Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kadının eski yönetici rolünden şüphe eden varsa en eski dinsel efsanelerdeki kanıtlara baksın; zira o efsanelerde kadının hükmedici dişiliği, eril rolü fazlasıyla üstlenmiş olduğuna işaret eden son derece zalim sıfatlarla betimlenir. Bu sıfatlar, dehşet saçan bir karakter olarak tasvir edilen Hindu tanrıçası Kali'yi bugün de betimlemektedir. Mezopotamya'nın en eski ilahi varlığı şüphesiz, isyankâr oğullarına klasik Freudçu baba kadar düşmanca davranması ile tanınan, suların ilksel anası Tiamat'tır. Öte yandan–her ne kadar hasat tanrıçası Demeter gibi daha müşfik, daha anaç imgeler ona eklense de–aslanlara hükmeden korkusuz âşık, anaların anası Kibele'ye duyulan inanç da Anadolu'da uzun yıllar boyunca etkili olmuştur..
Sayfa 39 - AyrıntıKitabı okudu
176 syf.
·
Puan vermedi
Vini Vidi
Muhtemelen en sağlıklı yol olmasa da kitaplar benim için biriyle tanışma araçları oluyor. Özellikle kurgu olmayanlara işaret ederek böyle yazıyorum. Bu eseri de Gülten Dayıoğlu'nu hep duyan işiten biri olarak kendisiyle tanışma isteğimin bir sonucu olarak okudum. Belki tanışmak için pek doğru bir eser olmadı. Dayıoğlu, kitabını daha çok
Hindistan'a Yolculuk ve Nepal Gezisi
Hindistan'a Yolculuk ve Nepal GezisiGülten Dayıoğlu · Yapı Kredi Yayınları · 201384 okunma
Reklam
Ramprasad Sen (1718-1775)
Kendini gurura kaptırma ey can! Bu tören, bu âyin, bu ibadet boş! Tenhada dua et, kutsal Anne'ye... Gösteriş, debdebe, binbir ziynet boş. Evren baştan başa onun aynası, Yalvardığın put, koştuğun mabet boş. Neden bu mumları yakmışsın, deli? Hidâyetin nuru, içinde doğsun! Dünyayı nimete gark eden, Kali... Sen tutmuş, Kali'ye buğday sunmuşsun!
Sayfa 295 - İletişim Yayınları, 16. BaskıKitabı okudu
KALİ'YE
Sen ey ıtır, sen ey name, sen ey adem ! Sen ey gecelerin cazibesi ! Sen ey okşamasını bilen yılan Vızgelir sana gözyaşlarımız Azgın buselerinle morarttığın her beden Kurtlarla sineklere sunduğun bir şölen !
Sayfa 144 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Dördüncü mevki Akif, gideceği her yere yürüyerek gidermiş. Fatih'ten Hal kalı'daki okuluna da yürüyerek gider gelirmiş. Ona göre San güzel'den Küçükçekmece'ye, hatta Edirne'ye bile yürünebilirmiş. Halkalı Ziraat mektebi'nde öğrenciyken ona sorarlar: "Şimendiferde kaçıncı mevki ile geliyorsunuz?" Cevap: "Dördüncüyle..." Tabiî trenlerde dördüncü mevki yoktur. Akif'in dilinde bu nun anlamı yürümektir.
Britanyalıların Hintlilere yardımı olmuş muydu?
Britanyalıların Hintlilere yardımı olmuş muydu, yoksa onlara kötülük mü yapmışlardı? Şu tür yardımları olmuştu: Yakıp yıkma tanrıçası Kali'ye tapan ve ona kurban sunmak için insanları öldüren Hindistan'daki haydutları yakaladılar, astılar veya hapse attılar. Köprüler, karayolları ve binlerce kilometre uzunluğundaki Asya'nın en iyi demiryolunu inşa ettiler. (Böylece yiyeceğe daha hızlı bir biçimde ulaşılmaya başlandı ve Hindistan'daki korkunç kıtlık neredeyse ortadan kalktı.) Yerel sanayilere yatırım yaptılar, özellikle de tekstile. (Britanya sermayesinin yardımı oldu ama Hintliler kendi başlarına çok daha fazla şey yaptı. ) Britanyalılar, dul kadınların ölen kocalarının cesetleriyle birlikte canlı canlı yakılmasını öngören bir Hint geleneğine son verdiler. (Britanyalılar bunu yasadışı ilan edince Hintli dini önderler genel valiye itiraz etmişlerdi: "Fakat, Ekselansları, bu bizim dini geleneğimiz." Genel vali şöyle yanıtlamıştı: "Benim ulusumun da bir geleneği var. Erkekler kadınları canlı canlı yaktığında onları asarız. ") Britanyalılar ayrıca okulların gelişmesine destek oldular; 1900'e gelindiğinde on Hintli erkekten biri okuyup yazabiliyordu. Bu o dönemlerde Asya için yüksek bir okuryazarlık oranıydı. Ancak yüz elli Hintli kadından yalnızca biri okuyup yazabiliyordu.
Sayfa 260
Reklam
Agarta-Şambala, Anunnaki, Elohim
_Agarta, tanrısal üstün ırk Aryanların yaşadığı iddia edilen yer altı imparatorluğudur. Başkenti ise Şambala’dır. Agarta iyiliği, Şambala kötülüğü temsil eder. Dünyada yaşanan tüm olayların Agarta-Şambala mücadelesinden ibaret olduğu iddia edilir. Agarta, teozofik ve ezoterik kaynaklara göre önceki devrenin sonlarına doğru Mu ve Atlantis' ten
Neil Armstrong: Ay'a ayak basan ilk insan nasıl bir miras bıraktı?
Bundan tam 50 yıl önce, 20 Temmuz 1969'da Ay'a ayak basan ilk insan olan Neil Armstrong, insanlık tarihinin en ünlü isimlerinden biri. Ay'dan döndüğünde krallar, kraliçeler, devlet başkanları ve başbakanlar karşıladı onu. Bu kadar üne rağmen insanlar onun hakkında çok az şey öğrendi. Ama şimdilerde gerçek Neil Armstrong'la ilgili biraz daha
KALİ'YE
"Sen melikesi çılgın aşk gecelerinin, Kanlı akşamların mehtabı, Sen ! Bakışın daha korkunç yılanların zehrinden ! Mor bedenli şehvet ilahesi...
Sayfa 143 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ye'cüc Me'cüc (Gog et Magog)
Islâm geleneğinde, bu "çatlaklar" çevrimin sonuna varıldı­ ğında, herşeyi yakıp yıkan Ye'cüc Me'cüc (Gog et Magog) sü­ rüsünün çıkacağı "çatlaklar" olarak ifade edilir.125Yecüc Me- ciic kalabalığı dünyamızı istila etmek için durmak bilmeyen çabalarda bulunurlar; bu "varlıklar" (entités) söz konusu alt
Reklam
İsterim ki, ölümün öcüsü eşsiz Kali 'Klitoris'uyla ölüm yağdırsın.'
İnsanlar artık dharma'nın ancak dörtte üçüne uymaktadırlar. Çalışma, ıstırap ve ölüm artık insanların payına düşmektedir. Ödev artık kendiliğinden değildir, öğrenilmesi gerekmektedir. Dört kasta özgü tarzlar bozulmaya başlamışlardır. Dvāpara Yuga ("iki" tarafından belirlenen "çağ") ile, yeryüzünde dharma'nın yalnızca varisi ayakta kalmaktadır. Günahlar ve mutsuzluklar artmakta, insan ömrünün süresi, de azalmaktadır. Kali yuga. "kötü çağ" esnasında dharma'nın yalnızca çeyreği kalmıştır.'Kali terimi bir gelen zarı işaret etmektedir, yani kaybeden atıştır (zaten kötü bir cin tarafından kişiselleştirilmektedir.) hali aynı zamanda kavga, nifak anlamlarının yanı sıra, genel olarak bir varlık veya eşya grubunun en kötülerini işaret etmektedir. İnsan ve toplum kali yuga’da en uç çözülme noktalarına ulaşmaktadırlar. Visnu Parana' ya göre (IV, 24) /Kali yuga’nın varlığı, bu dönemde toplumsal mertebenin yalnızca mülkiyet tarafından belirlenmesiyle, zenginliğin yegâne erdem kaynağı, haline gelmesiyle, tutku ye şehvet düşkünlüğünün eşler arasındaki yegâne bağ olmasıyla, sahtekârlık ve yalanın hayattaki yegâne başarı koşulu haline gelmeleriyle, cinselliğin yegâne zevk kaynağı olmasıyla ve dış dinin yalnızca ayinlerden ibaret olup, maneviyatla karıştırılmasıyla anlaşılmaktadır. Binlerce yıldan beri tabii ki kali yuga'nın içinde yaşamaktayız.
Sayfa 75 - Doğu batı Ekim 2017 çeviri: Mehmet Ali Kılıçbay (HİNT'TE ZAMAN VE EBEDİLİK SİMGECİLİKLERİ "YUGALAR" DOKTRİNİ)
_Her inanç, Putperestliktir. _İster bir ağaç ya da taştan bir put yapın, isterse onu soyut kavramlardan oluşturun fark etmez. Hepsi birdir. Değil mi ki önümüze kurban sunduğumuz, yakarıp şükrettiğimiz kişisel bir varlık koyuyoruz. Bu nihayetinde putperestliktir. Aslında ister koyunumuzu isterse istek ve eğilimlerimizi kurban edelim, bu çok büyük
Hint kültür tarihi araştırıldığında yalnızca Budacıların değil diğer birçok Hint dinlerinin izdeşlerinin de aynı davranışlarda bulunduğunu görüyoruz. Bir tür kendini kutsallaştırmak olan bu davranış biçimi masallara ve destanlara da konu olmuştur. Brahman masallarında Tanrıça Kali'ye kendisini kurban eden kişilerin öyküleri bulunmaktadır.
49 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.