Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yirmidördüncü Söz
“Muhabbet, şu kâinatın sebeb-i vücududur. Hem şu kâinatın rabıtasıdır. Hem şu kâinatın nurudur, hem hayatıdır. İnsan, kâinatın en câmi’ bir meyvesi olduğu için, kâinatı istila edecek bir muhabbet o meyvenin çekirdeği olan kalbine dercedilmiştir. İşte şöyle nihayetsiz bir muhabbete lâyık olacak, nihayetsiz bir kemâl sahibi olabilir.”
Vicdan, sıcak ve yumuşak bir sözcük. Altın değerinde, ağır bir sözcük. Herkesin, kayıtsız, şartsız herkesin saygı duyduğu, üzerinde hemfikir olduğu bir sözcük. Ancak nerede o? Tank, top, para ve petrol sesinin her yeri istila ettiği bir dünyada, aynı dünyanın yaşanan musibetleri seyre çıktığı bir zamanda, yaşamın bu kadar ağırlaştığı bir dönemde, vicdanın sesi nerede? İkiyüzlülüğün, sahtekarlığın değer addedildiği kardeşlik, dayanışma ve insanlığın ıssız, harap mezarlıklarda yasa oturduğu bir dünyada, bu sihirli sözcük ne anlama geliyor?
Sayfa 83 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Kâinatın insan aklıyla erişmenin mümkün görünmediği köşelerinde var olan yaşam biçimleri için bizim dünyamızın sakinleri son derece paspal, paçoz ve ikrah edilecek düzeyde iptidaidir. Kendini fasulye gibi nimetten sayıp hakikatin merkezine koyan âdemoğlunun büyük yanılgısını bir kenara bırakacak olursak kütleden münezzeh bu yaratıklar veyahut ihtizaz ehli ve hatta akış hâlindeki kavramlar biçiminde varlığını sürdüren bu ahali o kadar da haksız değildir. Zira insanlar için; yaşamak namına istila ve yağmayla tahakküm ettiği bakir dünyayı kirlettikten sonra yaptığı maharetmiş gibi evvela kendine avcı-toplayıcı demiş sonra bununla da yetinmeyip iktisadı icat ederek türdeşlerine göz koymuş, yani bir nevi yamyamlık mertebesini kendine yakıştırmış bir acayip kavimdir dersek yanılmış sayılmayız.
Demeter'in kapı aralığıdır Kutsal delta. Ve Osiris'in asasıdır Kıymetli penis Parlayan meşalenin karanlık bir mağaraya aydınlatması gibi Kutsal bilge ile istila eder Güçlü penis kutsal deltayı
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Allah yardım etmezse başaramazsınız. O, kalpleri tatmin edendir. Hasan Basri Çantay, "Gözünü aç, hişt," diyor, ancak Allah zikri, hem lafzi hem kalbî biçimde "Aman yarabbi," dediğiniz zaman bir zikir oluyor. O, yardım ederse siz bu âlâ-yı vâlâ içinde olursunuz ve kimse tarafından da kolay kolay istila edilmezsiniz.
Her müddet, artık ona ihtiyacın kalmayana kadar devam eder. Hayaller yahut arzular, keder veya kaygılar ve bütün hisler, güdüler; artık ona ihtiyacın kalmayana kadar istila eder aklını ve kalbini. Vazgeçme iradesini yahut ihtimâlini kabullenirsen, müddet son bulur.
Cihan Çetinkaya
Cihan Çetinkaya
Reklam
Bilmem gecenin durumuna hiç dikkat buyurulmuş mudur? Bir kere yeryüzüne o karanlık çöker, bir kere odanın kapısı, penceresi kapanır da yalnızlığın vahşeti düşünceyi ve kalbi istila etti mi dünya ile yokluğun hiç farkı kalmaz.
Sapiens bu bilişsel üstünlüğünü, yayılarak dünyayı istila etmek için kullandı. Sapiens türünün mensupları çeşitli bölgelere ve iklimlere yayıldıkça birbirleriyle kurdukları bağı kaybederek farklı kültürel değişimler geçirdi. Sonuçta her biri kendine has bir yaşam tarzı sürdüren, farklı davranış biçimlerine ve dünya görüşlerine sahip insan kültürleri ortaya çıktı..
Yahudi ahlakının yaşama hakkı yoktur. Melezleşme medeniyeti parçalar 2/2
Herhangi bir ahlak, kendinden daha yüksek bir ahlakı müdafaa eden bir ırk için tehlike arz ediyorsa, ırkçılık o ahlakın, hayat hakkını kabul etmez. Çünkü melezleşmeyle istila edilecek bir dünyada, güzellik ve asalet hakkındaki bütün düşünceler ve insaniyetin geleceği hakkında bütün ümitler ebediyen kaybolur. Kültür ve medeniyet, bu dünya üzerinde üstün milletin varlığına ayrılmak kabul etmez bir şekilde bağlanmıştır. Bu hususun ortadan kalkması dünya üzerine bir barbarlık devrinin karanlık örtülerini çekecektir. Medeniyeti meydana getiren ve ellerinde tutanların kökünü kazımak, cinayetlerin en iğrencidir. Tanrı'nın en büyük eserine tecavüze cesaret eden kimse Tanrı'ya küfrederek, Cennetin elden kaçırılmasına yardımcı olur.
Sayfa 179Kitabı okudu
“16. yüzyılın başlarına gelindiğinde, kuvvetler dengesi Osmanlılar lehine büyük ölçüde değişmişti. 1510 ve 1514’te doğrudan bir istilâ harekâtına girişmiş olsaydılar, 1526’dan önce Ortaçağ Macar krallığının işini pekâla bitirebilirlerdi.”
Sayfa 61 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gökalp, aşiretçiliği, Kürt kimliğinin yaşandığı sosyal doku olarak tanımlamıştı. Hastalık olarak tanımladığı bu teskilât yüzünden devletin, Kürt bireyine ulaşamadığını söyleyen Gökalp, bir hastalığın tedavisi için önce onu teşhis etmek gerektiğini belirtiyordu: Köylülerimiz çogunlukla Kürt kavmine mensup cahil ve asiret ahlakına sahiptirler, vatani ve millet hislerinden tamamen mahrumdur. Kürt köylüsü genel masraflara katılmanın yüceliğini bilmediği için vergi vermek istemez. Vatanı köy ya da aşiretten ibaret sandığı için askerlikten kaçar, hükûmet dairelerini istila, memleketi her cesit yoldan sapmalara sürüklemektedirler. Bu hastalik, uygun bir toplumsal tedavi tatbik olunmak şartıyla iyileştirilebilir."…Bu hastaligin tedavisi için yakın vadede bir dizi toplumsal çözüm de önermişti. Buna göre mahkeme üyeleri bölge insanından seçilmemeli, arazi sahipleri memuriyete alınmamalı, davalıların mahkemelere bizzat gelmesi zorunlu kılınmalı ve köylülerin hissiyat-i vataniye ve efkâr-ı milliyeye sahip olmalari için köy mekteplerinin kurulmalydi. Öte yandan göçebe ve yarı göçebe aşiretlerin yerleşik hayata geçirilmesi için, göç yollarının tespit edilip zamanla daraltılması gerekliydi.
Sayfa 156Kitabı okudu
Günümüzde Avrupalı bir ailenin üç kuşak evveline baksak, muhakkak az veya çok doğuyla bağı çıkar. İlk Haçlılar, otuz sene Suriye’de yaşadıktan sonra hem mizaç, hem de alışkanlıklar bakımından,ülkelerini istila ettikleri, aralarında yaşadıkları ve kızlarıyla evlenmekten gocunmadıkları insanlara benzemişlerdi.S.46
Eski Mısır tarihi mütehassıslarından Schebesta'nın Yukarı Nil'de rastladığı MÖ 2000'e ait nomad kültürünün ve Prof. Czermak'ın Nübye dili ile Türkçe arasında tespit ettiği münasebetin bu tarihten önceleri paleolitik devirlerdeki Ural-Altay nomad'larının istila izleri olabileceğini ileri sürdüler.
Sayfa 20 - Nomad: Göçebe.
Amy' i alıkoyan şey bir şehir efsanesiydi; her yeri istila etmiş olan, "Ya büyük oynarsın ya da vazgeçersin," fikri.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.