Aşk öyle büyük bir duygu ki, hiçbir şey yokken o vardı ve hiçbir şey kalmadığı zamanda o bulunmaya devam edecektir. O gerçeğin köprüsü, ilk ve son olan şeydir.
|
Dumas, Monte Kristo Kontu'nun yapısını iç içe hikâyeler tekniği ile kurmuş. Bu tekniğin ilk halini Binbir Gece Masalları(Arap Geceleri)'nda görürüz. Zaten Dumas, sıkça Binbir Gece Masalları'na anıştırmada bulunur ve Binbir Gece Masalları'nın kahraman isimlerini kullanmaktan çekinmez. Metinde ana hikayeden bağımsız verilen bütün yan hikâyelerin temel konusu ise bir kadın yüzünden erkeklerin/erkekliğin düştüğü zor durumlardır. Binbir Gece Masalları'nda da kahramanı yolculuğa çıkaran ya bir ecinni ya da bir kadındır ki ecinnilerin çoğunun cinsiyeti de kadındır.
Birinin yokluğu bana aklımı yitirtti. Ey benim çıldırdığıma inananlar, buna neden olanı bana geri getirin. Ruhuma bir merhemin ferahlığını getirmiş olursunuz.
Binbir Gece Masalları'nın 1.cildinde yer alan "İkinci Kalenderin Öyküsü"nün başkişisi olan İkinci Kalender, bir ecinniye tarafından maymuna çevrilir. İkinci Kalender usta bir hattattır ve ecinniye tarafından cezalandırılıp maymuna dönüştürüldüğünde de bu ustalığını yani yeteneğini yitirmez. Maymun haliyle İkinci Kalender, bir gemiye alınır ve bir sahil şehrinin hükümdarına satılır. Maymun da olsa hattatlığındaki üstün yeteneği sayesinde hükümdar tarafından çok takdir görür, katırlara bindirilip gösterişle saraya davet edilir ve hediyelendirilir, hilat giydirilir.
Beni bu noktada düşündüren takdirin ve iltifatın yöneldiği yönlendiricinin maymun olması oldu. Çünkü sanırım öyküde anlatılmak istenilen hilhatı giyenin de katıra bindirilenin de ve hükumdar tarafından hürmet görenin de marifet yani yetenek olduğudur ki marifet sahibinin bir maymun olması da bunu değiştirmez.