"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
"Aşk" dedi yıldızların yolladığı tosbağa ve sonra devam etti. “Aşk, bir şey yaratmaz ama kainat var olduysa aşkla var oldu ve kainat yok olacaksa aşkla yok olacak, bunu sakın unutma olur mu turşu? "
Saatleri Ayarlama Enstitüsü ardından Huzur romanı olduğum Ahmet Hamdi Tanpınar edebî üslubu sevdiğim çok yönlü yazarlarımızdandır. Bu eserlerini okuduktan sonra kulağımıza aşina pek çok şiirini bildiğimiz Tanpınar'ın Şiirlerini özel olarak sindire sindire tekrar okumak istedim.
Gördüm ki hikâye, roman, deneme, makale, edebiyat tarihi vb türlerde
ANLAŞILAN ALIŞMIŞIM, SENSİZ OLMAZ!..
Hayat hem uzun, hem çok kısa. Gerçek aşk mı? Ömürde bir başa gelir, o da belki...
Kimi zaman hepimiz karşımızdakini idealize etme eğilimini gösterebiliyoruz. Bize bağdaştırmak, kendimize benzetmek uğruna müthiş çabalar sarfediyoruz. Ehh.. Yaşamak istiyoruz o tutkuyu.Eskimeyen, bitmeyen gerçek sevda öyle
Hz. Mevlâna'yı Şems ile aynileştiren nasıl bir aşktı, ruhlarının birleşmesi nasıl bir bütünleşmeydi ki, asırlar geçtiği hâlde hâlâ gıptayla söylenmekte... Nasıl bir özdeşleşmeydi ki, "bir" olarak anılmakta... Nasıl bir coşkuydu ki, iki coşkun denizin kavuşması olarak görülmekte... Nasıl bir kutluluktu ki, O'nun kudreti karşısında
Kainat yaratanını nasıl gösteriyor?
Kainattan yaratıcısını soran bir seyyahın müşahedeleri...
Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehadet'in hakikatlerinin izahı ve ispatı
Kur'anın üçte birine yakın ayetlerinin bahsettiği, ölümden sonraki dirilişe dair ilmi ve aklı izahlar.
Ahiret'e iman dünyaya huzur ve selamet getireceği...
Ahir zamana dair bazı mühim hadis-i şeriflerin hiçbir yerde rastlanmayan tarzda isabetli ve te'villeri.
Allah'tan ve ahlaktan bahsetmenin yasak olduğu bir dönemde Kur'an davasının kahramanca yapılan müdafaaları...
Ettehiyyatü ve Fatiha'nın harika tefsirleri
Evet
Şualar Kur'ana ve İslama hizmeti gaye edinen herkesin devamlı okuması gereken bir eserdir.
ŞualarBediüzzaman Said Nursî · Envar Neşriyat · 20142,540 okunma
Son zamanlardaki okumalarını genellikle uzay, evren ve kainat gibi konuları içinde barındıran bilimkurgu türündeki kitaplar üzerinde gerçekleştiren bir okur olarak, yeraltı edebiyatı okumak, itiraf etmeliyim ki, beni biraz sarstı. Adeta kilometrelerce yüksekten yere doğru hızla çakıldım. Hele kitabın başındaki, “Asilerin, kaybedenlerin,
Bir kaç gündür fark ettim ki selamlaşmayı yalnızca burada kullanıyor(uz)um. Günlük hayatta çok az kullanmışım.
Halbuki peygamber efendimiz (s.a.v) selamlaşın! dememiş miydi?
Bende bunu hayatı(mıza)ma daha çok geçirebilmek için azıcık araştırma yaptım.
Hadi Bismillahirrahmanirrahim deyip başlayalım:)
~~~
İslâm dîninin mü’minler
Ve ben artık mutsuz bir adamım.
Günler, haftalar, aylar akıp giderken, ben yaşamıyor da daha ziyade vakit geçiriyorum. Ortalık karardıktan sonra pencereden yıldızları izliyorum. Umut etmiyorum, kızmıyorum, üzülmüyorum. Sadece hatırlıyorum.
Kainat türlü biçimlerde kandırmaya çalışıyor beni. Bulutlar ilerliyor, bir ayyaş nara atıyor, bir araba acı acı klakson çalıyor, daldan bir yaprak düşüyor... Orada öyle sabit dururken, her şey beni kimsenin umurunda olmadığıma, unutmayışımın bir anlam taşımadığına inandırmak için yarışa giriyor. Sabırla bekliyorum ki, bütün kozlarını oynasınlar. Ne olursa olsun duruyor, duruyor, duruyorum... Gece bir kez daha aşkım karşısında mağlup dağılırken, kuytu bir köşeden fırlayıveren bir kedi gülümsetiyor beni. Nihayet gölgelerin arasında bir sigara yakıyorum. İşte o an biliyorum ki, roller değişmiş ve şimdi yıldızlar beni izlemeye başlamıştır. Gidip yatağıma giriyor, başucumda duran Küçük Prens biblosuna bakıyorum.
Senden bana kalan her şey gibi kırık, ama asla atamayacağımı biliyorum.
Yusuf Atılgan:
Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam ve Anayurt Oteli’ni yazdıktan sonra kendini insanlardan soyutladığı söylenir, tıpkı Bay C. ve Zebercet gibi. Bunun ne kadarı doğru ne kadarı yanlış bilmiyorum. Eğer doğruysa bu türden kitap yazan yazarın kendi iç dünyasında da yarattığı karakterlerin iz bırakması, onlar gibi olmaya çalışması ya da
***
"ALLAH birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma. Onlara tezellül edip minnet çekme, onlara temellük edip boyun eğme, onların arkasına düşüp zahmet çekme, onlardan
korkup titreme.
Çünkü Sultan-ı Kâinat birdir. Her şeyin anahtarı O'nun yanında, her şeyin dizgini O'nun elindedir; Her şey O'nun emriyle halledilir.