“Bunu destansı bir şeye dönüştürmeden, sınırlandırılmış gibi göstermeden, karşı çıkılamayacak olana karşı çıkmadan, affedilmez bir şeye hınç duymadan anlatmanın imkanı var mı?"
Kahramanımız 64 yaşındaki Salih Ömer ülkesi Zanzibar’dan sahte bir pasaport ve isimle İngiltere’ye gider ve sığınma talebiyle bir mülteci olarak ülkeye ayak basar. Bundan sonra, birkaç kuşak öncesi aile tarihi ile birlikte zamanda geri dönüşlerle kendisinin Zanzibar’da yaşadıklarını merakla okumaya başlıyoruz.
Yine Gurnah bize sade ve yalın ama büyülü bir dille çok katmanlı bir hikaye anlatmış. Bu hikaye acı bir, adalet/sizlik, aile, göç, yabancılık, isyan, açgözlülük, hukuk/suzluk, sömürgecilik, ırkçılık hikayesidir.
Daha önce yazardan okuduğum Kumdan Yürek kadar etkileyici ve sarsıcı olan bu kitabını da severek okudum. Gurnah’ın kitaplarında anlattığı, kahramanların varoluş ve aidiyet sorunlarını, değindiği tarihi konuları, aralarda atıf yaptığı edebi eserleri okumayı çok seviyorum.
Hem kişisel hem de bir ülkenin deneyimlemek zorunda kaldığı dönemleri okumak duygusal açıdan zorlayıcıydı. Bu güçlü metni çok severek okudum, tavsiyemdir.
Not: Okuyacak arkadaşlara, kitapta oldukça sık adı geçen ve atıfta bulunulan Herman Melville’in Katip Bartleby kitabını öncesinde henüz okumadıysanız okumanızı tavsiye ederim.
......
"Belleğin toprakları suratsız bir yer ...."