Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şeriat deyince korkuyorsunuz: Allah'ın Sunmuş Olduğu Kanun!..
~•~ “...şeriate aykırı her şey küfürdür ve onun doğrulaması dışında hiçbir gerçek yoktur.” ~•~
Velinin, çocuğunun dersin akışını bozduğuna ikna etmem için benden istediği belgeler: -muhtardan alınacak adres bilgisi -yeşil pasaport -noter onaylı kira sözleşmesi -okul günleri içerisinde çıkarılmış bir kanun hükmünde kararname -son altı ayda çekilmiş iki adet biyometrik fotoğraf -Üzerime kayıtlı varsa ev, arsa veya arabaya dair birer kanıt -Edevlet'ten alınacak öğretmenlik görev yeri belgesi -cumhurbaşkanlığı gazetesinden çıkarılacak bir yayın -Maaş bordrosu ve son maaşın enflasyon karşısındaki durumu -Asker kaçağı olmadığıma dair çatışma içindeyken çekilmiş bir resim veya cepheden yavukluma yazdığım içli bir mektup
Reklam
psikoloji ve matematik
Psikoloji iki alanda bulunan değişim rüzgarlarını matematiksel anlamda derin mâna içeren konulara girişi kolaylaştırmıştır. Matematik ve psikoloji ikilisi zamanın kullanımı konusunda bizlere açıkça içinden geçilen farklı birey çözümleri sunmaktadır. Şu var ki, zamanın değerlendirilmesi psikoloji bilimini seçmiş olduğumuz bazı tutarlı açıklamaları kullanmamıza engel teşkil etmeyecek yapıda gösterirken zor olan ne varsa matematiksel formülleri bilimsel düzeyde dönüştüren yapıda görülmesi zaman açısından ilimsel yöntemlerin bilinmesini geçerli kılmasına yol açmıştır. Psikoloji ilmi ve bilimi değişimlerin kullanılması bakımından çok ama çok önemli iki kanunun ortaya çıkmasına ön ayak olmuştur. Bu kanunlar ancak ilimsel ve bilimsel açıdan değiştirilen kanun olmamakla birlikte ütopyanın felsefe pozisyonlarını etkiler konumdadır. Ütopik yaklaşım yöntemlerinin zamanın ve anın değerini göstermesini mümkün kılan iki değişkenli integral konusunu açık farzlara bölen yapıda olduğu görülmüştür. Ve ilk bakış ilk anı oluşturur sözü bu konunun ana fikri olmuştur. Saygılarımla...
"Her hazanda birbiri üzerine dökülen ağaç yaprakları gibi insanlar da birbiri ardına toprağa yatarak yok oluyor. Bu değişmez, umumi bir kanun... Niçin endişe etmeli? Şu dünyada erilen başka ne var? Hayat yalan... Ölüm hakikat...." Yakacık: 26 Mayıs 1326 [8 Haziran 1910]
Sayfa 150Kitabı okudu
Yokluğun Şarkısı: Ölüm
Herhangi bir düzen, hiç değişmeden uzun zaman hemen hemen aynı kalıyorsa, o düzen, bir bakıma, kendine mahsus bir ölüm kazanmış demektir. Bu kanun, vücut için de geçerlidir. Vücut, durmaksızın, ruha doğru bir atılım yapmadıkça bir nevi bir ölüme razı oluyor demektir. Çünkü: her fizik tertip, bir gaye taşıdığı sürece vardır ve diridir. Gaye, tertipten ve tertibin hamlesinden fırlayıp giderse, o tertip boşuna dönen bir çark gibi yokluğun şarkısını söyler. Yokluğun şarkısıysa ölümden başka bir şey değildir.
Şeriat Gelince:
~|~ Kadın, yalnız iki göz deliği bulunan bir çuval içine girip evinin zindanında çürümeye mi bırakılacak? ... İslâmiyette kadın, erkeğin bütün hassasiyet ve cehdini mihraklaştıran bir remzdir. O olmasa zürriyet olmaz gibi kuru bir madde ölçüsü bir tarafa, o olmasa erkek ve erkeklik olmaz. İslâmiyet kadını örter ve Hristiyanlık açarken, hakikatte biri onu mefkûreleştirmekte, öbürü de bayağılaştırmaktadır. Nitekim Hristiyanlığın ruh rejiminde kadından kesilmek, Îslâmiyette ise ona doymak vardır. Kadından kesilmenin bâtıl dini, ahlâk ve hassasiyetini aşıladığı cemiyette kadını kasaplık bir et yığını gibi çengele asmak tezadına düşerken, İslamiyet kadına gerçek mahiyeti veren hak din olarak onu örter, böylece kadına gerçek değerini vermiş olur ve arada tezat diye bir şey bırakmaz. Fakat bu nükteden, incelikten kim anlar?.. Kadının cemiyet vitrininde görünmesi de mânası bakımından elbette şart, fakat aynı mânanın ölçüleştirdiği bir kanuna bağlı... Bu ne çarşaftır, ne de yalnız iki göz deliği bulunan bir çuval... Saadet Devrinin kadınına dikkat edenler kanun dairesini hemen görürler. Kanun, kadının, gösterilebilir ve gösterilemez yerlerini açıkça sınırlamıştır. Bu vaziyette kadın, tam bir sınır riâyeti içinde dünyanın en ziynetli, en zevkli, en güzel kıyafetiyle cemiyet meydanında boy gösterebilir. Yoksa asırlar boyu, örtünme emrini çuvala girme şeklinde yorumlayan ham yobaz ve kaba softa elinde kadın, İslâmî mânasını da kaybeder ve âlemde en büyük incelik, en galiz kabalık olarak meydana çıkar. ~•~
Reklam
Türkiye'deki Hayalet
89'a kadar kana, çamura bulamış Avrupa'yı. İspanya'da engizisyon olmuş, Rusya'da çar. Avrupa'dan kovulunca bize sığınmış. Baş tacı etmişiz "bîve-i bâkir"i. Elli yıl düşünce yasaklanmış; îman, suç sayılmış. Bu izm uğruna bütün izm'lere düşman kesilmişiz. Onu her tehlikeden korumak için hapishaneler yükseltmiş, matbaalar kurmuş, mektepler açmışız. Gediklerden sızan her fikir, süngü ile tepelenmiş. Kamuoyu o mâbûdenin şüpheli rakiplerini haklamak için iktidarla elele vermiş. Kanun hiçbir itizâle göz açtırmamış. Kâh Batıcılık olmuş, kâh Batı düşmanlığı. Her izm onun himayesinde sahneye çıkmış. Bu yedi ceddi yabancı âlüftenin dilimizde adı yok. Batı, "obskürantizm" demiş. Obsküratizm kocayıp dermansızlaşınca, surların ardında bekleyen tefekkür, bulanık bir sel gibi boşanmış ülkeye. Beyni iğdiş edilen nesiller büyük bir susuzlukla bu kirli sulara eğilmiş. Ve düşünce, mahiyeti meçhul bir içki gibi çıldırtmış herkesi. Kırk beş milyon, kırk beş milyona düşman kesilmiş. Obskürantizm heyulâsı yok edilmedikçe, herhangi bir diriliş hayaline kapılmak çılgınlık.
Bir insanın anadili gibi, kanun namdır, namustur, nomos’tur.
Sayfa 31 - HÎVDAKitabı okudu
Baba, alçak bir sesle, "Büyükbaba, babasını kendi eliyle gömmüş," dedi. "Bu işi büyük bir soğukkanlılıkla yapmış, mezarını kendi küreğiyle düzeltmiş. Ama o zamanlar bir insanın oğlu tarafından gömülmeye; oğlun da babasını gömmeye hakkı varmış." "Ama artık kanun değişti," dedi John Amca. "İnsan bazen kanuna uymaz," diye yanıtladı baba. "İnsanın kanuna boyun eğlemeyeceği çok zamanlar olur. İnsan bazen kanunu kendisi değiştirmelidir. Şimdi ben diyorum ki, benim kendi babamı gömmeye hakkım vardır."
Sayfa 172 - İletişim yayınları. 2. Baskı.Kitabı okudu
En fena kanun, en iyi kanunsuzluktan daha iyidir.
Sayfa 90
Reklam
Bir ferdin bencilliğe hareketlerini uydurman diğerinin aynı emeline muhalif düşeceği için adalet ve kanunları tesis etmeye lüzum hissolunuyor. İnsanlardan biri kendi bencilliğini kanun tanıtmaya zaman ve zemini uygun buldukça daima her hakikati çiğner... Milyonlarca halkı keyif ve baskısına esir etmekten çekinmez
Sayfa 491
"Hey, Cinder," dedi Thorne mütevazı oturma odasının kapısına doğru ilerlerken. "Buraya en son gelişimizi hatırlıyor musun? İkimiz de çılgın kanun kaçaklarıydık." "Hangarın altında, gizemli bir ameliyatla sayborga dönüşerek beni hiç istemeyen bir aileye verilmemden önce sekiz yıl boyunca koma hâlinde yattığım gizli sığınağı bulduğumuz zamanı mı diyorsun? Evet Thorne. Ah, eski güzel günler!"
Sayfa 287Kitabı okudu
Nihayet önceden söz verdiğim şekilde “cinsel seçilim” konusuna değineceğim. Cinsel seçilimin arkasındaki temel fikir, her türde, cinsiyetlerden birinin, genellikle dişinin, belli kriterlere dayanarak karşı cinsten bir üyeyi çiftleşmek için seçmesi ve bunun tüm türün üzerinde seçici bir baskı yaratıyor olması. Cinsel seçilim erkek kuşların parlak tüylerine, koçların, geyiklerin, keçilerin ve diğer toynaklıların etkileyici ritüelvari düellolarına ve Hummer ciplerin çoğunlukla kısa boylu çirkin erkekler tarafından sürülmesine bir açıklama getiriyor. Kısaca doğal seçilim için cinsiyet fark etmezken, cinsel seçilim aynı cinsiyetten bireylerin üstünlük mücadelesine dayanıyor. Modern dünya adına, meclisin bu gerici ve seksist yaklaşımı yasaklayan bir kanun çıkarmasını öneriyorum.
Çocuklar, insana acıyın! Kendinizden başka kimsede suç aramayın! Eğer yankesici ciğerlerinizi söküp götürmeğe geliyorsa, ciğerlerinizi muayeneden geçirin!.. Ne suçu var, diye.. Kadın, güzelliğini; banka parasını; memur, insafsızlığını; kanun, idraksizi! muayeneden geçirsin!..
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.