar param yok. Tam da bu sebeple önce para kazanmalıyım. İşte sonra benim sulamadığım bu çiçeklerin yanında gönül rahatlığıyla ağlayabilirim. Ama öncelikle hayatta kalmam lazım ve hayatta kalmam muhtemelen tahmininizden daha küçük şeylere bağlı. Temel ihtiyaçlarımı karşılamalılıyım.
Sayfa 102 - Karakarga YayıneviKitabı okuyor
Yetişkinler çocukların yalnızca gösterişli şeylere, parlak renklere, yüksek seslere vs. karşı duyarlı olduklarına inanır. Bu tip şiddetli uyaranların onların dikkatini çektiği doğru; şarkı söyleyen insanların, zil seslerinin, dalgalanan bayrakların ya da parlak ışıkların çocukların dikkatini çektiğini hepimiz görmüşüzdür. Fakat dışarıdan gelen bu tür şiddetli uyaranlar tesadüfi olmaktan öteye gitmez; dikkat dağıtır, şiddetli bir biçimde dikkat çeker ve duyuları, uyaran neyse ona yöneltir. Biz yetişkinler de, her ne kadar tam bir paralellik olmasa da, eğer bir kitaba kendimizi kaptırmışsak pencerenin önünden geçen gürültülü bir bandonun sesini aniden duyduğumuzda gidip bakmak için yerimizden kalkarız. Sessizce oturup kitap okuyan bir insanın kitaba son derece yoğunlaşmış olduğunu fark etmeyen ve bu insanı sadece kalkıp bandoyu dinlemeye giderken gören biri, insanları en çok cezbeden şeyin ses olduğunu söylerdi. İşte biz çocukları bu şekilde yargıladık. Fakat güçlü bir dış uyaranın çocukların dikkatini çektiği gerçeği tesadüfidir ve şans eseri gerçekleşir. Bunun çocuğun iç dünyasına ait olan, zihninin derin ve oluşumsal kısmıyla hiçbir ilişkisi yoktur. Çocukların zar zor fark edilecek kadar küçük olan şeylere kendilerini kaptırdıklarını fark ettiğimiz zaman bu içsel sürecin belirtilerini de ayırt edebiliriz.
Sayfa 70 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okuyor
—Vatanını sevmiyor ki... –İşte tam da bu yüzden o vatanın gerçek evladı.
Sayfa 51 - Can YayınlarıKitabı okuyor
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Spoiler
Joseph K. Sıradan bir yaşamı olan bir bankada çalışarak yaşamını kazanan çevresi tarafından sevilip saygı duyulan bir adam olarak tasvir edilmiştir. Yani memur tiplemesine uyan bir karakter olarak düşünebiliriz. Kitabın bu bölümlerinde Joseph K. Dönüşüm’deki gibi böceğe mi dönüşecek acaba demeden edemiyor insan. Öykü karakterin böceğe dönüşeceği
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153,1bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.