Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Seçimlerimiz Birer Tohumdur.. Bu gün elde ettiğimiz meyveler; 1,5,10 yahut daha önceki yıllarda ektiklerimizin eseridir; Her tohum, bire BİN verir, Bu Düsturdan hareketle; - İster Lütufkar ol.. İstersen Şer odağı… - İster bilgiyle donat yaşamını… İstersen hurafelerle - İster ibadet et.. İstersen terk-i ibadet - İstersen Hüsn-i…. İstersen Sun-i Zan barındır yüreğinde - İster kanaatkar ol, ister fütursuzca harca her şeyi.. - İster şükret elindekilerine, ister lanet oku yaşama.. - İster Kütüphanede geçir zamanını, ister kahvehanede Her ne yaparsan yap; Şimdi ektiğin tohumlar, 1,5,10 yahut daha sonraki yaşamının MİMARI olacaklar.
Bir saat önce tanışmış olduğu Abdullah'la sokaktan çıkıp caddeye karıştılar. Karışır karışmaz da Abdullah 'ın gizli bir geveze olduğunu anladı. Bütün gizli gevezeler gibi yanında sadece bir kişi varken konuşanlardandı. Kalabalık bir kahvehane masasının etrafında derin derin susarken, herkes kalktıktan sonra geriye kalan son adamın iki kulağını delecek kadar konuşurdu. Aklına ne gelirse anlatırdı. Ya da o ana kadar içinde tuttuğu ne varsa. Biraz önce kalkıp gidenlerin dedikodusunu da yapardı, soranlar artık orada olmasa bile masaya atılmış soruları yanıtlardı. Bu yüzden kimse Abdullah 'la yalnız kalmak istemezdi.
Sayfa 235Kitabı okudu
Reklam
Anne-Baba ve Çocuklar “Yeni nesillere akılcı bir terbiye verme meselesi...” Snelman ile arkadaşları Finlandiya’yı uyandırmak için bütün ümitlerini buna bağlamışlardı. Gençlik meselesi Snelman’ın en sevdiği bir konu ve aynı zamanda kendisinin en hassas ve ıstırap duyduğu meselesiydi. Snelman kimi zaman gençleri yüzlerine karşı azarlıyor
Damyanos aşırı ateşli,milliyetçi bir komutan olarak tanınmıştı.Hiçbir insanca düşünce, şimdiye kadar onun tutkularını yatıştıramamıştı.Onun bir nevi kaba kışla ve kahvehane hitabeti vardı ki en meşhur cümlesini askerler tekrar ederlerdi: Ey vatandaşlar,azminizin düşmanı olan Türkleri öldürünüz,Türkiyeyi alınız.
Kabahat gerçlerde değil, sizdedir. Siz gençleri nasıl terbiye ederseniz, onlar da öyle yetişir. Gençlere verdiğiniz terbiye nedir? Sadece hiç!.. Anneler ev işleri ve yemek yapmakla; babalar da memuriyet, ticaret, dükkân veya fabrika işleriyle meşgul olurlar. Geceleri de geç vakitlere kadar zamanlarını kahvehane ve kulüplerde oturarak ve
Sayfa 153Kitabı okudu
Günümüz dünyasında zihinleri istila etmiş ne kadar lüzumsuz bilgi var. İnternet ağlarından bilgi zannedilerek öğrenilen yahut ekranlardan size malumatfuruşluk taslayan lüzumsuz sitelere bir bakın. Bilgi üretir gibi görülen bu mesailerin koca tembellikler olduğu ortada değil midir? Yalnızca merak giderici ne kadar lüzumsuz bilgiye sahipsiniz, bir
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Ailemize ayırmamız gereken zamanı (akşamı) başka şeylere hasretmek en azından "kul hakkı" oluşturur. Âli-şan Efendimiz, Veda Hutbesi'nde "kadınların erkekler üzerinde hakları" olduğunu üstüne basa basa söylüyor. Böyleyken neden ailemizin vaktini çalıp televizyona ya da kahvehaneye harcayalım? Aile hassasiyetimizin yanın­da kul hakkı almama hassasiyetimizi de mi yitirdik? Kaldı ki, insan ömrü boş şeylere harcanacak kadar da uzun değil.
'Bize katılmak istemez misin ?' Geçenlerde bir tanıdığım, gece yarısı, neredeyse boşalmış bir kahvehanede tek başına otururken bana böyle sordu. '' hayır,istemem '' dedim.
Açlık
Bugün ise köylü modernleşmiştir. Tavuğunun yumurtasını satıp tatlı, kola, diş macunu satın alır hale gelmiştir. Artık tavuğunun yumurtasını satıyor, yemiyor. Zira paraya ihtiyacı var. Sütünü kahvehaneye satar hale gelmiştir. Artık sütünü kendi içmemektedir. Önceden sütünü kendisi içerdi. Şimdi ise sütünü satarak elde ettiği parayla elbise satın alır hale gelmiştir. İşte açlık böyle meydana gelmiştir.
Sayfa 287Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.