Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir İdam Mahkumunun Son Günü

Victor Hugo

Bir İdam Mahkumunun Son Günü Hakkında

Bir İdam Mahkumunun Son Günü konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Salonun dibindeki yargıçlar, yakında işi bitireceklerinden olmalı, keyifli keyifli, kurulmuş oturuyorlardı. Camdan yansıyan bir ışınla aydınlanan başyargıcın yüzünde bir rahatlık ve iyilik havası vardı; genç bir savcı yardımcısı dik yakalığı ile oynayarak, lütfedilip arka sıraya oturtulmuş bulunan gül rengi şapkalı bir hanımla sohbet eder gibiydi. Bir İdam Mahkumunun Son Günü, Victor Hugo'nun (1802-1885) idam cezasının hem trajik ve hem de saçma yanını göstermeyi amaçladığı bir gençlik yapıtıdır. Yapıt bu yönüyle önem taşımakla birlikte birinci tekil şahıs ben ile yazılmış ilk roman olma özelliğiyle yol açıcı bir öncüdür. Roman kahramanının da söylediği, bir tür zihinsel otopsi olan bu romanda, modern edebiyatın ilk iç monoloğudur. "Bu yapıt Charles Dickens’i ömür boyu etkilemiştir. Dostoyevski kurşuna dizilmek üzere idam mangasının silahlarıyla burun burunayken bu yapıtı anımsamıştır. Bir İdam Mahkûmunun Son Günü bir insanın için için kendi kendiyle konuşması, türünün başyapıtı; Victor Hugo’nun bugün bile en çağdaş eseridir." (Graham Robb)
Çevirmen:
Ender Gürol
Ender Gürol
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 43 dk.Sayfa Sayısı: 96Basım Tarihi: 8 Ocak 2016İlk Yayın Tarihi: 1829Yayınevi: Cem YayıneviOrijinal Adı: Le dernier hour d’un condamne
ISBN: 9789754066630Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 73.1
Erkek% 26.9
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Victor Hugo
Victor HugoYazar · 87 kitap
Victor Hugo 26 Şubat 1802'de Fransa'da doğdu. Liseyi bitirdikten sonra kendini tümüyle edebiyata adadı. 1824 yılında Fransız coşumcularının (romantikler) yayın organı olan La Muse Française dergisini kurdu. Cenacle adını taşıyan coşumcu sanatçılar çevresinin üyesi ve onun odak noktası oldu. 1830-1843 arasında en verimli dönemlerinden birini yaşadı. Romanları, tiyatro yapıtları ve şiirleriyle başarıdan başarıya koştu. 1831'de Notre Dame de Paris (Paris'in Notredame Kilisesi) adlı büyük romanını yayımladı. 1841 yılında Fransız Akademisi'ne üye seçildi. Çok sevdiği kızı Leopoldine'nin 1843'de kazayla boğularak ölmesi üzerine 1852'ye dek yeni yapıt vermedi. 1848 Devrimleri'nden sonra parlemento üyeliğine seçildi. 3. Napoleon'un hükümet darbesini engellemeye çalıştı, başaramayınca 1851 yılında Belçika'ya kaçmak zorunda kaldı. Ateşli bir demokrasi ve cumhuriyet yanlısı olarak imparatorluk rejimini eleştiren yapıtlar yazdı. 1855-1870 arasını küçük bir İngiliz adası olan Guernsey'de geçirdi. O dönem yazarlığının en üretken yılları olmuştur. 1862 yılında başyapıtı olan Les Misérables (Sefiller) adlı romanını yayımladı. Bunu 1866'da Les Travailleurs de la Mer (Deniz İşçileri) ve aynı yıl L'Homme qui Rit (Gülen Adam) gibi önemli romanları izledi. Fransa'da Cumhuriyet yeniden kurulunca Paris'e döndü. Ulusal Meclise seçildi. Artık Fransa'nın en gözde kişilerinden biriydi. Paris Komünü'nün ezilmesinden sonra komüncülerin bağışlanması için çok uğraştıysa da sonuç alamadı. Giderek siyasal ve toplumsal yaşamdan elini eteğini çekti. 1885 yılında ölüm döşeğinde iken; "Tanrı'ya inanıyorum, ahirete inanıyorum; fakat hiçbir kilise papazını başımda istemiyorum. Beni seven bütün dünya insanlarının gönülden dualarını bekliyorum. Bu benim için kafidir." diyerek 22 Mayıs 1885 yılında hayata gözlerini yummuştur.