Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni, hiç fark etmez. Hepsi vatan için kenetlenip öldüler. Tüm dünyaya "Çanakkale geçilmez" dedirttiler. O kahramanlar ki, "Allah Allah" nidalarıyla şehit düşerken bize "Çanakkale Ruhu'nu" armağan ettiler. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları da o ruhu büyütüp güçlendirerek, Milli Mücadele'ye ve laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne dönüştürdüler. Ham hayal peşinde koşanlar çoğu kez duvara toslar! Türkiye'yi bölüp başka bir rejimle Ortadoğu'daki kan gölüne sürüklemeyi hayal edenler de Çanakkale ruhunun henüz ölmediğini ve bu halkın, günü geldiğinde, Atatürk'ün eşsiz emanetine o ruhla sahip çıkacağını asla unutmamalılar.
Sayfa 102
Çanakkale de ölen Anzak Askerleri için Atatürk'ün söylediği
"Bu Memlekette kanlarını döken ve hayatlarını kaybeden kahramanlar! Şimdi burada bir dost Ülke’nin toprağında yatıyorsunuz. Huzur içinde uyuyunuz. Bizim için, burada, koyun, koyuna yatan Mehmetçiklerle, Johnniler arasında bir fark yoktur. Siz, uzak diyarlardan, evlatlarını harbe gönderen analar! Göz yaşlarınızı siliniz. Evlatlarınız bizim bağırımızdadırlar. Huzur içindedirler. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra bizim de evlatlarımız olmuşlardır."
Sayfa 40 - Kazancı KitapKitabı okudu
Reklam
Osmanlı, bütün cephelerde Çanakkale Destanı gibi büyük kahramanlıklar göstermesine rağmen bütün dünyaya karşı savaşmaktan bitap düştü. Sevr'i imzalamak mecburiyetinde kaldı. Sevr, temelde Büyük İsrail projesidir. İngilizler, Filistin'e bu toprakların kendilerinin olması için değil "Arz-ı Mev'ud"a dâhil olduğu için burayı alıp İsrail'e vermek amacıyla geldiler. Siyonizm, Büyük İsrail'i kurmak amacıyla Sevr'i uygulayabilmek için 5 yıl uğraştı. Fakat daha 1919'da Kahramanmaraş'ta Sütçü İmam ve Rıdvan Hoca gibi millî kahramanlar öne çıktı. Ve deyim yerindeyse halk, kazma kürekle Fransızları kovdu. Yunanlılar 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıktılar ancak orada da Balıkesirli Hasan Basri Çantay ve Vehbi Çıkrıkçı gibi millî kahramanların öncülük ettiği, büyük bir millî direnişle karşılaştılar. Bu büyük kahramanların oluşturduğu Milis teşkilatları sayesinde bu haçlı güçleri istedikleri hedefe bir türlü ulaşamadılar. Bunları takiben 23 Nisan 1920'de TBMM'nin ku- rulması ve Anadolu'da işgalcilerin kovulması için topyekûn Millî Kurtuluş Savaşı'nın başlaması üzerine Sevr uygulanamadı.
Sayfa 116Kitabı okudu
Selam Olsun
Milli Mücadeleye destek olmak için canı pahasına savaşan Karakol Cemiyeti'nden Yenibahçeli Şükrü'ye, Hamza Grubu'ndan Yüzbaşı Seyfettin'e, Mim Mim Grubu'ndan Topkapılı Mehmet Cambaz'a selam olsun. İmalat-ı Harbiye'den Eyüp Bey'e, Berzenci Grubu'ndan Ahmet Berzenci'ye, Ferhat Grubu'ndan Mustafa İzzet' selam olsun. Kuva'cı kahramanlar; Yahya Kaptan'a Ali Çetinkaya'ya, Şahin Bey'e, Sütçü İmam'a ve Ahmet Hulusi Efendi'ye selam olsun. Kadınlarımız Ayşe Çavuş'a, Halime Çavuş'a, Asker Saime'ye, Melek Hanım'a, Tayyar Rahime'ye, Kara Fatma'ya ve Gördesli Makbule'ye bin selam olsun. Daha önce Çanakkale'de, Conkbayırı'nda, Kemalyeri'nde ve daha sonra Adana'da, Maraş'ta, Sakarya'da, Urfa'da, Afyon'da, Antep'te ve İzmir'in dağlarında Mustafa Kemal'lere selam olsun, selam olsun, selam olsun...
Bir gün Çanakkale'ye gidecek İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'ya: "Çanakkale'yi ziyaret ettiğin zaman aziz şehitlerimizi de ziyaret edeceksin. Bu vazifeyi yapacağına şüphe yok. Yalnız nasıl bir nutuk söyleyeceksin. Ben söyleyeyim. "Burada yatan aziz şehitlerimiz!. Sizi hürmetle, saygı ile anıyoruz diyeceksin Mehmetçik Abidesinin
Sayfa 29 - Güven KitabeviKitabı okudu
Gazi Mustafa Kemal Çanakkale yiğitlerini şöyle anlatmış bir seferinde: "Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 7-8 metre, yani ölüm muhakkak... Birinci siperdekiler, hiçbirisi kurtulamamacasına, hepsi yere düşüyor. İkinci siperdekiler, onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz?.. Öleni
Reklam
YARININ TÜRKÜSÜ
Arkadaşlar, haydi artık saflar dizilsin! Uzak, yakın ufuklardan koşup gelerek Belde çelik kılıç, içte çelikten yürek Taşıyanlar saflardaki yerini bilsin! Bir çığ gibi yürüyelim gözler ilerde; Keder, elem her ne varsa geride kalsın! Tehlikeler duman gibi tüterken yerde Arkadaki her düşünce sönüp ufalsın. Kahramanlar yürük gider ölüme karşı, Bir
tamburalı paşa fevzi çakmak'tan bahsediyor
Atatürk de büyük adam. Sakarya Zaferi'nden sonra Atatürk'e mareşallik unvanı verildi, gazilik unvanı verildi. Atatürk diyor ki, "Bir askerin en büyük hedefi budur. Bunu bana Sakarya Zaferi'nden dolayı verdiniz. Çok teşekkür ederim. Ama, çok gizli, büyük kahramanlar var. Onlara da vermek gerekir" diyor. Fevzi Paşa'yı işaret ediyor. Bak, Fevzi Paşa mareşal olmuştur. Fevzi Paşa'nın rütbesi, ulusal kurtuluş hareketi başladığı zaman, Atatürk'ün rütbesinden büyüktü. Fevzi Paşa Osmanlı ordusunun genelkurmay başkanıydı, Ankara'ya geldiği zaman. Ama gelip Atatürk'ün emri altına girdi. Bu da büyüklüktür. Osmanlı ordusunun genelkurmay başkanıydı o. Onun gelmesi, Atatürk'ün emrine girmesi, ulusal kurtuluşa katılması, çok büyük etki ve katkı yaptı tabii asker üzerinde. Türk askerinin böyle bir geleneği yoktur. Bir üst, astının emrine pek girmez. Belki de tek örnektir mareşalin yaptığı. Bu da Atatürk'ün büyüklüğünden kaynaklanır. Atatürk de bu büyüklüğü nereden kazanmıştır veya onların hepsini nerede etkilemiştir? Çanakkale'de etkilemiştir.
Sayfa 113Kitabı okudu
Kurtuluşa Koşan Kahramanlar
Bunda şaşılacak bir şey yok. Çanakkaleli ustalar, kullandıkları kara baruta besmele de katmış olmalılar.
Sayfa 104Kitabı okudu
Yazarımıza göre tarihi roman gerçeğe sadık kalmalıdır; ancak o atmosferi okuyucuya teneffüs ettirmek için malzeme kabilinden tarihe mal olmayacak kahramanlar kullanılabilir; ama Çanakkale' de o kadar çok kahraman var ki, buna da gerek duymamıştır.
Reklam
1934 Yılında, 18 Mart Deniz Zaferi kutlamaları vesilesi ile Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale Savaşında ölen Anzak askerleri ve onların aileleri için kendi eliyle bir metin hazırlamıştı. Bu metin dönemin içişleri bakanı Şükrü Kaya tarafından törende okundu: "Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır." Mustafa Kemal Atatürk'ün bu ifadeleri, ülkesini işgale gelen düşman askerleri için söylendiğinden ayrı bir değer taşır. Mustafa Kemal Atatürk, dünyada hiçbir liderin yapamadığı bir biçimde Çanakkale'de ölen düşman askerlerini kendi evladı gibi görme alicenaplığını gösterebilmektedir. Bu bakış açısı da aynı zamanda Türk milletinin mertliğine ve alicenaplığına da bir delil teşkil eder.
Sayfa 210Kitabı okudu
83 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.