Kısaltılmış Metin

Beyaz Geceler

Fyodor Dostoyevski
Rusya’nın St. Petersburg kenti Kuzey Kutbu’na o kadar yakındır ki, yaz mevsiminde iki ay boyunca bu şehirde neredeyse güneş batmaz. Beyaz geceler denilen bu çarpıcı döngü, kentin yüzlerce yıllık tarihi dokusuyla birleşince ortaya büyülü bir atmosfer çıkar. Hayalperest genç bir adamın kendini bu atmosfere kaptırması uzun sürmez. İş dışındaki tüm zamanını sokaklarda dolaşarak geçiren genç adam, sonunda çok güzel bir genç kıza rastlar. Bugüne dek yazılmış en zarif aşk öykülerinden biri...
64 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1848
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

218 syf.
·
Puan vermedi
KALDIN YİNE BİR BAŞINA
Zalim kadın Nastenka güldürmedin yüzünü garibin ne dil döktü oysa dört gün boyunca sana görünce kırığını köprü başında kanatlandın alık kuşun kanadıyla uçup gittin, koydun garibi bir başına
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202484,5bin okunma
96 syf.
8/10 puan verdi
“HAYALLER HAYATLAR”
"Sabretmek, öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmaktır. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir." Şems-i Tebrizi Kahramanımızın ismini, işini, geçmişini ailesini bilmiyoruz. Kalabalık şehrin içinde yorulmuş bunalmış yalnız biri, anlatıcı olarak hayallerinden bahsediyor nasıl hayalperest yaşadığını anlatıyor. Yaşamından memnun olmayanların kaçtıkları alan hayalperestlik. Bazıları hayal kurmanın güçsüzleştiğini iddia edebilir. Her insan birazcık hayalperesttir. Ve kahramanımız Nastenka ile tanışıyor
Beyaz Geceler
Beyaz Geceler
başlıyor. Anlatıcı bu sefer Nastenca oluyor geçmişini ve beklentilerini anlatıyor. Duygusal ve psikolojik olarak yoğunlukta akıcı bir şekilde kitap akıyor. Kitapsız kalamayan hayal kurmayı öğrenen bir Nastenka çıkıyor karşımıza… “Aşk romanlarından nefret ederim. Genç kızların ahlakını bozuyor; onları hayalperest yapıyor.” Diyordu
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
İnsancıklar
İnsancıklar
kitabında.
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
hayalperest olarak yaşadı, deneyimleri çıkarımları çok fazlaydı
Beyaz Geceler
Beyaz Geceler
’de isimsiz kahraman olarak kendi düşüncelerini verdi belkide…
İnsancıklar
İnsancıklar
kitabında ise çok başka bir hayalperest ve bakış açısı sundu. Bu kitabı sevenlere
İnsancıklar
İnsancıklar
kitabının( inceleme #228997087 ) hayalperesti ile tanışmasınıda tavsiye ediyorum.
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 201884,5bin okunma
218 syf.
·
Puan vermedi
Ne uzun bir zaman dilimidir insan ömründe bir anlık mutluluk.
--Spoiler-- 'Beyaz geceler' derin bir yalnızlıkla pençeleşmemiş insanların anlayamayacağı kadar hüzün dolu... Yalnızlık, aşk, sonra yine bol bol yalnızlık üzerine kaliteli bir hikaye. Bölümlere 4 gece diye ayrılsa da toplamda 6 gecelik bir zaman diliminde geçmekte ve sabahleyinde son bulmaktadır. Beyaz geceler ismi de malum hepiniz
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202484,5bin okunma
218 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Uzun bir aradan sonra Dostoyevski'nin cümlelerini okumak benim için çok güzel oldu. Özlemişim doğrusu... Öncelikle bu kitap Dostoyevski'nin diğer bilinen kalın romanlarına karşın kısa bir öykü kitabı. Başka öykü kitabı var mı bilmiyorum; ama öykücülükte de bir hayli başarılı buldum kendilerini. Yazar, Beyaz Geceler isimli bu öyküsünde
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202484,5bin okunma
126 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Herkesten el çekmiş, yalnızlığı yaşam tarzı haline getirmiş, çevrede olup biteni görüp hayal dünyasında sanki onlarcasıyla konuşuyormuş gibi hissedip yalnızlığa yaşam adını koymuş olsa da kimsesiz ve yaşamsızdır.Tanımadığı ama ömrünün sonuna kadar unutamayacağı Nastenka ile tanışır. Birkaç gece bütün bir ömrünü anlatır... Nastenka; dil'dir, umut, çocukluk ve en tutsağı aşk'tır. Akıcı ve başarılı bir Dostoyevski okuyacaksınız... "Çünkü seni yıllardır tanıyorum sevgili Nastenka çünkü yıllardır böyle birini arıyordum. Aradığım sendin, ikimizin şu anda buluşması kaderimizde vardı."
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Ren Kitap · 202084,5bin okunma
218 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Sevgi çiçekleri açtı bu mevsim Sevgi neymiş diye sorduğun yerde Yolduğun yapraklar şahidim oldu Bilmeden kalbimi kırdığın yerde Halil Soyuer HERKESİN BİR NASTENKA'SI VARDIR DURUR İÇERİSİNDE Bu kitabı yaklaşık 10 sene önce okumuştum, Nastenka'm gideli 2 sene olmuştu. Dostoyevski 20'li yaşlarında yazdığı bu kısa kitapta, bu öyküde belki çokça
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Sis Yayıncılık · 201384,5bin okunma
218 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kelebeğin dört günlük rüyası
“Beyaz Geceler” Dostoyevski’nin, 1948 yılında, henüz 27 yaşında iken, bir gazetede yayınlanmak üzere tasarlayarak kaleme aldığı, saf, sade, sıcacık ve fazlasıyla melodramatik bir uzun öyküsüdür. Öykünün konusu, Dostoyevski’nin hayalperest diye tanımladığı ve kendisine bir isim vermeyi dahi fazla bulduğu 26 yaşındaki sefil bir adam ile 17
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202484,5bin okunma
218 syf.
6/10 puan verdi
26 yıllık tırtıl, 4 gece kelebek olmuştur
Soluksuz okudum kitabı ve tadı damağımda kaldı. " Ben istersem öyle kapalı bir anlatım ve üst dil kullanırım ki hem çok şey anlarsınız hem de hiçbir şeyi anlamadığınızı zannedersiniz istersem öyle açık yalın bir üslup kullanırım ki olayların içinde bulursunuz kendinizi"
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Sevecen okuru sarıp sarmalayan DOSTOYEVSKİ'NİN henüz
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202484,5bin okunma
126 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Herkese merhaba (: Bir süredir Dostoyevski okumuyordum ilaç gibi geldi bu kitap. Biraz Dostoyevski’nin hayatından bahsedecek olursak, alkol bağımlısı, sert bir baba ile hastalıklı, hor görülen bir annenin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Babası sağ olsun; tıpkı Franz Kafka gibi o da nefret duygusuyla henüz küçük bir çocukken tanışmış, aynı
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Ren Kitap · 202084,5bin okunma
218 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Ah hayalperest!.. Spoiler var.
"Beyaz Geceler Öyküsü Yazısı" Ah Tanrım, nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Merhaba demedim, çünkü duyguluyum ve sinirliyim biraz. Dostoyevski’den okuduğum ikinci kitap. İlk İnsancıklar romanını okudum, pek sevemedim. Ama bu, bu mükemmeldi. 62 sayfalık öykü iki günde ruhuma ilmik ilmik işlendi. Bu dünyada kadınlara- daha doğrusu bütün
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202484,5bin okunma

Yazar Hakkında

Fyodor Dostoyevski
Fyodor DostoyevskiYazar · 137 kitap
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (Rusça: Фёдор Миха́йлович Достое́вский) (d: 11 Kasım 1821, Moskova - ö: 9 Şubat 1881, Sankt Petersburg), Rus roman yazarı. Dostoyevski, Mikhail ve Maria Dostoyevski'nin oğlu olarak 11 Kasım 1821 tarihinde Moskova'da doğdu. Altı çocuklu ailenin ikinci çocuğuydu. Babası Mikhail, askeri cerrahlıktan emekli olduktan sonra Mariinsky Hastanesi'nde yoksullara hizmet etmeye başladı. Hastane, Moskova'nın en kötü yerlerinden birinde bulunuyordu. Dostoyevski de bu hastane de doğdu. Mikhail, alkole bağımlıydı ve evini sıkı disiplin ile yönetiyordu. Çok kolay sinirlenebiliyordu. Dostoyevski'nin annesi Maria ise bir tüccar kızıydı. Dostoyevski, çocukluğunu çoğu zaman sarhoş bir baba ve hasta bir anne arasında geçirdi. Babasının çalıştığı hastaneden bulunan hastalar ile vakit geçirmeyi ve onların hikâyelerini dinlemeyi çok seven Dostoyevski, ilköğrenimini Moskova'da yaptı. Annesi tüberküloz hastalığı yüzünden öldüğü zaman, sert disipliniyle tanınan Petersburg Mühendis Okulu'na gönderildi. Arkadaşlarının, sinirli ve aşırı duyarlı bir yapıya sahip olduğu için "Ateş Fedya" lakabını verdikleri Dostoyevski, Petersburg'ta zamanını kitap okuyarak, düşüncelere dalarak ya da kardeşi Mihail ile söyleşerek geçirdi. Babasının 1839'daki ani ölümünü burada öğrendi. Okulu başarıyla bitirdikten sonra İstihkâm Müdürlüğü'ne girdi. Bir yıl sonra istifa ederek buradan ayrıldı. Ordudan ayrıldıktan sonra edebiyata yönelen Dostoyevski'nin ilk kitabı İnsancıklar, 1846 yılında yayımlandı. Bu eserinin ardından yazdığı kitaplarla beklediği başarıya ulaşamayan Dostoyevski'nin umudu kırıldı ve politikayla ilgilenmeye başladı. 1849 yılında devlet aleyhindeki bir komploya karıştığı iddiası ile tutuklandı. On ay hapishanede kalan Dostoyevski, kurşuna dizilmek üzereyken diğer sekiz tutuklu arkadaşı ile affedildi. Cezası dört yıl kürek, dört yıl da adî hapse dönüştürüldü. Cezasını çekmesi için Sibirya'da bulunan Omsk Cezaevi'ne gönderildi. Burada geçirdiği dört yılın ardından er rütbesi ile hizmete verildi. Subaylığa kadar yükseldi. 1857 yılında Maria Dmitrievna Isayeva ile evlendi. Beş yıl boyunca görev yapan Dostoyevski, 1859 yılında özgür bırakıldı ve Petersburg'a yerleşti. Petersburg'a döndükten sonra Ezilenler (1861) ve Ölüler Evinden Anılar (1862) adlı eserleri yazdı. Kardeşiyle birlikte iki dergi çıkardı. 1862'de arzuladığı Avrupa seyahatini gerçekleştirdi. Sara nöbetleri ve kumar bağımlılığı yüzünden maddi açıdan darlığa düştü. Bu dönemde Yeraltından Notlar (1864), Suç ve Ceza (1866), Kumarbaz (1866), Budala (1868), Ebedi Koca (1870) ve Ecinniler (1872) gibi eserleri yazdı. Eşinin ölümünden sonra sekreteriyle evlendi. Yeniden borçlandı ve kumarhanelerde gezmeye başladı. Kızının ölümünün ardından büyük bir sarsıntı geçirdi. Delikanlı (1875), Bir Yazarın Günlüğü (1876) ve Karamazov Kardeşler (1879) adlı eserlerinde yazarlık hayatı boyunca konu edindiği temaları yeniden ele aldı. Karamazov Kardeşler adlı yapıtını üç yılda bitiren Dostoyevski, bir ciğer kanamasıyla yatağa düştü ve 9 Şubat 1881 tarihinde öldü. Dünya edebiyatını en çok etkileyen ve en çok okunan yazarlardan biri olan Dostoyevski'nin eserleri birçok 20. yüzyıl düşünürünün fikirlerini derinden etkiledi. İlk yazarlık dönemi Ordudan ayrıldıktan sonra kurgusal roman yazmaya başladı. Dostoyevski'nin ilk kitabı olan İnsancıklar (Bednye Lyudi) ilk olarak 1846 yılında yayımlandı. Dostoyevski, toplumunu acımasız kurallarında yaşlı bir adamın öksüz bir kıza duyduğu sevdayı iç dünyasındaki derin çatışmalarla işledi. Halkın sıcak ilgisiyle karşılanan bu kitap, eleştirmenlerden de övgüler aldı. Ünlü eleştirmen Belinski, romanı okuduktan sonra Dostoyevski'ye gelecekte büyük bir yazar olacağına dair övgü dolu sözler söyledi. Şair Nikolay Neksarov, Dostoyevski hakkında "Yeni bir Gogol doğdu" diye konuştu. Yazarlıkta ün sağladıktan sonra 1846 yılında Gogol esintileri bulunan kitabı Öteki (Dvoynik) yayımlandı. Yazar bu romanda, kendini ortadan kaldırmaya çalışan benzeriyle sürekli çatışma halinde bulunan bir memurun hikâyesini anlattı. Bu romanda ele aldığı çift kişilik temasını daha sonra bazı romanlarında kullansa da roman, Belinsky dahil hiçbir eleştirmence beğenilmedi. Eleştirmenler romanı sıkıcı buldu ve alay etti. 1847 yılında ise Ev Sahibesi (Hozyayka) isimli romanı yayımlandı. Dostoyevski bu eseri ile de beklediği övgülerin aksine olumsuz eleştiriler aldı. Dostoyevski, ruhsal çöküntüye düştü ve üzüntüden hasta oldu. Ancak yazarlığı bırakmayan Dostoyevski, 1848 senesinde Beyaz Geceler (Belıye Noçi) ve Bir Yufka Yürekli (Slaboye Serdtse) adlı kitapları yayımlattı. Bir Yufka Yürekli, yazara itibarını yeniden kazandırsa da beklediği başarıyı elde edemeyen Dostoyevski'nin umudunu kırdı. Yazarlıkta umudunu kırılan Dostoyevski, politikayla ilgilenmeye başladı ve genç liberallerin (Tetrashevski) grubuna girdi. İkinci yazarlık dönemi 1859'da ordudan terhis edilerek Moskova dışında küçük bir yerde kalmaya zorlanan Dostoyevski, özgürlüğüne kavuştuktan sonra Petersburg'a döndü. Kardeşi Mihail ve arkadaşı N.N. Strahov ile birlikte Vremya (Zaman) ve sonra da Epoha (Dönem) adlı dergileri hazırladı. Bu dergilerde Slavcı düşünceyi savunduğunu belirten yazılar yazdı. Ezilenler (Unijenniye i Oskorblyonniye) ve Ölü Evinden Anılar (Zapiski iz Mertvogo Doma) ile kendinden söz ettirdi. 1863 yılında arzuladığı Avrupa seyahatini gerçekleştirdi. Sara nöbetleri ve kumar borçları yüzünden sıkıntıya düşen ve yayımcılardan yazmadığı romanların avanslarını alarak yaşayan Dostoyevski, Yeraltından Notlar adlı yapıtı 1864 yılında yayımlandı. Romanda bir zihnin derinliklerine indi. Suç ve Ceza (Prestuplenie i Nakazanie) ve Kumarbaz(İgrok) adlı yapıtları 1866 yılında yayımlandı. Dostoyevski, Suç ve Ceza'yı 1858 yılında Semipalatinsk'te bulunduğu zaman Roussky Slovo dergisi için uzun bir hikâye olarak tasarlamıştı. Bunun nedeni, Sibirya'dan ayrılana dek roman yazmama kararı almasıydı. Dostoyevski, kardeşi Mihail'e gönderdiği bir mektupta kitap hakkında: “ ...Konusu gerçekten çok güzel. Kahramana gelince, bugüne kadar hiç denenmemiş bir kişi. Ama bugünün Rusyasına bakacak olursak, böyle bir kişi karşımıza sık sık çıkmaktadır. Bu sonuca halkın kafasını yeni fikirleri anlayarak vardım. Öyle hissediyorum ki, yeni fikirler ve görüşlerle döndüğüm zaman, romanımı genişletmekte başarılı olacağım. Kişi aceleye gelmemelidir dostum. Ve insan iyi olanın dışında hiçbir şey yapmamalıdır... ” diye yazdı. Dostoyevski, bu eserinde bir Rus aydını olan Raskolnikov'un kendi doğrusu adına işlediği cinayetleri ve vicdanıyla hesaplaşmasını konu edindi. Yazar, küçük bir otel odasında ve kötü bir ekonomik durumla yazdığı Suç ve Ceza'yı 1866 yılında tamamlamıştı. Dostoyevski'nin yazdığı Budala (Idiot) eseri 1866, Ebedi Koca (Veçnıy Muj) 1870, Ecinniler (Besı) 1872 yılında yayımlandı. Bütün bu başyapıtlar birbirinin izledi. Karısı öldükten sonra sekreteri Anna Grigoriyevna Snitkina ile evlendi. Yeniden borçlanan ve kumaranelerde dolaşmaya başlayan Dostoyevski, bir kız çocuk sahibi oldu. Ancak kızı fazla yaşayamadı ve doğduktan kısa süre sonra öldü. Dostoyevski de bu yüzden büyük bir sarsıntı geçirdi. 1875'te Delikanlı (Podrostok), 1876'da Bir Yazarın Günlüğü (Dnevnik Pisatelya)[ ve 1879'da Karamazov Kardeşler (Bratya Karamazovi) adlı romanları yayımlandı. Hayatı boyunca eserlerinde işlediği temaları yeniden ele aldığı, insan duygularının derinliğine inen eserler yazan Dostoyevski, Karamazov Kardeşler'de Ivan ve Alyosha Karamazov adlı karakterler için filozof Vladimir Sergeyevich Solovyov'dan ilham aldı. Zosima ve Alyosha'nın öne çıkacağı Bir Büyük Günahkarın Yaşamı adlı eseri tamamlayamadı. 1881 yılının Ocak ayında bir ciğer kanaması geçirerek yatağa düştü ve 9 Şubat 1881 tarihinde öldü. Dostoyevski için yapılan cenaze töreninde yaklaşık otuz bin kişi tabutunun arkasında yürüdü. Dostoyevski, beğeniyle karşılanan ilk romanı İnsancıklar'dan sonra yazdığı Öteki ve Ev Sahibesi ile olumsuz yorumlar aldı ve depresyona girdi. Ancak yazar, kendisini ruhsal çöküntüye götüren düşüncelerden uzaklaşmayı bildi. Dış dünyadan kopan zihninin parçalanışını kendi çözen yazarın eserlerindeki ruhbilimsel açıdan en zengin tema da çift kişilik temasıdır. Kendini ortadan kaldırmaya çalışan benzeriyle sürekli çatışma hali içerisinde bulunan bir memuru anlattığı Öteki adlı yapıtında daha sonra da işleyeceği bir tema olan çift kişilik temasını işlemişti. Ellili yaşlarında içine bazen bir karamsarlık ve ağırlık çöken Dostoyevski, bu durumu ikinci eşi Anna Grigoriyevna Snitkina’ya "Sanki bir suç işlemişim gibi bir çeşit sebepsiz hüzün ve keder içindeyim" diye açıklamıştı. Ecinniler'de Stavrogin'i bir çocuğa tecavüz ettirmiş olması yüzünden de kendini hep suçlamıştı. Dostoyevski kendi çocukluğunda, annesine acı çektirmesinden, sürekli sarhoş olmasından ve hizmetkârlara kötü davranmasından dolayı babasından nefret ediyordu. Eserlerinde kullandığı, kaderine boyun eğen ve uysal kadın örneğini kendi evinde; annesinde gördü. Kadının alttan alması, erkeği daha da kızdırmaktan başka bir işe yaramayacağını görmüştü. Çok duyarlı biri olan Dostoyevski, bu yüzden babasına kin besliyordu. Babasının ölümünü haber aldığında, "Babamın ölümünde benim hiçbir suçum yok, ama bu öldürmenin kefaretini ödemeye hazırım, çünkü içimden onu öldürmek geçiyordu" diyerek Karamazov Kardeşler adlı romanında yer alan Dimitri Karamazov'un tepkisinin benzerini gösterdi. Dostoyevski, babasının ölümünü istediğini düşünerek depresyona girdi. Bazı yazarlara göre de ilk sara nöbetlerine de bu düşünce sebep oldu. Sigmund Freud ve birçok psikanalizci, babaya duyulan bu nefrete ve bunu izleyen suçluluk düşüncesine dayanarak Dostoyevski'nin hastalığının sinirsel kökenli olduğunun ortaya çıkardı. Andre Gide, Ezilenler adlı romanın, aşağılanışın insanı cehennemlik ettiği, alçakgönüllüğünse kutsallaştırdığı fikriyle dolu olduğunu söylemişti. George Steiner ise Charles Dickensvari bir havanın olduğunu söylediği Ezilenler'de bulunan temanın Ebedî Koca'da, Ecinniler'de ve Karamozov Kardeşler'da da yer aldığını söyledi. Nicholas Berdyaev, Dostoyevski'nin bütün yaratıcı gücünü insana ve insanın kaderi temasına adadığını, bunun da onu ölümsüz kılmaya yettiğini belirtti. Devlet aleyhinde bir komploya katıldığı iddiası ile tutuklandıktan sonra sekiz ay hapisanede kalan Dostoyevski, suç ve ceza kavramlarıyla en yoğun şekilde burada karşılaştı. İdam edilmek üzereyken affedildi. Cezası dört yıl kürek ve altı yıl adî hapse dönüştürüldü. Dört yılın sonunda er rütbesi ile kışlaya verildi ve 1859 yılında terhis edildi. Suç ve Ceza adlı eserini 1858 yılında oluşturmaya başladı. Bu eserinde ahlak kavramını ve siyaseti harmanladı. Dostoyevski, bu romanda sadece Rus halkını değil, tüm insanlığı tehdit eden bir kısır döngüden kurtulmanın gerçekleşebileceğini vurguladı. Yazar, John Stuart Mill'in ekonomik refah için bireysel bencilleşmeyi öneren kuramını Semyon Zaharoviç Marmeladov'un ağzından eleştirdi. Dostoyevski, düşünce ve sanat deneyimini sürekli olarak arttırdı. Tanrı'dan, ateizmden, kötülükten, özgürlükten söz eden roman karakterleri, gerçekte aynı bilincin farklı anları gibidir. Bu karakterler aracılığıyla Dostoyevski, cinleri ruhundan uzaklaştırır. Bakış açısı değişmekle beraber eserleri, gerçeğin hep aynı çoşkulu ve acı veren arayışı içerisindedir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.