Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kalbimizin büyüdüğünü hissederiz kimi zamanlarda. Dünyanın bütün güzelliklerini içine alacak kadar büyüdüğünü… O kadar büyür ki kalbimiz; sanki bütün denizler kalbimizin kıyısına vurur, bütün nehirler kalbimize doğru akar. Sanki bütün kuşlar kalbimizden havalanır gökyüzüne. Ve sonra o kadar büyür ki kalbimiz, adımızın ne olduğunu unutuveririz. Çünkü o zaman kalbimiz, adımızdan önce gelir.
128 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Başta şunu söylemeliyim ki okuduğum en düşündürücü hikayelerden biriydi bu. Benim gözümde ahir zaman insanına yönelik eleştirilerden biri konumundaydı. Ne kadar yanlış düşüncemiz ve ne kadar doğru sandığımız yalanlarımız varsa içinde gördüm. Tamamını değil ama çoğunu gördüm diyebilirim. Ve kitabı hakikaten sevdim. Son kısımlara kadar beni ufak tefek birkaç detay dışında rahatsız eden pek de bir şey olmadı. Bunlardan biri "Tanrı" kelimesinin, bize 99 esmasını bahşeden Allah'a yönelik kullanılması oldu. Edebiyat başka aşk başka ne yazık ki. Şayet kullanmamızı isteseydi o ismi de esmasına dahil ederdi Rab. 99 tanesi varken, başka dinlerin de kullandığını sesleniş olarak saymak benim okuduğum İhlas suresi ile çelişiyor. Siz kullanmayı tercih ederseniz kimseye karışacak değilim ama ben bunu dile getirme ihtiyacı hissettim. Bir diğer detay ise Kur'ân okuma bahsinin benim gözümde yetersiz oluşuydu. Belki eleştirilen noktaydı, o yüzden bu şekilde aktarıldı ama şu var ki sonunda düzeltilmedikçe eleştirmenin ne anlamı olabilirdi? Kur'ân ilk inen âyetiyle kendi ehemmiyetini vurguluyor zaten. Bu kadar sığ kalmamalıydı. Bunların yanında kitabın son kısmı çok gerçekçiydi hatta bildiğiniz gerçekti. Yalnızca bizim değil bu insanlığı tüketen garip alışkanlıklara sahip herkesin gerçeğiydi. Birçok haberde böylesi acıları görüyoruz artık. Ne çok acı var diye boşuna demiyor Cahit Zarifoğlu. Yalnız ben bunca acıya karşı ümitsizlik olmasına da tahammül edemiyorum. Yazarken dahi, hayalde dahi düzeleceğine inanmıyorsak çok da beklentiye kapılmamak gerekir. Tüm acıları bilelim, ülfet de olmasın kalbimize, ama Allah'tan umudu kesmeyelim.
Ve Sen Kuş Olur Gidersin
Ve Sen Kuş Olur GidersinTarık Tufan · Profil Yayınları · 20188,9bin okunma
Reklam
94 syf.
10/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Ursula K. Le Guin'in en sevdiğim eseri artık bu kitabı oldu. Mülksüzler'i çok çok seneler önce okumuştum, bir gençlik hatırasıydı bende. Dünyaya Orman Denir'i geç okuduğuma hayıflanmıştım, Rize'deydim, güzel bir yazdı ve birkaç sene öncesiydi en fazla. Yerdeniz serisinin ilk kitabını ve ikincisini merakla okumuş, devamını getirememiştim.
Her Yerden Çok Uzakta
Her Yerden Çok UzaktaUrsula K. Le Guin · İmge Kitabevi · 20041,301 okunma
Yusuf Kaplan
Önümüzü açacak bir öncü kuşak için 100 Kitaplık Okuma Listesi 20 Kasım 2016, 04.00 Yusuf Kaplan Yusuf Kaplan Tüm Yazıları Bu ülkedeki eğitim sistemi pozitivist, ezberci ve hâlâ Batı-merkezci. Kendi dünyamızı, tarihimizi, toplumumuzu bile seküler-Batılı perspektiflerle öğretmeye kalkışıyor çocuklarımıza. Ödünç akılla, ödünç bir
Gül, kokarak sesleniyorsa kalbimize; ıtır, nice çiçeğin yüzünde ışığı kristalleştirip içimize doğru yankılandırıyorsa, rayiha da güzel ruhların ruhumuza busesi olmalı.
İnsan ve düşüş
Bu başlığı aklıma getiren Sezai Karakoç’un “Düşen insandır” diye başlayan hakikatli cümlesi oldu.Cümle aynen şöyle:”Düşen insandır, hayatın sesini işiten,iç sesini duyan…”İnsanın ‘düşen’ bir varlık olduğunu, varolduysa şayet düşmesinin de elzem olduğunu anlıyorum bu cümleden. Hz. Adem ile anlatıyor bu düşüşü ve insanı Sezai Karakoç. Düşüşü
Reklam
geyikli baba
"Bize güzelliğinden bir nebze tattırdığı vakit koydu o sevgiyi kalbimize. Kulun bu dünyada güzele düşmesi, güzelliğin peşinde olması, güzelliğe doğru akıp gitmesi hep bu yüzdendir. Güzel bir kadın, güzel bir ses, güzel bir şiir, güzel bir manzara, güzel . . . hep güzel. . . "
Sayfa 326Kitabı okudu
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bulgakov'a ait okuduğum ikinci kitap. Tahminimin ötesinde beğendiğim bir kitap oldu. Kitabın adından da tahmin edilebileceği gibi yeni mezun, genç bir doktorun bizdeki "Doğu Görevi " benzeri olan zorunlu bir görevle ücra bir taşraya gönderilmesini ve buradaki deneyimlerini okuyoruz. Okuyoruz fakat okumuyor adeta yaşıyoruz.
Genç Bir Doktorun Anıları
Genç Bir Doktorun AnılarıMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201524,6bin okunma
Barış Manço / Barış Abimiz / Çook özlenen
31 Ocak 1999 günü, 7’den 77’ye herkesin sevdiği, çocukluğumuzun süper kahramanı, uzun saçları yüzükleri ve takılarıyla kalbimize yer etmiş kişi, bizim kuşağın Barış Abisi gitti.... O gittiği her ilin sınırında durur ve il nüfusunu gösterir tabelaya +1 eklerdi ya, bu sefer -1 ekleyip gitti... Onu bunu bilmem güzel adamdı. Tüm ülkeye kendini
503 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.