Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
°•○● Eğitimi sadece bir kavrayış becerisi ve hafıza işi olarak görmek,egitimin anlamına dair çok yetersiz bir bakış açısıdır
Sayfa 36 - ZeplinKitabı okudu
"İdeolojileri anlamak, aynı anda hem geçmişi hem de şimdiyi derinlemesine kavramaktır ve böylesi bir kavrayış özgürleşmemize katkı sağlar."
Reklam
SADECE VE SADECE DETERMİNİST BİR KAVRAYIŞ, HAYAL EDİLEBİLİR OLAN HER ŞEYİ ÖZGÜR İRADEYE YÜKLEMEKSİZİN DOGRU VE GÜÇLÜ BİR DEGERLENDİRME YAPMAYA İZİN VERİR. BENZER ŞEKİLDE TARİHSEL GEREKLİLİK DÜŞÜNCESİ DE BİREYİN TARİHTEKİ ROLÜNÜ HİÇBİR ŞEKİLDE AZALTMAZ: TARİH TAMI TAMINA, HİÇ ŞÜPHESİZ AYRI AYRI KİŞİLİKLERİ OLAN BİREYLERİN EYLEMLERİNDEN OLUŞUR.
"Zavallı oğlunuz bir hemofili hastası, kanında bir şey eksik. Sizde ise bazı hassas duygular olmasına rağmen başka bir eksiklik var; Bir nevi içgüdü, kavrayış diyebiliriz. İnsanın içinde en muhtaç olana yardım etme, ona saygı duyma hissi yaratan bir kavrayıştan mahrumsunuz."
Her yaştan kadınların ve mücadelemizde bize destek veren erkeklerin bu hakların neden önemli olduğunu görmeleri için, "üremeye dair haklar" başlığı altında yürütülecek kapsamlı bir tartışmanın yapılması gerekiyor. Bu kavrayış, bizim, üremeye dair haklan tüm kadınlar için bir gerçeklik olarak koruma sözümüzün temelidir. Özgürlüğümüzü korumak ve sürdürmek için, üremeye dair haklara feminist bir şekilde odaklanmaya ihtiyaç vardır.
Sayfa 44 - bgst yayınları
“ Algılama... Anlık bir aristokratik kibir... Sonra farkındalık... Teklif edileni kavrayış...”
Sayfa 232Kitabı okudu
Reklam
Evet, bütün yaptıkları bu kadar. Bir insan alıp kopyasını çıkarıyorlar. Gerçeğe uygun oluyor diye övünüyorlar. Ama, hayat ne oluyor? Eserlerinde o yok işte, dünyayı kavrayış, insanlığı gerçekten anlayış yok. Boş şeylerle övünüyorlar. Hırsızları, düşkün kızları, yolda yskalayıp hapse atar gibi edebiyata sokuyorlar! Nerede sanatkarın gizli gözyaşları; kaba, zalim, alaycı bir gülüş!
“İnsan nedir?” sorusu felsefenin en çok sorulan ve en çok üzerinde düşünülen sorusudur. Bu sorunun üzerine eğilmeden önce Farabi’nin insanın nasıl olması gerektiğine bakmamız gerekiyor. Farabi insan için şöyle der: “İnsan ilmi aramakla mükelleftir. İlmi bulmak, onu öğrenmek ve onu anlatmak zorundadır.” Bunun üzerinden insanı ele alırsak, insan bilmeye muhtaçtır. Bilmeyen insanın aklı ve ruhu boştur. İlimsiz bir insanı hayvandan ayıran fazla özelliği de yoktur. “İnsan ilme aç olmalı ve kendini ilimle doyurmalıdır.” Thales, “İnsan araştıran bir hayvandır” derken, Sokrates, “İnsan, sorgulayan bir hayvandır” der. Aristo ise “İnsan düşünen bir hayvandır” der. Batılı filozoflar hayvan benzetmesi yaparak hayvan ve insan arasındaki çizginin fiziksel özellikler değil tamamen düşünce yapısı ve kavrayış ile alakalı olduğunu söylerler.
Kavrayış ve kuramsal anlayış, varoluş için verilen mücadeledeki yaşam güdüsünün şiddetinin, sahip olma ve keyif al­maya yönelik kışkırtılan arzuların ve anlık tutkuların yanında pek zayıf kalır.
Ama genel olarak yaşamımızda, bir dağ gezgininin karşılaştığı durumla karşılaşırız: Gezgin yolunda ilerledikçe, nesneler uzaktan görüldüklerinden farklı biçimlere bürünürler ve onlara yakınlaştıkça âdeta değişirler. Özellikle arzularımızda durum böyledir. Çoğu kez, aradığımızdan bütünüyle başkasını, hatta daha iyisini buluruz; aradığımız şey de çoğu kez başlangıçta boş yere koyulduğumuz yolun götürdüğünden bütünüyle başka bir yerdedir. Özellikle, hazzı, mutluluğu, neşeyi aradığımız yerde, onların yerine ders, kavrayış ve bilgi; geçici ve görünüşteki bir mülkün yerine, kalıcı, sahici bir mülk buluruz.
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Her büyük bilimsel sonuç, sezgisel bir kavrayış içeriyordu.
Kalbinize ve başınıza kök salmış bir içtihadı* söküp atmak hemen kabil olamazdı. *içtihad:özel görüş,kavrayış
Sayfa 62 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Toplumumuzda, olup bitenleri en iyi bilenler, aynı zamanda dünyayı olduğu gibi görmekten en uzak olanlardır. Genellikle, kavrayış ne denli fazlaysa, yanılma da o ölçüde fazladır.
Sayfa 233Kitabı okudu
İnanırsa inandığına inanmıyor, inanmazsa inanmadığına...
Sürekli şüpheyi yaşayan günümüz insanı sanıyorum irfan dediğimiz kavrayış yüksekliğini de gitgide kaybediyor.
Dünya epey zamandır kalitesizlerin "elen(e)mediği" bir süreç yaşıyor. Kavrayış hızı ve duyarlık düzeyi yüksek erdemli bireyleri zor günler bekliyor sanki. Oysa bu (mümtaz) kitle "ortalamaya" mecbur edilme zilletine düşmemeliydi. Hâlâ bir şeyler yapılabilir mi bilmiyorum. Üzgünüm.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.