Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sonra “Büyük Göç" geldi çattı; İkiçeşmelik'e ve Karataş'a. Bir anda, akıl almaz bir çabuklukla bu iki İzmir semti boşalıverdi. Gece mi gitmişlerdi de biz farkına varamamıştık? Ya da gün ışırken, biz derin uykumuzdayken mi? Bir de baktık; evler boşalmış, insanlar gitmiş.. Ne bulmuşlarsa, onunla... Neye güçleri yetmişse, onunla. Bir anda Coya da, kavrulmuş karpuz çekirdekleri de, sübye de, boyoz da, fırında yumurta da, susam kokulu sıcak sıcak dökülmüş üstü tarçınlı lokma da gitmişti onlarla. Yasef Usta mı? Hayır, o gitmemiş ve kalmıştı. Yine her akşam meyhanesinde biz onunla, o bizimleydi. Yalnız... Şimdi şimdi hatırlıyorum; bir kahır, bir hüzün, bir durağanlık gelmiş, çökmüştü üstüne. Ali Rauf'un Giritli fıkralarına gülmüyor, Ziya Metin’in asla gerçekleşmeyecek tiyatro düşlerine arka çıkmıyor, balıkçı Ali sormazsa, bize bedavadan sardalya ısmarlamıyordu. Sonra o da gitti İsrail'e.
Sayfa 151Kitabı okudu
“Örneğin cennetteyken olağan bir elma yediğini zanneden âdemin başına gelenlere bakın. Sözü geçen meyve tanrının leziz bir eseri olabilir, ancak kimileri âdemin yediğinin elma değil de bir dilim karpuz olduğunu iddia ederler, her iki durumda da çekirdekleri meyvenin içine koyan şeytandır. Bu nedenle de siyahtırlar.”
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
Hayat hiç kimsenin yazmasını istemez. Hayat herkesin yataktan sabahları kalktığı, kravat ve takım elbise giydiği, dokuzda başlayıp beşte biten bir işe gittiği, akşam televizyon karşısında karpuz çekirdekleri ayıkladığı ve böyle mutlu olduğuna inandığı bir yaşam sürmesini ister. Bireyin kendisini yatay akıntıya bırakarak yaşayıp gitmesi son derece kolay ve rahattır. Yaşamını salt yatay boyutla çevrili bir düzende sürdüren çok sayıda insan vardır; buna rağmen, kişi ayırdında olsa da olmasa da insan varlığının dikey boyutu insanı sürekli kendisiyle ilgilenmeye çağırır ve insanın içindeki dikey enerji potansiyeli, üstü tamamen örtülü olsa bile açığa çıkmak üzere bekler, eyleme geçemediği müddetçe kişiyi bu örtük varlığıyla rahatsız etmeye devam eder.
Sayfa 31 - ithakiKitabı okudu
ÇEKİRDEKLERİ ÇÖP TORBASINA KOYMAYIN !!! TEMA VAKFI SESLENİYOR Yeryüzünün aldığı yağmur oranı 10 yıllık aralıklarda artar. Bu sene dünyanın periyodik olarak en çok yağmur alan yıllarından biri olacak, bu nedenle yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, karpuz, kavun, erik vb. meyvelerin çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın, hele çöp poşetlerine
Şarabın tortusu kaldı şişenin dibinde Ekmek dağıldı birdenbire, karpuz çekirdekleri Ölü hamamböcekleri gibi masanın üstünde Sarhoş bile olamadık, tükettik de geceyi Bir horoz öttü, sonra uzun bir sessizlik yine Çöktü yeryüzüne, ayla güneşin kararsızlığından
Şarabın tortusu kaldı şişenin dibinde Ekmek dağıldı birdenbire, karpuz çekirdekleri (...) Sarhoş bile olamadık, tükettik de geceyi Bir horoz öttü, sonra uzun bir sessizlik yine Çöktü yeryüzüne, ayla güneşin kararsızlığından (...) Silkindik bir kez daha bu yitik geceden Uyusak da uyunmaz artık, vakit geç
Reklam
Deli Çay
Çınarlarına kargaların üşüştüğü memleket Sütlü mısırların kebap edildiği Kebap mısır kokusu küllü ateş Yarı olmuş mısır koçanlarının mor püskülünde akşam. Tarlanın kenarında yer yer karpuz çekirdekleri. Çocuklarla beraber aynı rüyayı Çırılçıplak çınarların Bütün ovayı süzen Minare boyu
Sayfa 27 - YKYKitabı okudu
Hayat hiç kimsenin yazmasını istemez. Hayat herkesin yataktan sabahları kalktığı, kravat ve takım elbise giydiği, dokuzda başlayıp beşte biten bir işe gittiği, akşamları televizyon karşında karpuz çekirdekleri ayıkladığı ve böyle mutlu olduğuna inandığı bir yaşam sürmesini ister.
"Hayat hiç kimsenin yazmasını istemez. Hayat herkesin yataktan sabahları kalktığı, kravat ve takım elbise giydiği, dokuzda başlayıp beşte biten bir işe gittiği, akşam televizyon karşısında karpuz çekirdekleri ayıkladığı ve böyle mutlu olduğuna inandığı bir yaşam sürmesini ister. Bireyin kendisini yatay akıntıya bırakarak yaşayıp gitmesi son derece kolay ve rahattır. Yaşamını salt yatay boyutla çevrili bir düzende sürdüren çok sayıda insan vardır; buna rağmen, kişi ayırdında olsa da olmasa da insan varlığının dikey boyutu insanı sürekli kendisiyle ilgilenmeye çağırır ve insanın içindeki dikey enerji potansiyeli, üstü tamamen örtülü olsa bile açığa çıkmak üzere bekler, eyleme geçemediği müddetçe kişiyi bu örtük varlığıyla rahatsız etmeye devam eder."
ÇEKİRDEKLERİ ÇÖP TORBASINA KOYMAYIN !!! TEMA VAKFI SESLENİYOR
Yeryüzünün aldığı yağmur oranı 10 yıllık aralıklarda artar. Bu sene dünyanın periyodik olarak en çok yağmur alan yıllarından biri olacak, bu nedenle yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, karpuz, kavun, erik vb. meyvelerin çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın, hele çöp poşetlerine asla hapsetmeyin. Mümkünse herhangi bir yerde toprağın 10 cm altına gömün. Üzerine de bir bardak su dökün. Gömme imkanınız yoksa bi poşette bu çekirdekleri biriktirip yanınıza alın ( yada arabanıza koyun) arsa, tarla, toprak yol kenarı, yamaç gibi toprağı gördüğünüz alanlara bu çekirdeklerinizi savurun, korkmayın bu çevre kirliliği değildir aksine çevre için yeni hayattır. Doğa hemen o yeni çekirdekleri kucaklar ve besler… Yapacağınız en kötü hareket çekirdekleri poşetlere hapsetmektir ! Bunu yapmayın ve yaptırmayın. Yapılan çalışmalarda doğaya başıboş atılan yada dikilen bu çekirdeklerin en az yarısının yeşerip ağaç veya bitki olduğu kanıtlanmış. En büyük israflardan birisi meyve çekirdeklerinin çöpe atılması, ülkemiz adına küçümsenemeyecek büyük bir servet... Daha yeşil bir ülke için, daha temiz hava için, toprak kaymasını önlemek ve yeni nesillerimize yeşil bir dünya bırakmak için hep birlikte elimizden geldiğince meyve çekirdeği gömelim, savuralım, fırlatalım… Bu uygulama TEMA tarafından başlatıldı ve bilinçli toplum olarak bizlerin desteklerini bekliyor, Doğaya yardım etmek, gelecekte etrafımızı saracak beton ve gökdelenlerden alamayacağımız oksijeni karşılamak için bile bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır. Poşete koymadığınız her çekirdek için şimdiden teşekkürler... Kaynak: Tema Vakfı
Reklam
Medeniyet farkı
Ecnebi hanım, küçük bir nefes aralığı bırakıp elindeki yelpazeden yüzüne iki esinti gönderip devam etti: "Bir de yere yaydığınız harikulade işlemeli halılar, kilimler ve yaygılar var tabii. Saygıdeğer hanımefendiciğim, sahi üzerine karpuz çekirdeklerini tükürmeden nasıl muhafaza ediyorsunuz onları?" "Yoksa siz çekirdekleri halılara mı tükürüyorsunuz?" "Kadınlar ve hizmetçiler değil, ama erkekler isterlerse tükürebilirler." "Neden sizin erkekleriniz kadınlardan üstün mü?" "Hayır, buradakinin tam aksine bizde erkekler daha az çalışır, evin kazancını çok zaman kadınlar getirir,"
Sayfa 319 - Kapı yayınları - 2009Kitabı okudu
Karpuz çekirdekleri filizlenmedi gitti, bayramdan kalma çikolata da bitmek üzere... Sizler de iyisinizdir inşallah...
"... cennetteyken olağan bir elma yediğini zanneden Âdem'in başına gelenlere bakın. Sözü geçen meyve Tanrı'nın leziz bir eseri olabilir, ancak kimileri Âdem'in yediğinin elma değil de bir dilim karpuz olduğunu iddia ederler, her iki durumda da çekirdekleri mevyenin içine koyan şeytandır. Bu nedenle de siyahtırlar."
Sayfa 168 - Kırmızıkedi Yayınevi, 13. BasımKitabı okudu
Hayat hiç kimsenin yazmasını istemez. Hayat herkesin yataktan sabahları kalktığı, kravat ve takım elbise giydiği, dokuzda başlayıp beşte biten bir işe gittiği, akşam televizyon karşısında karpuz çekirdekleri ayıkladığı ve böyle mutlu olduğuna inandığı bir yaşam sürmesini ister.
Sayfa 27 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Hayat hiç kimsenin yazmasını istemez. Hayat herkesin yatak­tan sabahları kalktığı, kravat ve takım elbise giydiği, dokuzda başlayıp beşte biten bir işe gittiği, akşam televizyon karşısın­ da karpuz çekirdekleri ayıkladığı ve böyle mutlu olduğuna inandığı bir yaşam sürmesini ister.
68 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.