Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben her zaman bir kılıç ya da bir tabancadan çok daha fazla bir kalem, bir şişe mürekkep ve bir kağıttan korkmuşumdur.
İslam, bütün bir dünyanın huzur ve refahını gözetir. Bunu da gerçekleştirirken milletlerle dövüşüp onların gelir kaynaklarını elinden alıp sömürmek için yapmaz. İslam, böyle bir durumu arzulamaz. Ancak, bütün insanlığın evrensel mutluluğunu gerçekleştirip, İslam'ın beşeri sistemlerden, diğer semavi dinlerden daha üstün bir sistem olduğunu göstermek için böyle bir harekete girmek ister. Bu yüce ideali gerçekleştirmek, bu evrensel inkılabı gerçekleştirmek için, bütün güçlerini seferber eder. İşte cihad, bu dinmeyen savaşa, bütün bir enerji ile çalışma eylemine ve bütün meşru yollara başvurma cehdine denir. Cihad bu çalışma ve azmetme işini bütünüyle kapsayan bir kavramdır. Bütün bu anlatılanlardan sonra artık şunu söyleyebiliriz: İnsanların zamanla bakış açılarının değişmesi, arzu ve gereksinimlerinin artmasıyla bu akıl ve düşünceye dayanan evrensel inkılabı gerçekleştirmek için alabildiğine kalem kullanmak bir tür cihaddır. Kılıç zoruyla kurulan düzenleri yıkıp yerine insaf ve adalete dayanan yeni bir düzen getirmek de bir çeşit cihaddır. Aynı zamanda; İslam davası için malını feda etmek, zorluklara katlanmak şiddete karşı direnmek de cihaddır.
Reklam
İslâm,iki esasî vasıta kullanır: Kılıç ve kalem…Kılıç maddeyi,kalem de ruhu fethetmenin bütün vasıta ve âletlerine şâmil iki remzdir.
Sayfa 123
Dünya iki şeyin üstündedir: Kılıç ve kalem. Kılıç kalemin altındadır.
Yahudilerle asıl mücadelemiz.!
"Gerçek şu ki Yahudilerle aramızdaki savaş, tek bir sebepten dolayı başlamıştır. O da hiç kuşkusuz topraklarımızı-bir İslâm toprağı olan Filistin'i- işgal etmeleri,bu toprakların öz sahipleri olan halkımızı yurtlarından sürüp çıkarmaları ve yabancı varlıklarını silah zoruyla ve kan dökerek bize dayatmalarıdır. Kılıç konuşmaya başlamış ve kalem susmuştur. Yahudilerle aramızdaki savaş, söz konusu sebepler var olduğu sürece devam edecektir. Dolayısıyla, işgal ettikleri topraklar üzerinde ki hak iddialarını meşrû kılacak hiçbir barış kabul edilmeyecektir. Zira her ne şekilde olursa olsun Müslümanlardan hiç kimse bir İslam toprağından feragat etme hakkına sahip değildir. Olsa olsa itrail ile aramızda-uzun veya kısa-bir süreliğine ateşkes yapılabilir. Taraflar arasında çatışma durur ve bir barış ortamı hâkim olur. Bazı konularda ilişkiler iki taraf arasında karşılıklı olarak devam edebilir. Son derece garip olan'barış karşılığı toprak' formülü,düşmanın işgalci zorba mantığının bir üründür. Toprak bizim toprağımız; onların değil ki barışları karşılığında lutufta bulunurcasına onu kalkıp bize versinler!!! En nihayetinde bu aksak barışı itrail bile reddetmeye başladı. Çünkü o"hiçbir şey vermeden her şeyi almak istiyor."
“Bir ülkeyi kılıçla alırsınız ama kılıçla yönetemezsiniz.! Kalemi hesaba katmalı, kılıç ve kalem dengesini gözetmelisiniz.”
Sayfa 114
Reklam
Ben her zaman bir kılıç ya da bir tabancadan çok daha fazla bir kalem, bir şişe mürekkep ve bir kağıttan korkmuşumdur.
... Çünkü onlar şunu çok iyi biliyordu ki kılıç her zaman kesmez ama kalem her zaman kılıcın kesemediklerini keser ve dahi hizaya dizer.
Sayfa 195 - Lopus yayıneviKitabı okudu
İskender:’Dünya iki şeyin altındadır; kılıç ve kalem. Kılıç kalemin altındadır. Kalem, öğretmenlerin sermayesidir. Uzakta veya yakında, tüm insanların görüşü onunla bilinir. Kitaplara bakmadan( ilim öğrenmeden) zamanını yaşayan ve tanımaya çalışan kişinin aklı kâmil olmaz’ der.
Bazı savaşlar kılıç ve mızrakla kazanılır, bazıları da kalem ve kuzgunla.
Sayfa 70 - Tywin LannisterKitabı okudu
Reklam
Zira bir memleketi ele geçirmek için kılıç, elde tutmak için ise kalem gerekir. bir ülke kılıç ve kuvvet yoluyla ele geçirilse de hiçbir ülke şiddet ve savaşla uzun yıllar yönetilemez. Ele geçirilen bir ülkenin düzen ve huzuru iyi idare ile yani kalemle mümkündür.
Sayfa 63 - Kronik Yayıncılık 6.BaskıKitabı okudu
“Hani kalem kılıçtan keskindi. Alsanıza kalemi elinize.“
Fakat macera insanların içgüdüsü, kılıç adamından yana çıkıyor ve kalem adamına kafa tutuyor.
"İtalya'daydım. Fazla bir şey kalmadı belleğimde. Ama taşrada yolda giderken köylünün birine, Köye daha ne kadar var?' diye sordunuz mu, 'un mezzo ora' der size. Bir sonraki köylü de aynı şeyi söyler, bir üçüncüsü de; sözleşmişlerdir sanki. Ve bütün gün yol teper, yine de bir türlü köye varamazsızın. Yaşamda da böyle. Ama düşte size çok yakındır her şey. Düşte korkacağınız bir şey yoktur. Aslında bizler düşler için yaratılmışız, yaşam için gereken organlardan yoksunuz. İlle de uçmak isteyen balıklara benziyoruz daha çok. Elden ne gelir?"
Sayfa 207Kitabı okudu
Dün gönlünden geçirdiği şey gerçekleşmeye yüz tutunca, bir tehlikeye dönüşüyor hemen, adeta tozlu ayakkabılarıyla birinin hiç çekinmeden yalnızlığından içeri ayak atmaya kalkmasına işitilmedik bir şey gözüyle bakıyor; öyle bir yalnızlık ki, kendisi bile ayaklarını usulcacık yere basarak dolaşıyor içinde.
Sayfa 187Kitabı okudu
KILIÇ VE KALEM Fazla bir şey demiyor kan da, mürekkep de bana; Bağladım rûha, cesetten koparıp bağlarımı: Yanarım, ey kalem, uğrunda ömür verdiğime: Geri ver, ey kılıç, artık bana mısrâlarımı!
1.003 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.