Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Porno tıpkı deniz gibi hep kendini tekrar eder: Genellikle aynı sırayla aynı hareketler, aynı okşayışlar, aynı pozisyonlar, aynı kadrajlar, konuşma olduğunda aynı sözcükler, aynı inle­meler ya da solumalar.. Ardından bayağılık, düşüklük, saçma­lık, kimi zaman kepazelik. İtiraf edelim bu önce insanı büyülü­yor. Ardından korkutuyor, ürkütüyor, moral bozuyor. Aşksız seks: Nefrete ne kadar da benziyor! Nasıl bir hor görme, kaba­lık, şiddet, nasıl bir ötekini (hemen her zaman kadın) insanlık­tan çıkarma, alçaltma, boyun eğdirme, küçük düşürme, lekele­me, aşağılama isteği! Bu yalnızca sinema mı?!"
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Reklam
_Olmak sözüyle, kişinin hiçbir şeye sahip olmadığı ve istek de duymadığı, yaratıcı bir varoluş biçimini anlatmak istiyorum. _Sahip olmak(olmamak) eğilimi, yaşamlarının ana konuları; para hırsı, şöhret ve yönetim gücüne erişmek olan batı toplumlarına özgüdür. _Sahip olmak eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta ve fethetme,
_İnsan, kendisini aşmakla kalmaz, kültürünü de aşar. Kültüründen ve toplumundan gittikçe ayrı düşmeye başlar. İnsanlık ailesinin bir bireyi olmaya başlayıp yerel grubundan ise uzaklaşır. Evrenselcilik’in temeli kesinlikle burada yatmaktadır. _Hasta insanlar, hasta bir kültürün ürünleridir. Sağlıklı insanlar ise ancak sağlıklı bir kültürde
"....öldürme,boğma, bıçaklama, boğaz kesme, asit ve ateş karşısında geri adım atmayan, kocalarından ve hayat yoldaşlarından (yoldaşlar üzücü bir ironi) sürekli olarak gördükleri kötü davranışları protesto etmek üzere meydanlara çıkanlar yalnızca kadınlar değildi. Kadın üzerinde eskiden beri uygulanan şiddet, hapishaneye dönüşen ortak yaşam alanında (buna yuva demeyi reddetmek gerekiyor) gündelik aşağılama için, gündelik dayaklar için, hakimiyet aracı olarak psikolojik zulüm için fazlasıyla yer buluyor. Buna kadınların sonu sorunu deniyor ve bu doğru değil. Sorun erkeklerin, erkeklerin egoizminin, erkeklerin hastalıklı mülkiyet duygusunun, erkeklerin küçüklüğünün, onu fiziksel olarak daha zayıf olan ve psikolojik direnç yeteneği sistematik olarak azaltılıp duran bir varlığa karşı güç kullanmaya zorlayan o sefil korkaklığın.
Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyacak
Vatandaşlarımız çok uzun zamandır bizi yıkmak isteyen bir grup yüzünden acılar çekiyor. Kazanırlarsa neler yapacaklarını düşünmemize gerek yok çünkü bunu zaten gördük. Bize ihanet edebilecek olanlardan kendimizi korumamız lazım. Bu nedenle bugün çıkardığımız yasaya göre ülkedeki her erkeğin pasaportuna ve diğer resmi belgelerine kadın vasisinin adı damgalanacaktır. Erkeğin yapacağı her ziyarette kadının yazılı onayı aranacaktır. Erkeklerin bazı hileli davranışlar içeriye girdiklerini biliyor ve bir araya gelmelerini engellemek istiyoruz. .... Erkekler araba kullanamayacaktır. Erkekler işletme sahibi olmayacaktır. Yabancı gazeteci ve fotoğrafçıların bir kadın tarafından istihdam edilmesi gerekecektir. .... Erkeklerin oy kullanma hakkı bulunmayacaktır. Çünkü yıllar boyu uyguladıkları şiddet ve aşağılama, yönetmeye veya hükmetmeye uygun olmadıklarını göstermiştir.
Sayfa 295Kitabı okudu
Reklam
alıntı uzun çünkü yaptıkları piçlik bölünüp alıntılanacak gibi değil.
Ancak, uğradıkları şiddet ve aşağılama karşısında Amerika yerlileri, bu adamların gökten inmediğini anladılar. O zaman, bazıları yiyeceklerini, bazıları karılarını, bazıları da çocuklarını sakladı. Diğerleri, böyle gaddar ve korkunç insanlardan uzaklaşmak için ormanlara kaçtı. Hıristiyanlar halkı tokatla, yumrukla, sopayla dövüyorlardı, hatta köy
İspanyol adası Hıristiyanların ilk girdiği ve bu halkları kırıp geçirmeye başladığı yerdi. Yani ilk yıktıkları ve boşalttıkları yer... Yararlanmak veya kötüye kullanmak amacıyla karılarını, çocuklarını alarak, emek ve alın teriyle kazandıkları besinlerini yiyerek işe koyuldular. Herkesin olanakları ölçüsünde kendi rızasıyla verdiği onlara
Öldürme, boğma, bıçaklama, boğaz kesme, asit ve ateş karşısında geri adım atmayan, kocalarından ve hayat yoldaşlarından (yoldaşlar üzücü bir ironi) sürekli olarak gördükleri kötü davranışları protesto etmek üzere meydanlara çıkanlar yalnızca kadınlar değildi. Kadın üzerinde eskiden beri uygulanan şiddet, hapishaneye dönüşen ortak yaşam alanında (buna yuva demeyi reddetmek gerekiyor) gündelik aşağılama için, gündelik dayaklar için, hakimiyet aracı olarak psikolojik zulüm için fazlasıyla yer buluyor. Buna kadınların sorunu deniyor ve bu doğru değil. Sorun erkeklerin, erkek egoizminin, erkeklerin hastalıklı mülkiyet duygusunun, erkeklerin küçüklüğünün, onu fiziksel olarak daha zayıf olan ve psikolojik direnç yeteneği sistematik olarak azaltılıp duran bir varlığa karşı güç kullanmaya zorlayan o sefil korkaklığın.
Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Uğradıkları şiddet ve aşağılama karşısında Amerika yerlileri, bu adamların gökten inmediğini anladılar. O zaman, bazıları yiyeceklerini, bazıları karılarını, bazıları da çocuklarını sakladı. Diğerleri, böyle gaddar ve korkunç insanlardan uzaklaşmak için ormanlara kaçtı. Hristiyanlar halkı tokatla, yumrukla, sopayla dövüyorlardı, hatta köy
Sayfa 21
Reklam
Farkında mısınız?
Aile stresli toplum haline geldik. Bireysel sorunlarımız ve streslerimiz evliliğimizi doğrudan etkilemeye başladı. Kişisel problemler şahısları çoktan aştı ve ailelere kadar ulaştı. Bireysel sorunlarımız arttıkça sorumluluk alma isteğimiz azaldı ya da aldığımız sorumlulukları yerine getirmemiz o denli zorlaştı. Aile olmayı becerememeye başladık. Kendi sorumluluklarını tam olarak yerine getiremeyenler başkalarının mesuliyetini ağır bir yük olarak görürler ve bu yük karşısında ezilirler. Ezilen kadın ya da erkek aile birliğine ve dirliğine en büyük sekteyi vurur. Çünkü, insanların ezilmeye karşı geliştirdiği birkaç savunma mekanizması ve duygu durumu var. Bunlar: Agresiflik, öfke, şiddet,Boşanma, Karşı tarafı aşağılama, Kendini çok beğenme, Baba ve eş olmanın sorumlukları hiçe sayma,Yalnızlık hissiyatı ve yalnız kalma isteği,ortamdan kaçma,depresyon... İnsanlar ezildiklerini hissettikleri anda bu mekanizmaları hayata geçirirler...
Tecavüzcünün mağdurla evlenmesi durumunda beraatını öngören hüküm ve uygulamalar, Türkiye'deki örneklerinde de bildiğimiz gibi, mağduru sadece tekrar aynı onur kırıcı duruma sokmakla kalmamakta, aynı zamanda, kadının tecavüzcüsüyle aşağılama ve şiddet dolu bir hayata mahkum olmasına neden olmaktadır.
Sayfa 178Kitabı okudu
Translar, ailelerinden gördükleri ayrımcılık ve şiddet ile okul hayatlarında daha çok erken yaşta karşılaşmaya başladıkları zorbalık, ayrımcı muamele, aşağılama ve çeşitli şiddet türleri sonrası, aileleri ile irtibatlarını kesmekte ve eğitim ve öğrenimlerini yarıda bırakmaktadır. Birçok trans kadın, doğdukları ve büyüdükleri illerden uzakta yaşamak zorunda kalmakta ve bu şehirlerde kayıtdışı alanlarda çalışmaya zorlanmaktadır. Aynı durum, birçok trans erkek için de geçerlidir. Kayıtdışı alanlarda çalışmaya zorlanan translar, güvencesizlik ve yoksulluk ile yüz yüze gelmekte ve bu durum onları toplumun daha da dışına itmektedir.
Sayfa 49 - E-Kitap, Kırmızı Şemsiye YayınlarıKitabı okudu
Porno tıpkı deniz gibi hep kendini tekrar eder: genellikle aynı sırayla aynı hareketler, aynı okşayışlar, aynı pozisyonlar, aynı kadrajlar, konuşma olduğunda aynı sözcükler, aynı inle­meler ya da solumalar... Ardından bayağılık, düşüklük, saçma­lık, kimi zaman kepazelik. İtiraf edelim bu önce insanı büyülü­yor. Ardından korkutuyor, ürkütüyor, moral bozuyor. Aşksız seks: Nefrete ne kadar da benziyor! Nasıl bir hor görme, kaba­lık, şiddet, nasıl bir ötekini (hemen her zaman kadın) insanlık­tan çıkarma, alçaltma, boyun eğdirme, küçük düşürme, lekele­me, aşağılama isteği! Bu yalnızca sinema mı?
Sayfa 182Kitabı okudu
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.