Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir insana tavsiyeler
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece. 7.
Sayfa 261Kitabı okudu
Kelimelerini silah olarak kullanmayı öğren çünkü kelimeler yumruktan daha güçlüdür.
Sayfa 401Kitabı okudu
Reklam
‘Öldüğünde geriye yalnızca kelimeler bırakmak isteyen ince ve zarif bir adamsın…’
Sayfa 365Kitabı okudu
Hayaller ve kelimeler rüyadaki anlamlarını hemen kaybettiler.
Bunun üzerine Âdem rabbinden bazı kelimeler aldı (bunlarla tevbe etti); rabbi de onun tevbesini kabul buyurdu. Şüphesiz O, tövbeleri kabul buyuran ve rahmeti sınırsız olandır.
Bakara - 37Kitabı okuyor
Reklam
İnsan, kelimeler olmadan kendine yetebilmeliydi.
Lügatini açıyorum sevdanın Kelimeler ıslak bakışlarıyla Senden yana çevirmiş gözlerini Şairler de bilmiyorlar, ne garip Yazdıkları şiirlerde imgeler Sana doğru salıyorlar geceyi
“Kelimeler, Yalnızlığı unutturdu ve Yalnızlık, Kelime ile birlikte yaşadı insanın içinde. Kelimeler, Yalnızlığı anlattı ve Yalnızlığın içinde eriyip kayboldu. Yalnız Kelimeler acıyı dindirdi ve Kelimeler insanın aklına geldikçe, Yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu.”
Adını söylemek istemiyorum Her hecesi amansız bir kor dudaklarımda Her harfine yıllardır şimşeklerle yarıştım Zindanlara karıştım, ölümlerle tanıştım Adını söylemek istemiyorum Rüveyda dediğim zaman Anla ki, senin için yürüyor kelimeler Çığlığımın atardamarlarından
Reklam
"Kelimeler, onlara yaptırmak istediğiniz işleri her zaman beceremezler. O yüzden müzik vardır. Kelimelerin boşa çıktığı zamanlar için."
ironi
Onun fikrince Türkçe: "Arapça, Acemce, Frenkçe, Almanca, Rumca, Latince" lisanlarından mürekkep mükemmel bir lisan olmalıydı. Ecdadımız Arapça, Acemce kaideleri çok kullanmışlardı. Her ne kadar bunlar konuşulan lisana geçmemişse de hükümet şimdiden sonra gayret ederek, ahaliyi cebrederek pekâlâ geçirebilirdi. Fakat bu Arapça, Acemce kaideler Türkçe kelimelerde de kullanılmalıydı. Meselâ "evimin kapısı" denecek yerde Farisî kaidesiyle "kapıyı evim" denilmeliydi. Sonra Türkçeye birçok Frenkçe kelimeler de girmişti. Bu zavallı kelimeler için hiç olmazsa lütuf makamında birkaç Fransızca gramer kaidesi kabul etmemek en büyük bir haksızlıktı. Öyle ya, Arapça, Acemce kaideler vardı. Niçin Frenkçeler için olmasın? Meselâ niçin "istasyon direktörü" denilmeliydi? "Direktör dö stasyon" en haklı en mantıkî bir telaffuzdu.
Sayfa 113 - İnkılap YayıneviKitabı okuyor
“HARESE” nedir bilir misin oğlum ?
Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım. Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürürde yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparıp çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Böyle yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doymaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. BUNUN ADI HARESEDİR. HIRS, İHTİRAS, HARİS gibi kelimeler burdan gelir.
Gerçek dağılıp parçalarına ayrıldıkça bilinç de kendinden şüphe eder hale geliyor öte yandan. İnsan kendi bilinciyle oynuyor, kelimeleri değiştiriyor, şu kelimenin yerine bunu, bunun yerine şunu söylediğinin farkına bile varmıyor. Ama değiştirilen kelimeler gerçekleri değiştirmiyor. İnsanın yaşadıklarına sahtelik hissi veren şey de bu, dilinin ucuna gelenler yerine bambaşka şeyler söylemek.
Sayfa 70
İnsan sonradan taşımakta zorlanacağı, bir anıya dönüşecek sözleri belki de hiçbir zaman sarf etmemeliydi. Ben de öyle yaptım. Içimden başka, ağzımdan başka kelimeler çıktı.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.