yalnızlık, çaresizlik, delirmek, ölmek isteyecek kadar acı çekmek, aylak?... tanımlarını az çok bildiğimiz kelimeler olsa da bu kitapta bence farklı bir yorum çıkarılacak kelimeler olduğunu düşünüyorum.
osamu dazai'yi az çok tanımak için ideal bir kitap ve benim de dazai'ye ait okuduğum ilk kitap olduğu için şanslıyım çünkü kişiliğini kendi kafamda biraz da olsa canlandırdım.
kitap çocukluğuna dair ve yazarlığa attığı ilk adımları anlatıyor bu yüzden tam olarak nasıl yorum yaparım bilmiyorum ama güzel bir anlatım dili vardı kafamda sözcülerde karışmadı ve bir çok duyguyu hissettim.
dazai hakkın da birazcık yorum yapacak olursam da
"çiçeğinden dökülmüş bir yaprak gibiydim" o gerçekten düşünceleri fikirleri ile güzel bir çiçek ve sadece sulamayı unutmuşlar diyebilirim. yaşadığı olaylar ve kafasında ki kararsızlıklar ile yalnız kalmak insan için çok farklı bir acıdır ve bu acıyı fazlasıyla yaşamış gibi hissediyorum.
kitapta en sevdiğim cümlelerden biri de "her iyiliğin için özür dilemelisin. hiçbir şey bir başkasını iyilik kadar incitemez." oldu.
"ancak hayat, drama değildi. kimse ikinci perdede olacakları bilmiyor." dazai bir çok ikinci perde yaşamış biri gibi ve hayat yolculuğunun kalan kısmını merak ediyorum tıpkı kendi hayatımdaki diğer perdelerin arkasında kalan gizli yaşantılarım gibi...
dazai'nin hiç bir kitabını okumadıysanız onu tanımak için bu kitap ile başlamanızı öneririm tabi daha diğer kitaplarına bakmadım ama bu kitabı sevdiğim ve okurken de zevk aldığım için seve seve öneriyorum.
İnsan, aktarılamayan Kelam’ın sonsuz Vecdi içinde yalnızca kendini dinlemeliydi; kendi sensizlikleri için kelimeler ve sadece kendine ait pişmanlıklar için işitilebilen akortlar uydurmalıydı.
Bugüne kadar shakespeare’in okuyup da beğenmediğim bir kitabı yok ama maalesef sahnede izlerken gerçek oyuna sadık kalınmadığını görünce üzülmüyor değilim. Kitaplarını okumanın beyne ve ruha iyi geldiğini düşünüyorum. anlatımlarında kullandığı ezber dışı kelimeler, öncesiz olaylara istinaden dokundurmalar, duruma istinaden de göndermeler ve olay kurgusuyla tekrarlanan terimler nedeniyle beyinleri zorladığından dolayıdır ki hem düşündürür hem de kendine hayran bıraktırır. Romeo ve Juliet’i ise birkaç kelimeye indirgeyebilmek pek mümkün değil zira dünyanın en iyi drama oyunlarından biri olarak anılır. Böyle bir kitabı betimlerken kullanılacak kelimeler de yetersiz kalacaktır. Dili kullanış biçimi, cümleleri ve şiirleri insanı kolaylıkla hakimiyeti altına alıyor ve etkiliyor. İnsan fıtratına dair duyguları işleyişi ve bu işleyişi bir mücevheri işler gibi kendine özgü ve özenle yapması bu eseri unutulmaz kılıyor. Zaten yazarı da; goethe, schiller ve victor hugo gibi kendisinden sonra gelen yazarlar usta kabul etmişlerdir. Ayrıca bu kitap dışında sonlerini okumanızı da kesinlikle tavsiye ediyorum.
İyi okumalar (:
Romeo ve JulietWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202260,2bin okunma
Merhaba Bugün Hüseyin Nihal Atsız'ın Ruh Adam kitabından bahsetmek istiyorum.
Yazarımız kitabın girişinde bizi Uygur masalıyla karşılıyor. Bu kitaba güzel bir başlangıç havası katmış. Okurken sonlarına doğru masal ile kitabın işleyişinin bağını kuracaksınız. Kitap başta bilinen bir tarihi roman havasıyla başlasa da ilerleyen kısımlarda
Bir çift terapisti olan Dr. Chapman, danışanlarıyla olan tecrübelerinden yola çıkarak sevgi dilleri üzerine oldukça faydalı bir kitap yazmış. Her birimiz bir anadili konuşucusuyuz ve yabancı bir dil bilmediğimiz takdirde kendi dilinden başka bir dil bilmeyen diğer anadil konuşucularıyla iletişim kuramıyoruz; işte sevgi dillerinde de durum benzer şekilde işliyor. Sevgimizi kendi sevgi dilimizde ifade etmeye meyyal oluyoruz ama karşı taraf bizimle aynı sevgi dilini konuşmuyorsa iletişim kuramamış oluyoruz. Chapman sevgi dillerini kaliteli zaman geçirmek, hizmet eylemleri, onaylayıcı kelimeler, hediye ve temas olmak üzere beş başlıkta incelemiş. Baskın sevgi dilimizi tespit etmemiz ve bu dillerde nasıl konuşacağımızı, sevgimizi nasıl dile dökeceğimizi de örneklerle açıklamış. Bu noktada sahiden yol gösterici bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Beni rahatsız eden husus, sevgi dillerinin sadece eşler arasındaki hâlini görmemizdi. Ancak bir çift terapistinin kendi tecrübelerini aktardığını göz önünde bulundurursak bu oldukça doğal. Sevgi dilleri yalnızca eşler arasında değil, içinde sevgi barındıran her ilişkide iletişimi sağlayan araç oluyor; ebeveyn ile çocuk, arkadaşlar gibi. Kitabı genel olarak beğendim; kolay okundu ve bana kattığı şeyler oldu. İnsanlarla iletişimimde konuşacağım diller hususunda daha dikkatli olmam gerektiğini kavradım.
Beş Sevgi DiliGary Chapman · Koridor Yayıncılık · 20127,9bin okunma
Yasin börü ve Arkadaşlarını hunharca katleden PKK neye ve kime hangi amaçla hizmet ediyor?
Deaş adı altında Güney Doğu bölgesinde katliamlar yaptı.
Özelde de HÜDA-PAR gönüllülerine.
Bazı ölümler sessizdir bir, kurşun sıkarsın.
Peki, ya Yasin Börü, Hasan Gökguz, Riyad Güneş ve Ahmet dakak'a yapılan işkencelerin ve katliamın tarifi bile yapılamıyor. Kelimeler yapılan zulmü tarif etmekte aciz...
Kalemde mürekkep yerine kan akıyor ama yine Yasin'ime yapılan işkenceyi anlatmaktan aciz kalıyor.
Tarihin hiç sahnesinde böyle bir vandallık görülmemiş ve yaşanmamış.
Ey! Tarih gizli saklı ne işkenceler varsa getir önüme bakayım, bakayım da Yasin'ime ve kardeşlerime yapılan böyle bir vahşilik varmı?
Bu kitabı okurken yutkundum ve 6-8 Ekim olayları gözlerimin önünde canlandı. O Çığlık sesleri, bağırşmalar, silah sesleri, eteşin kokusu, dumanlar ve yakılan bedenlerin kokusu...
Ya Rabbi! O gün nasıl bir gündü ne zaman geçiyordu ne zulüm bitiyor...
PKK tarihi zulüm ve katliamlar tarihidir.
Adı YasinMeryem Varol · Dua Yayıncılık · 202258 okunma
Cemile
Kitabı beğendim, okunmasını tavsiye ederim.
Bu aslına inceleme yazısında çok özetli inceleme oldu. O yüzden çokça spoiler içermektedir. Kendime not olarak yazıyorum bunları.
Cengiz Aytmatov'dan yine okunası bir eser. Kısa, öz, yöresel ama konu itibariyle evrensel bir eser.
Kitapta Kırgız geleneklerini, akrabalık ilişkilerine
Şunu söylemeliyim ki kitabın yazarı en sevdiğim bookstagramlardan biridir.Bu yüzden kimseye bir nefret olarak anlaşılmasın bu inceleme.Potansiyel spoiler içerir.Ayrıca konudan da bahsetmeyeceğim.
Ana karakterimiz Victoria Sirius İmparatorluğu’nun prensesidir.Bu kızımız bir tür lanetle doğuyor.İşte ailesi de bunu bir zindana kapatıp onu
Her şeye bir yağmur bulmakta üstüme yoktur
Kalbime yalnızca kasvet yağan şehirlerde
●
Yalçın Ülker ●
Yeni yazarları-şairleri keşfetmeyi ve okumayı seven birisiyim. Tesadüf eseri karşıma çıkan yazarı hakkında en ufak bir fikrim olmadan aldığım bu şiir kitabını severek okuduğumu söyleyebilirim.
Hayata ve insana dair anlamlı düzenlerim bulunduğu.
SPOİLER İÇERİR
Uzun zamandır beni böyle sarsan bir kitap okumamıştım. Yeşil Gece, Reşat Nuri'nin okuduğum üçüncü kitabı oldu. Öncesinde Acımak'ı çok beğenmiş, Yaprak Dökümü'nü ise orta düzeyde bulmuştum. Ancak Yeşil Gece beni öylesine etkiledi ki onu okumuş olduğum en iyi romanlar arasında hatırlayacağım. Romanın başkahramanı Şahin
Ama gitme, Lavinia 2
Elif Öner
Seri tamamlandı
#kitapyorumu
İlk kitapta Leyla ve Baran karakterin aralarındaki çekimin hatta bu iki karakteri çok ısınamamıştım, ilk yorumum da bahsetmiştim, ilk kitaptaki o soğukluk 2. Kitapta Leyla ve Baran karakterinin arasındaki o çekimle birlikte bayağı ısındı diyebilirim. Baran'ın Leyla'yı sevmesi güzelim gibi kelimeler kullanması o kadar güzel bahsedilmişti ki böyle okudum. İlk kitaptaki Baran daha katı bir karrakterdi sanki? Ama 2. Kitapta ki Baran daha yumuşaktı, Leylasına kavuşunca tabi Gökçe neydi ya öyle çok sinirlendim şahsen ben 'toplantı sırasında bi anda gitmesi? Baranın buna sinirlenmesi vs.' orada Leyla'ya birlikte ufak çaplı bir sinir patlaması bende yaşadık. Ama o Gökçe bilerek yapıyordu eminim neyse genel anlamda ilk kitaptaki betimlemelerden hiç böyle iz yoktu diyebilirim hatta hiç betimleme de yoktu diyebilirim, beni böyle sıkacak bir betimleme yoktu, bu çok iyiydi kitabı hemen hızlıca bitirmeme sebep oldu. Canım yazarım özlemimizi giderdiği için de buradan yazarımıza çok teşekkür ediyorum ve yeni kitabının daha çabuk çıkmasını istiyorum. Cemre düştü kurgusunu çok merak ediyorum, onun kitabı olmasını deli gibi istiyorum. Yan boyaması kapak tasarımları ve ayraçları mükemmel ötesi idi ben bayıldım. Wattpadde yazdığı Cemre düştü kurgusu lütfen raflara gelsin çünkü deli merak ediyorum, Wattpadde okumadığım için bence hemen kitabı olsun her şey için çok teşekkürler herkesin emeğine sağlık
Hayatımda ilk defa genç/yetişkin romantik kitaplar aldım ama bu kitap romantik değil resmen erotikdi. Yani her sayfada "kıç" tarzı kelimeler vardı. Ne kurgusu güzeldi ne hikayesi hiçbir şeyini beğenmedim. Karakterler aptaldı.
Bu kadar kötü olmasını beklemiyordum sevenler acaba neresini sevdiler çok merak ediyorum.
Kitaptaki tek güzel yer çocukluk halleriydi ki oralar da çok kısaydı 3 puanı hakettiğinden bile emin değilim ama 3 verdim. Kitabı tavsiye etmiyorum zaman kaybı.
Update: Puanı 4 e çıkardım
Kitabı beğendim ama yani çok da güzel değil. Kitabın türü fantastik lakin hikayede aşk çok fazla ön planda. Ben de böyle olmasından çok hoşlanmam, genellikle hem aşk hem fantastik yanları aynı beraberlikle olsa kitapda bence çok daha güzel olurdu. Çok fazla fantastik okuyan birininde bu kitabı beğeneceğinden şüphüleyim, dediğim gibi fantastik yanı zayıf kalmış gibi. Ben yine de beğendim çünki daha yeni-yeni fantastik kitaplara başladım. Kitapda öğrenmeniz gereken karışık bir evren yok. Ateşe başlarda çok fazla gıcık olsam da sonlara doğru düzeldi yoksa kitabı bırakmama az kalmıştı. Son yaptığıyla birlikte artık kendisini seviyorum. İkinci kitabı'da okumak için sabırsızlanıyorum, çok iyi bir yerde bitdi. Kitapda her kesi rahatsız eden eski türkçe kelimeler beni rahatsız etmedi hatta bence oldukça mantıklı. Çünki ölen insanlar çok önceden, geçmiş zamanda ölmüşler, günümüz kelimelerini çok fazla kullanmaları çok mantıklı olmazdı. Kitabın dili de çok sade ve akıcı. Eğer reading slump'daysanız bu kitap size iyi gele bilir. Kitabı fantastik okumaya yeni başlayan, hem aşk hem fantastik isteyenlere önere bilirim.