Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Düşündürdün, bi kendimi sorgulattırdın.
Okurken bir başka kimse bizim için düşünür: Biz sade­ce onun zihin sürecini takip etmekle yetiniriz. Nasıl ki yazmayı ögrenirken talebe ögretmen tarafından kalemle çi­zilmiş çizgileri takip eder: Okurken de tıpkı bunun gibidir; düşünme işinin büyük bölümü zaten bizim için bitirilmiş­tir. Bunun içindir ki kendi düşüncelerimizle meşgul olduk­tan sonra elimize bir kitap almak her zaman bizi bir parça rahatlatır. fakat okurken zihnimiz aslında başka birisinin düşüncelerinin oyun alanından başka bir şey degildir; ve sonunda onlar bizden ayrılır, geriye kalan nedir? Ve dolayı­sıyla öyle olur ki çok fazla-yani neredeyse bütün gün oku­yan ve arada düşünmeksizin, eglence yahut meşgale ile kendisini eğlendiren kimse, yavaş yavaş kendi kendine dü­şünme yeteneğini kaybeder. tıpkı at üstünden inmeyen bir adamın sonunda yürümeyi unutması gibi. Birçok egitimli insanın durumu bundan pek farklı degildir: Okumak onları ahmaklaştınr.
Sayfa 61 - Say Yayınları
Fundamentalizm; Türkçe karşılığı olan köktendincilik, dinin kökenine (Kitap ve Sünnete) dönmek demektir; gücünü köklerden almak suretiyle, tarihin, dolayısıyla gelenek ve göreneklerin geriletici etkilerinden kurtulmayı hedefleyen ilerlemeci hareketlerdir. Yani rasyonelliğe, liberalliğe, bilim ve teknolojiye kapı açmaktır.
Sayfa 152Kitabı okudu
Reklam
Beni özetlemiş
Rus edebiyatını pek sever, özellikle isimleri hiç bilinmeyen yazarları beğenir, azıcık para denkleştirdi mi hemen yeni bir kitap almak onun en büyük keyfi olurdu.
Sayfa 123 - İthaki Japon KlasikleriKitabı okudu
:D
Hocanın biri, bölümdeki yetmiş öğ­renciye, cumhuriyet döneminden yetmiş ayrı yazar hak­kında araştırma ödevi verdi. 'Bu ödevi doğru düzgün ya­pamayan bu dersi geçemez' diyerek gözümüzü de bir güzel korkuttu. Kütüphanelere gidip günlerce araştırma yaptık ve ödevleri hazırladık. Bir ay sonra hoca 'Cum­huriyet Dönemi Yazarları' adıyla bir kitap yayımladı; bi­zim getirdiğimiz ödevlerden bir kitap hazırlamış iyi mi. Daha aşağılık olansa şu: bu kitabı bölümdeki her öğren­ci satın almak zorunda. Yoksa bu dersten geçemezmişiz!
Ne Dersiniz?
Tabii, artık kitap fiyatları da dahil bütün fiyatlar enflasyonla arttı; ancak okumanın maliyeti, kitapları ödünç almak yerine satın alsanız ve çok sayıda dergiye abone olsanız bile tütün ve içki içmenin toplam maliye­tini aşmaz.
Sayfa 11 - Sel Yayıncılık, 2. Baskı, Ağustos 2013.Kitabı okudu
"Kitap okumayı seviyorum,bu beni rahatlatıyor ama sadece okumak da değil,onları tam anlamıyla anlamak istiyorum,her şeyi bilmek istiyorum ben.Yazarları,o kitapları yazdıkları yerleri,yazma sebeplerini,yaşadıkları dönemi,o dönemin şartlarını...Sadece raftan bir kitap almak ve kütüphanemi doldurmak istemiyorum."
Reklam
“Destek almak için din büyüklerine sığınıyorsanız argümanınız ciddi bir sıkıntı içinde demektir.”
Kitap almak bir dert, okumak ikinci dert, kitaba yer bulmak üçüncü dert.
Sayfa 82 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Ağlıycamm bu kitap çok güzeeel
Belki bilerek, belki de bilmeyerek, geldiğinizden beri çok üzdünüz beni. Ama artık öyle bir haldeyim ki, bugüne değin hissettiğim acıların dörtte birini bile kaldıracak gücüm kalmadı. Halime acıyacaksınız, değil mi? Yürekli bir erkeğin benim gibi hasta ve kederli bir kadından intikam almak yerine yapacağı çok daha asil şeyler olduğunu anlayacaksınız, değil mi? Buyurun, elimi tutun. Ateşim var. Hasta yatağımdan kalkıp ilgisizliğinizi istemeye geldim. Dostluğunuzu değil."
Çıplak Gerçek/ Ben üşenmedim siz de üşenmeyin :)
"19. yüzyıla ait bir efsaneye göre, Gerçek ve Yalan bir gün karşılaşırlar. Yalan, Gerçek'e: 'Bugün muhteşem bir gün!' der. Gerçek, gökyüzüne bakıp iç çeker, çünkü gün gerçekten de çok güzeldir. Birlikte biraz zaman geçirirler. Derken bir kuyuya varırlar. Yalan, Gerçek'e: 'Su çok güzel, haydi birlikte yıkanalım' der. Gerçek biraz şüphelidir; suyu kontrol eder ve gerçekten de çok güzel olduğunu fark eder. Bunun üzerine ikisi de kıyafetlerini çıkartıp yıkanmaya başlarlar. Aniden, Yalan sudan çıkar, Gerçek'in kıyafetlerini giyer ve hızla kaçar. Gerçek, kuyudan çıkar; elbiselerini bulamayınca bir hayli öfkelenir. Yalan'ı bulmak ve elbiselerini geri almak için her yere koşar. Bu sırada Gerçek'i çıplak biçimde oradan oraya koşarken gören Dünya, bakışlarını küçümseme ve öfke ile geri çevirir ve onu görmek istemez. Zavallı Gerçek, çaresizlik içinde kuyuya geri döner. Artık sonsuza dek saklanacak ve ortadan kaybolacaktır çünkü çıplaklığından utanmaktadır. Yalan ise o gün bugündür dünyayı dolaşmakta, Gerçek gibi giyinip toplumun ihtiyaçlarına karşılık vermektedir. Çünkü Dünya, hiçbir şekilde Çıplak Gerçek ile karşılaşmak istemez."
Sayfa 17 - Çıplak GerçekKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.