Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evanjelist inancına göre Hz.Musa'nın 90 cm'lik bronz ve pirinç yılan figürü, (Yılan, Yahudi Kralı Hezekiah tarafından M.Ö.714'te kırılarak üç parçaya bölündü.) Babil'de Dakkuri adında bir Keldani rahibin liderliğindeki rahipler grubu üç parça halindeki bu yılanı Babil Coğrafyasının (ORTADOĞU) üç ayrı noktasına saklamıştır. * Yılan figürü, hem Yahudier, hem Evanjelistler ve hem de ezoterik örgütler için büyük önem arz etmektedir. * Bugün MOSSAD, ABD Ordusu ve EZOTERİK Örgütler Irak'ta Hz.Musa'nın yılan figürünü arıyor olabilir mi? (Irak'ta Babil kalıntılar ve eski eser, ören yerleri kazılmakta, hallaç pamuğu gibi atılmaktadır. Güncel haberlerden de takip edebilirsiniz özellikle İSİD örgütünün yaptıklarını ki bu örgütün kimler olduğu da ayrı bir mevzudur.) * Ancak bir hususu net belirtelim ki; Mesih ve Mehdi'nin geleceği kesinlikle gerçeği yansıtmamakta, Kur'an ayetlerinde böyle bir hüküm yer almamaktadır. * İlahiyat Profesörü Bayraktar Bayraklı da şöyle söylüyor: "Günümüzde bahsedilen "Deccal çıkacak" , "Hz. İsa inecek" gibi kıyamet alametleri bir HURAFE'dir.
Sayfa 305306Kitabı okudu
480 syf.
9/10 puan verdi
Bu roman için "Livaneli çok siyasi yazmış!" eleştirilerine hayretler içinde kaldığımı söylemeliyim. Elbette öyle! Kanımca her sanatçının bir siyasi kimliği olmalı. Sağcı, solcu, hümanist, komünist, milliyetçi, vs. mutlaka bir "-izm"den etkilenmiş, bir ve/veya birkaç felsefi akımı özümsemiş olmalı ki toplumu ileriye
Konstantiniyye Oteli
Konstantiniyye OteliZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202018,4bin okunma
Reklam
139 syf.
10/10 puan verdi
Bu kitabı okumama vesile olan İzmir 1000Kitap ekibine teşekkür ederim. Edebiyatla felsefe el ele verirse böyle muhteşem bir yapıt çıkıyor ortaya. İnsan dünyayı ve yaşamayı hakediyor mu? Tanrı, tanrılığı hakediyor mu?, Dinler tarihindeki kadim mitler nasıl oluştu, kimler tarafından hangi dersler verilmek isteniyor? Tuhaf bir ironiyle ve cesaretle yazılmış kitap, bir çok dini konuyu sorguluyor ve sorgulatıyor. Anlatım ve kurgu çok başarılı, kesinlikle çok keyif alarak okudum.
Kabil
KabilJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201811,2bin okunma
353 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Mina Urgan'ı 80'li yaşlarında anılarını ve ardından gezilerini yazana kadar tanımazdık pek. Iyi ki de yazmış. Türk edebiyatında Fecr-i Ati topluluğunun önde gelen ismi Tahsin Nahid'in kızı. Babası genç yaşta vefat edince annesi Falih Rıfkı Atay ile evlenir. Böyle bir ailede zamanın neredeyse bütün edebiyatçılarının bilmediğimiz, kitaplarından öğrenemeyecegimiz yönlerine tanık olur. Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Nazım Hikmet, Aziz Nesin ve daha kimler... Mizahi üslubu, akıcı anlatımı ile keyifle okuyacağınız otobiyografik anı tarzında bir roman denilebilir. Eserlerini okuduğunuz sanatçıları başka gözle öğrenebilirsiniz.
Bir Dinozorun Anıları
Bir Dinozorun AnılarıMina Urgan · Yapı Kredi Yayınları · 202211,3bin okunma
Muzaffer İzgü (29 Ekim 1933 - 26 Ağustos 2017)
Telsizler hemen çalıştı: “Konuk, ayı avlamak istiyormuş!” Konuk ki ne konuk, en büyük devletin en büyüklerinden… O büyük devletle öyle sıkı fıkıyız ki, kardeşten öte. Ne buyurursa o büyük devlet,biz hemen yerine getiririz, bir dediklerini iki etmeyiz; babamız, ağabeyimiz gibi bir devlet işte. Bu koskoca dost devletin, koskoca büyüğü, ayı
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Soluksuz okuyacağınız doğru. Dizi izliyormuşsunuz hissi veriyor. Londra, İstanbul, Fırat Nehri arasında gidip gelirken, arada bir Kürt arada bir Türk oluyorsunuz. Şafak, feminist duygularını sıkça serpiştirmiş aralara. Töre cinayeti, ailede erkeğin sözü, annenin evlatları arasında erkeği kayırması, kadın olan insanın seçememe özgürlüğü... Erkeğe verilen söz hakkının kadının sırf kadın diye elinden alınması. Yabancı ülkede göçmen olmanın zorluğu. Sevgi olmadan kurulan ailelerin beklenen / beklenmeyen sonları, kitap`da işlenen konulardandı. Dikkat çeken nokta, karekterlerin seçilmesiydi. İskender`in çılgın, vurdumduymazlığı, kabadayılığı ne kadar varsa Yunus`un sakinliği, dürüstlüğü o kadar çoktu mesela. Adem`in babasını yazarın iki yere - Sarhoş ve Ayık olan diye ayırmasını sevdiğimi söylemek isterim. Okurken tüm karakterlerin ağzından kendilerini okuyorsunuz. Bu da kitabı başka boyutlara taşıyor. Yeni bir hikaye... Yeni nefes... Yeni macera... Esas hikayeden uzaklaşmadan, dönüp dolaşıp ona döneceğinizi bilerek... Fakat, sevmediğim kısımlarda olmadı değil. İlk başlarda hikayenin farklı tınısı beni kendine çekse de sonu bir o kadar aynı diye uzaklaştırdı. Yazar, şaşırtmaca yapıp sonu böyle kapatmak istemiş olabilir ama sonu benim için hayal kırıklığı oldu. Nedenini henüz bilmiyorum. Belki kitabı daha yeni kapatıp, yorum yazdığım için olayların etkisinde kalmış olabilirim. En azından sade bitirmemesini temenni ederdim. Kimler içinse sade olmayabilir ama benim için oldukça basitleştirilmiş sondu. Yine de okumaya değer kitap olduğunu belirtmek isterim Keyifli okumalar :)
İskender
İskenderElif Şafak · Doğan Kitap · 201119,1bin okunma
Reklam
424 syf.
6/10 puan verdi
İki kardeşin birbirlerinden ayrılışın hüzünlü hikayesi..Hiç istemedikleri halde ayrılmak zorunda kalan küçük Peri ve kardeşine fazlasıyla bağlı Abdullah.Hangi sebep geçerli olabilirdi onları ayırmaya?Böyle bir ayrılığa kimler sebep olmuş olabilirdi?Bu şekilde başlayan ve okuyucuya çok şey vaat eden bir roman olmasına karşın olaylar bazen çok kopuk gelebiliyor.Temel kahramanları kaybedebiliyorsunuz satır aralarında.Çok farklı karakterlere ve olaylara uzanabiliyor hikaye.Her ne kadar çok farklı kişileri alsa da içine sonu yine Minik Peri ve Abdullah'ın hüzünlü hikayesi ile son buluyor.
Ve Dağlar Yankılandı
Ve Dağlar YankılandıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 202234,8bin okunma
Şehir ve Köy Edebiyatı Dünya edebiyatında bir “şehir” ve “köy” tasnifi yoktur. Edebiyat bir memleket bütünü, hatta daha geniş manasıyla bir dünya ve insan bütünü ihtiva eder. Büyük dünya romancılarının (Tolstoy, Dostoyevski, Balzac, Flaubert, Maupassant, Zola, Proust, Mauriac, Sagan, Thomas Mann, Huxley, Maugham, Cronin, Steinbeck, Hemingway ve
118 syf.
9/10 puan verdi
·
18 günde okudu
İçimizdeki Şeytan: Bu bölüm hepimizin bildiği Sabahattin Ali'nin eseri içimizdeki şeytanı anlatıyor. İlk olarak eseri özet olarak anlatıyor. Sonra kitapta ismi geçen kahramanların gerçek hayatta kimler olduğunu belirtiyor. Sabahattin Ali ile birlikte geçirdikleri okul yaşantılarından falan bahsediyor. Son bölümde ise Atsız Sabahattin Ali'ye ikimizden birisi ortadan kalkıncaya kadar vuruşalım diyerek meydan okuyor. En Sinsi Tehlike: Sabahattin Ali'ye satışmalarla başlayan bölüm Nazım Hikmet ile devam ediyor. Nazım Hikmet hakkında yazdığı yazılardan bahsediyor. Nazım Hikmet ve benimsediği yol hakkında yorumlar yapıyor. Nazım Hikmet'ten bahsederken Nazım Hikmetof Yoldaş olarak bahsediyor. Namık Kemal, Ahmet Haşim, Peyami Safa, Hamdullah Suphi gibi isimler bu bölümde isimi geçen yazarlardan. Hesap Böyle Verilir: Türklükten bahsedilen bir bölüm. Reha Oğuz ile aralarında geçen olaylara verilen cevaplar var. Ziya Gökalp ismi bazı kısımlarda ele alınıyor. Meraklı okurların bir çırpıda bitirebileceği eser. Bazen anlamını bilmediğim kelimelerle karşılaştım. Sabahattin Ali okurlarının okumasını tavsiye ederim. Atsızı fazla tanımam ama kalemiyle verdiği cevaplar hoşuma gitti. Tarafsız gözle okumanızı tavsiye ederim.
İçimizdeki Şeytan, En Sinsi Tehlike, Hesap Böyle Verilir
İçimizdeki Şeytan, En Sinsi Tehlike, Hesap Böyle VerilirHüseyin Nihal Atsız · İrfan Yayınevi · 2015541 okunma
‘’Avrupa sermayesinin istilasının neticeleri bu kadar mı? Hayır efendiler, hayır! Bu istiladan dolayı Osmanlı ülkesinde küçük ve orta sanayi hemen hemen kalmadı; Avrupa sermayesiyle temasa gelen şehirlerimizde esnaf adeta kayboldu, dokumacılar peştemalcılar, saraçlar, çadırcılar, kazancılar, kılıççılar,kaşıkçılar, fincancılar, tarakçılar… daha ne bileyim ben, Evliya Çelebi merhumun saydığı birkaç yüz sanat esnafının bugün mesela kaçı mevcuttur? Hele bu gidişle yarına kaçı kalacaktır. Avrupa büyük sermayesi, yani Avrupa fabrika sanayi bunları devamlı öldürüyor.Zanaat böyle! Yerlilerde büyüyecek ticaret olsun kaldı mı? Meddah hikayelerinden, ortaoyunlarından öğrendiğimiz Bedestaniler, Asmaaltı ve Mısır Çarşı tüccarları şimdi nerededirler? Eskiden Mısır’a, Tunus’a,hatta Hint’e gemi donatan büyük İslam tacirlerinin yerlerinde bugün kimler var? Yabancılar! Yerli ticaretini de Avrupa büyük sermayesi, Avrupa banka ve şirketleri bitirdi. Bugün şurada gördüğümüz iki üç Osmanlı tüccarı da, nihayet Avrupa sermayedarlarının komisyoncu ve tezgahtarı mesabesindedirler. Avrupa sermayedarlarının fabrika mamullerini dükkanlarında satıp, bir komisyon alırlar, diğer tabirle tezgahtarlık ücreti alırlar… Bağımsız tüccarımız, Avrupa sermayesine, Avrupa banka, fabrika ve ticaretgahlarına haraç ermeyen tüccarımız hiç kalmış mıdır?’’
Reklam
HANCI Bilir misin hancı, bu güne kadar Hanından kaç yolcu çıktı bu yola? Sıladan gurbete giden yolcular Kaç damla göz yaşı döktü bu yola? Getirmeden bu yolların sonunu,
"Hep böyle yaşamayı düşünmüyorsun heralde." Hikmet, kahveye uzandı. (Acele etme.) Kahveyi almadan geri çekildi. "Düşünüyorum. Yani, nasıl yaşamak gerektiğini düşünüyorum, demek istedim. Şimdi oldukça vaktim var düşünmek için. Bir de geçmişim olmasaydı, çok rahat edecektim. Bazıları da, sadece geçmişimi düşünmek için gecekonduya çekildiğimi söylüyorlar. "Kimler?" Hikmet güldü: "İçimdeki bazıları. Kimseyle görüştüğüm yok."
Sayfa 140Kitabı okudu
"tamam saldırdıklarınız adam değil aferin onların da gözleri kanlı sizin kadar aferin ya biz ne yapalım şu su zerrecikleri ya biz nereye gidelim şu yıldız kümecikleri zalimden kenar durmak kötü mü aferin bu binaları kimler dikiyor böyle Tanrıya karşı göklerin kalbini kimler çiziyor her sofraya oturuşta bir tokat halka aferin hak hukuk kaf dağında kuş değil sütü kurudu mu masumun yetimin hamile kadınları kem sözlerle tekmelerken aferin taraf değilsek kesilmedik söz hünerinden aşktan ve Allahtan kesilmedik yalnız ve biriz siz çok ve öfkelisiniz sayınız kadar aferin."
Şu Yüce Dağları Duman Kaplamış. Şu Yüce Dağları Duman Kaplamış Yinemi Gurbetten Kara Haber Var Seher Vakti Burda Kimler Ağlamış Çimenler Üstünde Gözyaşları Var Ham Denizler Gördüm Yeşil Yapraktan Bulutlar Nem Almış Kara Topraktan Bir Kız Ağlar Sesi Gelir Uzaktan Yinemi Gurbetten Kara Haber Var Gönlümüz Gamlanır Böyle Günlerde Önüme Çekildi Bir Siyah Perde Yar Senin Elinden Tutuldum Derde Yinemi Gurbetten Kara Haber Var Erzincan Türküsü ( Uzun Hava) - Ali Ekber Çiçek - TRT
·
Puan vermedi
selam. böcek metaforunu gerçeğe yakınsatıp olaylara bakmak ve herkesin projektörü kendisine çevirip gerçek yüzümüzü görmek bu kitabın bana söyledikleridir. öncelikle böceklik yerine yatalakları (felçli, yaşlı ya da kanserin ileri aşaması) koyalım. sorumluluk alınıp bunlara bakılmalı diyen insanlarımız olduğunu biliyorum. ancak gerçeğimiz farklı.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,9bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.